Bağımsız Türkiye Partisi Genel Yardımcısı Ali Gedik, ülkemizin hiç bir devirde yaşamadığı sıkıntılı bir dönemde bulunduğunu, milleti millet yapan unsurlar ve değerlerin tam manasıyla bir kültür erozyonuna mahkum edildiğini, bir yandan da devleti devlet yapan irade ve müesseseler aynı akıbeti hem yıkım olarak, hem de yağmalama olarak yaşamaya terk edildiğini söyledi. Gedik yaptığı yazılı basın açıklamasında şunları kaydetti: "Dış politika da yapılan her görüşmede hep veren ve kaybeden taraf biz oluyoruz Kıbrıs'ta kaybeden biz... Irak'ta kaybeden biz. Böyle devam ederse Ege'de, Güneydoğu'da ve Doğu'da kaybedecek olan yine biz olacağız. Bartholomeos'un "ekümenik" iddiaları da İstanbul'un ne denli tehlikede olduğunu gösteriyor.400 milyar dolar borçla bütün bir ekonomi iç politikamızla dış politikimazla aynı uçuruma doğru gittiğinin bir göstergesinden başka bir şey değil.Üretimi bir tarafta kotalarla bir taraftan da yok pahasına düşük fiyatlarla adeta cezalandıran bir takım politika ile vatandaşın ve devletin topraklarını yabancılara satmaya teşvik etmek millet ve devlet anlayışından ne kadar uzakta olduğunu gösterir.Bir zamanlar bugünler için kuşatma altına alınan bu ülke bugün işgalin ve yağmalanmanın adeta acı kaderini yaşıyor.Dini, milli, tarihi inancımız, kültürümüz ve ortak değerlerimizin kimileri tarafından inkar, kimileri tarafından ihmal, kimileri tarafından da istismar edile edile millet ve devlet yapımızı da içten içe yokkluğa mahkum etmek için birbirimizle sadece düşman olmakla kalmadık o kötü akıbeti yaşamak için adeta yarış ettik.Dikkat ediniz hiç bir mesele çözülmemiştir. Bu memlekette hepimiz laiklik ve irtica münakaşalarıyla büyüdük. Ama bir türlü çare bulamadığımız gibi tarifini dahi yapamadık, yapmadık...30 yıl önce 10 bin şehit bedelle kurtulan ve kurulan KKTC, bugün ucuz bir bedel karşılığında Rumlara peşkeş çekiliyor.Bölünme noktasına geldikTeröre de 35 bin şehit verdik. Ama ipin ucu batılı dostlarımızın elinde olduğu için biz bir arpa boyu yol alamadık ama onlar Kerkük'te sözde bayraklarını astılar.Yine sözde Ermeni soykırımı iddiaları da batılı dostlarımızın yoğun gayretleri ile dile getirildi. Biz gerekli cevab-ı tokatı indirmeyince şimdi onlar bütün bu asılsız iddialarla bizi mahkum etmeye çalışıyorlar.Netice olarak bugüne kadar takip edilen iktidar, muhalefet, aydın anlayışımızla devleti de, milleti de, vatanı da, dini de, kültürü de milli ve tarihi değerleri de yozlaştıra yozlaştıra bölünme, parçalanma noktasına geldik.AKP hükümeti ve milletvekilleri ise ABD ile stratejik ortak olmak, AB'ye girmek ve Vatikan'ın son tuzağı "dinlerarası diyalog" gibi ham hayaller uğruna devlet idaresini tam manasıyla bir mirasyedi mantığı ile söndürmeye ısrarla devam ediyor.ABD ve AB yandaşlarının tuzu kuruların, bir kısım aydın ve medyası çevrelerinin desteğini arkasına alan sayın Başbakan Erdoğan ve arkadaşları eğer halkın sessiz ve tepkisiz kaldığını zannediyorsa bunun faturasının çok ağır ve acı olacağını yapılacak ilk seçimde görecektir.Millet "Haydar hoca" diyorBTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadroları her gün esnaf ve köylülerle iç içe oldukları için halkımızın hemen her konuda ne kadar muzdarip, peşiran ve pişman olduğunu görüyor.Ve Yüce milletimiz bu sefer demokratik hakkını dışa bağımlı hiçbir partiye ve politikacıya kullandırmayacaktır.Çünkü bu yüce millet BTP'yi de, Prof. Dr. Haydar Baş'ı da "Kainat Devleti, projeleriyle tanıdı ve artık kararını verdi. Vatandaş "bu sefer Haydar Hoca" diyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.