Türkmenler ve Bush demokrasisi-2

Irak'ta şu an herkes tedirgin, herkeste huzursuzluk mevcut. Kimin düşman, kimin dost olduğu pek anlaşılamayan bir devir yaşanmaktadır. Her an her köşede ve her saatte bir suikast, bir saldırı bir bomba patlayabilir. Kısacası Irak'ta "Yangın var!" ama bu yangını kimse söndüremiyor. Üstelik söndürmek için görevli olanlar da üzerine üzerine körükle gitmektedir. Yangına adeta benzin dökmektedir. Daha da büyük alevler, daha da büyük patlamalar, daha da büyük mal ve can kayıpları olmaktadır. Savaşmak için gelen ABD askerleri de tabutlar içinde 4-5 bin kilometre uzaklıktaki ana vatanlarına dönmektedir götürülmektedir. Üstelik tüm bunların o meşhur tarihi büyük "ABD aldatmacası" olan "demokrasi ve özgürlük için" yapıldığı söylenmektedir.

Bütün bunlar yanında bir de organize çeteler veya kurumlar tarafından insan kaçırmaları ve çete infazları da gelişti. Her gün birkaç kişi kaçırılmakta, bazıları tekrar serbest bırakılmakta, bazılarının da kafaları maskeli kimseler tarafından alenen infaz edilmektedir. Kaçırılanlar arasında Türkler de bulunmaktadır. Son olarak bir şantiyeden 10 kadar Türk birden kaçırıldı ve bu kaçırılma olayı, İnternet vasıtasıyla ve El Cezire TV ile tüm dünyaya duyuruldu. Onların akibetleri henüz aydınlığa kavuşmadı.

Irak'ta çalışan Türk şoförlerine bu saldırılar sık sık olmaktadır. Bazen yardım konvoylarına da saldırılmakta ve şoförler öldürülmekte veya yaralanmaktadır. Tel Afer'deki Türkmenlere Kızılay tarafından gönderilen yardım konvoyuna da böyle bir saldırı düzenlendi. Birçok vatandaşımız yaralandı. Irak'ta kimsenin emniyeti yok. Güvenlik neredeyse sıfır. Kanunsuzluk her tarafta kol geziyor. Halk zorluk içinde ne yapacağını bilmemekte, şaşkın ve çaresiz durumdadır. Bütün bunların bitmesi için dua etmekte ve adeta bir mucize beklemektedir!

Irak Osmanlı'nın Musul vilayetiydi

Irak Osmanlı devrinde Musul vilayeti olarak bize bağlıydı. Sonraki Cumhuriyetin ilk kuruluş yılında da, Kuzey Irak'taki topraklar, Musul ve Kerkük dahil, "Misak-ı Milli" sınırlarımız içindeydi. Lakin, sonradan İngilizlerin Lozan'da yaptıkları çeşitli oyunlarla, oralar Türkiye sınırlarının dışında kaldı. Böylece Irak'ın büyük ve verimli kısmı olan Kerkük ve Musul'u bizden -Anavatandan ayırdılar- kopardılar!

Irak'ta kalan ve Irak'ta yaşayan milyonlarca soydaşımız Türkmen kardeşimiz var. Onlara Saddam zamanında büyük haksızlıklar, büyük baskılar, göçe zorlamalar, evlerinden çıkarmalar, hapse atılmalar, bezdirmeler ve bir nevi düşük yoğunluklu soykırım yapılmıştır. Şimdi de Saddam zamanını adeta aratmayacak kadar, ABD-Kürt birleşik zulmü ve bölge dışına kaçırmak için zorlamalar uygulanmaktadır.

ABD işgali ve Türkmenlere

uygulanan oyunlar

Osmanlı'dan sonra Irak İngilizlerin kontrolü altında kaldı. Daha sonra ise önce krallık ilan edildi, sonra da darbe ile askerler el koyarak diktatörlükler oluştu. Tüm bu değişmelerde Iraklı Türklere ve Türkmenlere büyük baskılar ve darbeler oluştu.

Osmanlı zamanında yüzlerce yıl kardeşçe, sevgi ve eşitlik içinde yaşayan halk, şimdi aniden sanki "Huy değiştirdi" ve birbirinin düşmanı oldu.

Irak'ta yaşayan Araplar, Kürtler ve Türkmenler arasında Kürtlerin "Büyük Kürdistan" kurma hayalleriyle ve ABD ile İsrail'in kışkırtma ve destekleriyle, eski denge tamamen bozuldu ve düşmanlık tohumları ekildi. Şu anda Irak çok karışık, güvensiz ve ölüm tuzakları ile dolu olan ülke durumuna getirildi.

Onun yanında ABD işgaline karşı direnişçiler de devamlı olarak ABD askerlerine ve oradaki müttefiklerine karşı saldırı düzenlemekte ve onlara karşı her türlü ölüm tuzakları kurmaktadır. ABD de onlara karşı acımazsızca cevap vermekte ve sivil halkı, kadın erken ve yaşlı ihtiyar gözetmeden, bütün askeri gücüyle saldırmaktadır. Yaklaşık olarak iki yıldan beri ABD Iraklı direnişçilere ve orada yuvalanan her türlü düzensizliğe yüklenmekte ve her gün onlarca bazen de yüzlerce insan haince ölmekte ve yaralanmaktadır. Ölenlerin arasında da militan ve terörist diye bir şey yoktur. Genellikle masum halk ortada kalmakta ve bu ümitsiz durumların kurbanı olmaktadır.