UYANMA ZAMANI
Madenler ülkemizin en büyük serveti ancak insanımız çok çok daha büyük servet... Özelleştirme, taşeronlaşma, aşırı kâr hırsı, sorumsuzca maliyetleri kısma anlayışı nedeniyle hem insanlarımızı, hem de yeraltındaki servetimizi heba ediyoruz
16.05.2014 00:00:00
RECEP BAHAR / HABER-ANALİZTürkiye dünyanın en zengin maden yataklarını bünyesinde barındıran ülkelerden biri... Dünyanın en zengin bor yatakları ülkemizde... Bakır, altın, nikel, kömür, manganez, krom gibi sürdürülebilir sanayi için gerekli olan kıymeti madenlere sahibiz... Ancak gelin görün ki 2003 yılında çıkarılan Maden Yasası ile bu milli servet ya yabancılara peşkeş çekildi, ya da ehliyeti sorgulanması gereken özel şirketlere teslim edildi. Sonuçta Türkiye, çıkarılan maden miktarına bağlı olarak maden kazalarında dünyada ilk sıraya yükseldi. Peşkeşler neticesinde ne vatandaşımız zenginleşti, ne de devletin borcu azaldı. Hatta hem vatandaş daha da yoksullaştı, hem de kamu borcu arttı. Altın, nikel yabancıya; kömür yerliye!Türkiye'de altın, gümüş, bakır ve nikel gibi getirisi yüksek maden yatakları yabancı şirketlere teslim edildi. Mesela Kanadalı Rio Tinto'ya bağlı Anatolia Minerals, Erzincan'ın İliç ilçesinde bulunan altın madenini işletiyor ve her yıl 6-6.5 ton altın çıkarıyor. Şirket her yıl yüz milyonlarca doları kasasına indiriyor. İzmir'de Efemçukuru köyünün altında bulunan 34 ton altını çok uluslu Eldorado Gold işletmesi çıkarıyor. Manisa Çaldağ'daki 40 milyon tonluk Nikel rezervini sicili epey bozuk İngiliz Sardes şirketi sülfürik asitle çıkaracak. Turgutlu Çaldağ'da 2 milyon ağacın kesilmesi konuşuluyor. Felakete 'özel' davetiyeYabancılar şimdilik rezerv tahmini 20 milyar tonu aşan kömür madenlerini işletmek için girişimde bulunmadı. AKP Hükümeti, milli servet kömür madenlerini tek tek yandaş olarak tabir edilen özel şirketlere teslim ediyor. Özel sektör madenleri devraldıkça, Soma'da faciasında olduğu gibi kâr marjını arttırmak için maliyetleri kısıyor. Maliyetler kısıldıkça, felaketlere davetiye çıkarılıyor. Nitekim Elektrik Mühendisleri Odası'na göre Soma'daki madende yangın trafodan değil kapatılmayan damardan çıktı. Mühendisler, gazları algılayacak ve havalandırmayı yönetecek sistemlerin yetersiz ve eski olduğunu tespit etti. Havalandırma sisteminde tek giriş-çıkışın olması facianın boyutunu büyüttü. Batı ülkelerinde zorunlu olan 40 madenciyi 30 gün boyunca koruyabilecek yaşam alanları Türkiye'deki maden işletmeleri için şart değil! Böyle bir kaçış odasının maliyeti en fazla 250 bin dolar... Eğer Soma'da bunlardan 15 tane olsaydı, bir başka ifadeyle Soma Kömür İşletmesi 3 milyon 750 bin, yan unsurlarıyla beraber 5 milyon dolarlık ilave yatırım yapsaydı bugün şu anki verilere göre 300'den fazla işçimizi kaybetmeyecektik. İşler düzgün yapılsaydı...Dahası Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı denetimleri adamına göre yani yandaş olup olmadığına bakarak yapmasaydı, teknik müfettişlerin sayısını 600'den 2000'lere çıkarsaydı, denetimler 'salla başını, al maaşını' türünden olmasaydı bugün belki de Soma faciası yaşanmayacaktı ve Türkiye yasa bürünmeyecekti. Vatandaş silkelemeliSoma'da sorumsuzluk ve ihmal listesi çok uzun... Soma'dan çıkarılması gereken dersler çok... Bu dersleri öncelikle hükümet, ardından vatandaş çıkarmalı. Vatandaş, seçtiklerine hesap sorabilmeli, yakasına yapışabilmeli, onları silkeleyebilmeli, dahası somut projesi olanı iş başına getirmeli. Mesela Somalı başta Başbakan Erdoğan olmak üzere AKP Hükümeti yetkililerine şunu sorabilmeli: "Soma Kömür İşletmesi, 1984'ten 2005 yılına kadar kamunun elinde iken neden burada tek kaza olmadı da, 2009 yılında Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın çabasıyla Soma Holding'in eline geçtikten sonra bu madende 20 kaza yaşandı."Önce vatandaş silkinip ayağa kalkmalı, ardından da yetki verdiklerini silkelemeli. Bu yapılmadıkça daha çok Soma'lar yaşarız, yaşları 20-35 arasında olan fidan gibi vatan evlatlarını 'para, daha çok para' diyenlerin ihtirasları uğruna kara toprağın bağrına iteriz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.