Haktan, hakikatten, doğrudan nasipsizlik ne büyük fakirlikmiş, ne büyük iflasmış, ne büyük bir aldatma ve aldanmaymış meğer.Bayram öncesi paketle başlayan "andımız" tartışması "Türk" ve ulusalcı" adıyla devam ediyor. Seçime yakın dozu iyice arttırılabilir de?Baştan söyleyeyim! Bu tartışmaların ne ülkemize, ne de insanımıza hiç bir hayrı olmadığı gibi üstelik haktan ve hakikatten mahrum, sırf insanları sloganlarla taraf etme, ayrıştırma ve kendi safına çekme gayretinden başka bir şey değildir. "Türk" kavramından bugüne kadar kimler rahatsız oldu? Yunanlılar, Ermeniler, Rumlar, İngilizler, Fransızlar, Almanlar, PKK vs. birde Erdoğan ve taifesi. Tarih şahittir ki, Avrupalılar için İslam demek, Türk demektir, Türk demek İslam demektir. Haçlıların tarihinde İslam kelimesinden çok Türk kelimesi geçer. Türklerle savaşmak, denildiği zaman İslam'la savaşmak anlaşılır, İslam'la savaş denildiği zaman Türklerle savaş anlaşılırdı.Çünkü Türk Milletinin mayası İslam'dı. Prof. Dr. Haydar Baş, her ortamda bunu dile getiriyor. Hacı Bektaşi Veli Hazretlerini örnek veriyor. Hazret, Anadolu'ya geldiğinde öyle mükemmel bir hayat ve irşat ortaya koyuyor ki, Rum'u, Ermeni'si, Keldani'si vs. İslam oluyorlar ve "biz, Türküz" diyorlar. İşte Sayın Baş'ın dediği gibi "Türk eşittir İslam, İslam eşittir Türk"? Bu gerçeği anlamak akıl işidir, gönül işidir, nasip meselesidir.Bir soru sorayım; Tarihte "asakirullah" (Allah'ın askeri) unvanını almış milletin adı nedir? Türk Milleti. Günümüze dönelim. Başbakanın en büyük zevki, muhalefet yıllarındaki mücahitlik zannıyla, sağa sola laf dokundurmak olduğunu düşünüyorum. (eğer suç sayılmazsa)Erdoğan, birçok ortamda "boy değil, soy önemlidir" dedi ama bir türlü soyunu açıklamadı. Bazı eski ve yeni vekil arkadaşları, "Türk" olduklarını ama bundan hiçbir fayda görmediklerini açıkladı. Bazıları ise "Türklüğünden" utandığını ifade etti. Ve "andımız" hedef tahtasına konuldu. Kin sahipleri, ne var, ne yok ortaya döktüler. Gerçi bu kin sahipleri, aylar öncesinden Fatih Camiinde "andımız" kaldırılsın eylemlerine giriştirler. Sonra bu dernek ve vakıflar Diyarbakır'da boy gösterdi. Şimdi aynı dernek ve vakıfları, El-Nusra ve diğer terörist örgütlerle kol kola görüyoruz? "Andımızın" içeriğini Prof. Dr. Nurullah Çetin Hocamız dini ve milli anlamda o kadar mükemmel bir çözümleme ile anlattı ki, ilkokul talebeleri bile hemen anlar. Bunlar anlayamamış. Nasip meselesi.Muharrem Bayraktar abimiz meselenin siyasi boyutunu ve Türklerden kimlerin rahatsızlık duyduğunu ortaya koydu. Bizden rahatsız olan bizden değildir.Muhalefetten de çıkışlar geldi ama her zamanki gibi yetersiz ve iktidarın istismar edeceği çıkışlardı bunlar. Başbakan, "Türküm" dediler, Türkiye'nin itibarını yerlerde sürüklediler. Çalışkanım dediler, yıllarca yan gelip yattılar. Doğruyum dediler Türkiye'yi yolsuzluklara mahkûm ettiler." Sözleriyle haklı çıkma gayretinde?Bir kere bu sözleri, hem siyasi pozisyonumuza, hem ekonomik verilere bakarak çok rahat olarak çürütebilirsiniz. Acı olan ise başbakanın, kendi faturasını, Türk milletine mal etmesidir. Bu nasıl bir itibar anlayışıdır ki! Haçlılara, gelin Suriye'ye girelim, çağrısı yapıyor. Ha! Birileri de diyor ki; Ben varlığımı Türk varlığına armağan etmem" İyi? Vakti gelince bizde kurban ederiz? Bayram arifesindeki yazıma ekDün (arife günü) başörtüsünün siyasi istismarından bahsettik. Kısaca Erdoğan, iktidar olunca, örtülüleri ağaca benzetmiş, hiç kimseye hiçbir söz vermediğini, böyle bir ihtiyaç ve gerekliliğinin olmadığını belirtmişti. Şimdi ise şartlar değişti ve ihtiyaç hasıl oldu. Ne ihtiyacı? Seçim geldi ya!Başörtüsünün asıl istismarı ise manevi bağlamda yapılıyor. Sokak ve ekranlar, saçlarını göstermeyen ama bütün dişiliğini sergileyen bayanlarla dolu. Ha! Tercih meselesiymiş. Eyvallah? İnancının (İslam'ın gereğiymiş) Dur, bakalım.Daha geçen gün Hüseyin Çelik'in derin dekoltelere dalıp, gündem etmesinden sonra bir tv kanalında iki bayan tartışıyor. Biri dekolteli, diğeri saçları örtülü. Bu örtüyü inancından dolayı tercih ettiğini vurguluyor. Emin olun! Programı izleyenlerin dikkati, dekolteli bayanın değil bu örtülü olduğunu iddia eden bayandaydı. Fikirlerinden ötürü değil giyim ve makyajından ötürü.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025