Sayın Erdoğan ve AKP kurmaylarının 19 yıldır bahaneleri bitmedi, bitmeyecek gibi de görünüyor.
Gündem ekonomi ve hep bir ağızdan ekonomideki çöküşe bahanelerini tek tek sıralıyorlar. Hatta bir ara 2001'e bile gittiler ve 2001 ekonomik krizinin etkilerini hala görmekteyiz, dediler.
O gün BTP Lideri Hüseyin Baş, '2001 krizini bilmem ama 3 Kasım 2002'nin etkilerini yaşadığımız kesin' mesajını paylaşmıştı.
TÜİK bile onca takla atmasına, amuda kalkmasına rağmen açıkladığı son rakamlarla (enflasyon % 36) AKP'nin ülkeyi Bahçeli'nin ortağı olduğu hükümetten bile geriye götürdüğünü resmi olarak ilan etti.
Gerçeği açıklasaydı (yani % 80), ülkeyi Çiller mi yönetiyor, sorusu sorulacaktı!
Durum vahim! 15 gün önce 18,34'e yükselen doları, 'bir saatte hallettik' diyenler şimdi ne çözüm bulabiliyor, ne de çıkış! Yaptıkları tek şey zam.
Birde zamma kılıf!
AKP MKYK üyesi Mücahit Birinci: "Zam geldiği gibi gider... Anlık tepkiye lüzum yok. Biz başardık, yine sizlerle el ele biz başaracağız. Dolarda anlık tepki verenleri ne hale getirdik hatırlayınız, hem de bir gecede..." mesajını yayınladı.
Haliyle tepkiler geldi.
Birinci bey ikinci mesajını da yayınladı: 'Zam geldiği gibi gider demişiz hoplamış botlar... Dolar da yükseldiği gibi düşer demiştik, hoplamışlardı, ne oldu? Twitter azgınlarını sakın milletimizin çoğunluğu sanmayan... % 0.00001 bu zıpzıplar...'
Nereden? Twitter'dan. Kimmiş twitter azgını?
11 milyon kayıtlı üyemiz var, diyen AKP iktidarı, devlet imkanlarıyla sosyal yardım adıyla 2020 yılında 6 milyon 630 bin haneye destekte bulunduğunu övünerek açıklıyor. Sürekli yardım alan hane sayısı ise 2 milyon 400 bin civarında.
Son zamlardan ve hükümetin çaresizliğinden ötürü o 6 milyon 630 bin hanede yaşayan 24 milyon insan bile, 'bu yardımlar devem edecek mi, etmeyecek mi' endişesi içinde uyuyamıyor.
İşte bu tabloda AKP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, Erdoğan örneği veriyor. Onun gibi çalışacağız, gayret edeceğiz, yorulmayacağız ve kazanacağız, dedikten sonra 'bana şu soruyu sormayın, 'nasıl kazanacağız?' 'Nasıl'ı çöpe at. Kazanacağız. 'Nasıl'ı yok. Kazanacağız. Çünkü başka yolu yok' diyor.
Yani ekonominin altından da, üstünden de sesler geliyor. Artık din, iman, ezan, dış güçler, kuşatma, savaş, hainler, terörle mücadele, Ey CHP vs. çıkışları, vatandaşın karnını doyurmadığı gibi kalbine de işlemiyor.
Gidişat uykulara kaçırıyor. Uyku demişken! Sosyal medyadan bir hikaye aldım.
Uyku sorunu yaşayan bir kişi psikologa gider. 'Efendim, geceleri uyuyamıyorum. Sürekli yatağın altında biri var gibi geliyor. Yatağın altına girip, orada uyumayı deniyorum. Bu defa da yatağın üstünde biri var gibi geliyor' der.
Adamı dikkatle dinleyen psikolog; 'Evet, hallederiz bu sorununu. Bana haftada iki kere geleceksin. 6 Aylık bir tedavi sonunda sizi iyileştireceğimi umuyorum' der.
Peki, her seansa ne kadar ödeyeceğim?
Her seans 200 TL. 6 ay toplamı 9.600 TL eder.
Adam, 'peki, deyip gitmiş. Gidiş, o gidiş!
Psikolog birkaç ay sonra adama sokakta rastlamış: 'Ne oldu hastalığınız' diye sormuş?
Adam, 10 TL'ye hallettim, demiş.
Haliyle Psikolog şaşırmış ve 'nasıl oldu bu' diye sormuş.
Adam; 'Sizden çıktıktan sonra ilerideki kahvede oturdum. Çay içerken kara kara düşünüyordum. Yan masadaki amca halimi fark etmiş olacak ki, 'hayırdır evlat' diye sordu.
Amcaya uzun uzun hastalığımı anlattım! Amca, 'oğlum, yatağın bacakları kes, öyle yat' dedi.
Hemen eve gidip, karyolanın bacaklarını kestim. Mesele halloldu. Artık ne yatağın altından, ne de üstünden ses gelmiyor.
Şimdi bizde aynısını yapacağız. Zenginlik içinde yaşayıp, bizlere sabrı tavsiye edenlere destek vermeyeceğiz. Kapitalist partilere dur, diyeceğiz ve kapitalizmin bacaklarını keseceğiz. Nedir o bacaklar? Dolar, faiz, serbest piyasa, yabancı sermaye ve borçlanarak büyüme.
Bunların yerine madenlerimizi kaynak gösterip, senyoraj hakkımızı devreye koyarak milli paramızı piyasaya sürüp, doların hakimiyetine son vereceğiz. Faizi sıfırlayacağız. Milli paralar ile ticaret yaparak, serbest piyasa adı altındaki emperyalist sömürüyü bitireceğiz.
Ne ile Milli Ekonomi Modeli ile.
Kim ile? BTP lideri Hüseyin Baş ile.
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025