Haçlı dünyası bir türlü medeniyetin "M"sine ulaşamadılar, hep deniyet'te alçaklıkta kaldılar. Beslendikleri inanç sistemi, muharref İnciller, onları aşağıların aşağısına yuvarladı. İnsanca yasamayı ve insanlara insanca davranmayı bir türlü başaramadılar.
Sahip oldukları teknik ve teknolojik donanımların desteği, reklamı ile bütün dünyaya uygarlık diye yutturduklarının, fazla geçmeden aygırlıklar dizisi olduğu ortaya çıktı.
Zaten birinci ve ikinci dünya savaşlarını başlatan taraf olan, milyonlarca insanın katledilmesini başarı diye takdim eden bir anlayışın, bir zihniyetin medeniyet adına uygarlık adına inandırıcı hiç bir şey söylemesi mümkün değildi. Dünyanın dört bir yanında katliamların baş mimarları kendileri olduğunu sakladılar, gizlediler, ölülerin barışta timsah gözyaşları dökme sahnelerini de iyi reklam ettiler, iyi servis yaptılar.
Bugün yaşadığımız Afganistan, Irak, Filistin, Çeçenistan tecrübeleri bir kez daha ortaya koydu ki haçlı-siyonist ittifakının medeniyet seviyesine çıkmaya hiç niyetleri ve gayretleri yoktur. Eskiden olduğu gibi alçaklarda dolaşmayı, alçaklıkların faili olmayı sürdürüyorlar.
Yalancı, iftiracı, hokkabaz, maddeperest, menfaatperest, yobaz, kendi inancının, saplantısının dışında hiç kimseye, hiç bir şeye hayat hakkı tanımayan, zerre kadar bir menfaat için şehirleri ateşe verecek kadar aç gözlü milletlerin, devletlerin, inanç sahiplerinin uygar olmaları, medeni olmaları mümkün değildir.
Bir yalan üzerine, düzmece raporlar üzerine Irak gibi bir ülkeyi ateşe veren, insanların cayır cayır yanmasını zevk içinde seyreden, arşa yükselen feryatları müzik niyetiyle dinleyen eli kanlı katiller, bir de utanmadan, sıkılmadan dünyaya tepeden bakıyorlar, üstünlük, büyüklük taslıyorlar. Masum insanları katletmek kovboy geleneklerine göre bir üstünlük sayılabilir ama insanlık nezdinde alçaklık, adilik, şerefsizlik olarak algılanmaya devam edecektir.
Birinci dünya ve ikinci dünya savaşlarında, istiklal mücadelemizde edindiğimiz tecrübelere ilaveten bugün bir kez daha anladık, bir kez daha gördük ki, uygarlık diye bizi de özendirdikleri dünya, aygırlar ve aygırlıklar dünyası imiş.
"Ahsen-i takvim" noktasında durup da aygırlıklara özenmek olur mu?
Akıllı olun biraz.
Sahip oldukları teknik ve teknolojik donanımların desteği, reklamı ile bütün dünyaya uygarlık diye yutturduklarının, fazla geçmeden aygırlıklar dizisi olduğu ortaya çıktı.
Zaten birinci ve ikinci dünya savaşlarını başlatan taraf olan, milyonlarca insanın katledilmesini başarı diye takdim eden bir anlayışın, bir zihniyetin medeniyet adına uygarlık adına inandırıcı hiç bir şey söylemesi mümkün değildi. Dünyanın dört bir yanında katliamların baş mimarları kendileri olduğunu sakladılar, gizlediler, ölülerin barışta timsah gözyaşları dökme sahnelerini de iyi reklam ettiler, iyi servis yaptılar.
Bugün yaşadığımız Afganistan, Irak, Filistin, Çeçenistan tecrübeleri bir kez daha ortaya koydu ki haçlı-siyonist ittifakının medeniyet seviyesine çıkmaya hiç niyetleri ve gayretleri yoktur. Eskiden olduğu gibi alçaklarda dolaşmayı, alçaklıkların faili olmayı sürdürüyorlar.
Yalancı, iftiracı, hokkabaz, maddeperest, menfaatperest, yobaz, kendi inancının, saplantısının dışında hiç kimseye, hiç bir şeye hayat hakkı tanımayan, zerre kadar bir menfaat için şehirleri ateşe verecek kadar aç gözlü milletlerin, devletlerin, inanç sahiplerinin uygar olmaları, medeni olmaları mümkün değildir.
Bir yalan üzerine, düzmece raporlar üzerine Irak gibi bir ülkeyi ateşe veren, insanların cayır cayır yanmasını zevk içinde seyreden, arşa yükselen feryatları müzik niyetiyle dinleyen eli kanlı katiller, bir de utanmadan, sıkılmadan dünyaya tepeden bakıyorlar, üstünlük, büyüklük taslıyorlar. Masum insanları katletmek kovboy geleneklerine göre bir üstünlük sayılabilir ama insanlık nezdinde alçaklık, adilik, şerefsizlik olarak algılanmaya devam edecektir.
Birinci dünya ve ikinci dünya savaşlarında, istiklal mücadelemizde edindiğimiz tecrübelere ilaveten bugün bir kez daha anladık, bir kez daha gördük ki, uygarlık diye bizi de özendirdikleri dünya, aygırlar ve aygırlıklar dünyası imiş.
"Ahsen-i takvim" noktasında durup da aygırlıklara özenmek olur mu?
Akıllı olun biraz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Çocukluğumuzun ramazanları / 07.03.2025
- Tuttuğumuz oruç bizi tutamıyorsa… / 06.03.2025
- Merhaba ey Hak’tan ferman merhaba! / 04.03.2025