Bazı internet sitelerinde Başbakan Erdoğan'ın en önemli ve stratejik hatalarından biri olarak tarihe geçecek olan "Kürt sorunu" ifadesinin nasıl ve kimler tarafından hazırlanıp, önüne nasıl konulduğuna dair haberler yayınlandı. Talihsiz Diyarbakır konuşmasının metnini Başbakanın danışmanlarından Ömer Çelik'in başını çektiği ekip hazırlamış. Ancak bu metnin yanında, İstanbul milletvekili Hüseyin Besli, eski gazeteciler Mustafa Şahin ve Gökhan Özcan'dan oluşan diğer bir ekibin hazırladığı bir konuşma metni daha bulunuyormuş. Bu metinde nelerin yer aldığı tam olarak bilinmemekle birlikte "Kürt sorunu" ifadesinin yer almadığı öne sürülüyor.Hatta bu ekipler arasında kamuoyuna yansımayan bir "konuşma metni savaşı" yaşandığı da ifade ediliyor. Başbakanlık sözcüsü Akif Beki'nin de desteğini aldığı için Ömer Çelik ve ekibinin hazırladığı metnin, Erdoğan tarafından tercih edilip, Diyarbakır'da okunması fazla zor olmamış. Hatta bu işlerin Erdoğan'ın dışında geliştiği ve Beki'nin tercih ettiği konuşma metinlerini Erdoğan'ın okuduğu yönünde önemli iddialar bulunuyor. Erdoğan Diyarbakır'da ne demişti, hatırlayalım: "Geçmişte pek çok siyasi ve idari hata yapıldı. Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorunudur. Benim de sorunumdur. Bu ülkenin başbakanı olarak herkesten önce benim sorunumdur."Ömer Çelik'in kaleminden damlayan bu tehlikeli ve talihsiz cümleler Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı tarafından çok kritik bir zaman diliminde, çok kritik bir vilayetimizde okundu.Kimbilir belki de Erdoğan bu metne Diyarbakır'a varmadan birkaç saat önce bakabildi. Orada "Kürt sorunu" ifadesinin yer alıp almadığına dikkat etmemiş bile olabilir. Erdoğan'ın "Ömer sen bu ifadeyi buraya koydun ama bunu burada kullanmamız ne kadar doğru olur, yarın bir gün bu ifadeyi istismar etmek isteyenler çıkabilir" diye endişelerini ifade ettiğini hiç sanmıyorum. Çünkü Ömer Çelik onun en güvendiği danışmanlarından bir tanesi. Onun hazırladığı metinler üzerinde Erdoğan'ın düzeltme ve yorum yapması diye bir durum sözkonusu olamaz. Kıbrıs, AB ve ABD ile ilgili neredeyse tüm konuşma metinlerini Ömer Çelik hazırlıyor. Erdoğan'ın sıkça yaptığı yurtdışı gezilerinde başbakanın yanından ayırmadığı tek danışman o. Bir nevi Türkiye'yi Erdoğan değil de Ömer Çelik yönetiyor. Çünkü onun hazırladığı metinler, Türkiye'de kıyametlerin kopmasına neden olabiliyor. O metinler Türkiye'nin politik seyrini, iç huzurunu, dış ilişkileri ve ekonomik dengeleri tayin ediyor. Kuşkusuz Ömer Çelik de bu "gizli iktidar" durumunun farkındadır. Ancak ortada ciddi bir sorun var. Erdoğan'ın yaptığı açıklamalar- mesela Diyarbakır konuşmaları- yüzünden içine düştüğümüz dehlizlerin sorumlusu olarak hiç kimse Ömer Çelik'i gösteremez. Ömer Çelik yazıyor ama yazdıkları onu değil Türkiye'yi bağlıyor, Başbakan Erdoğan'ı bağlıyor.Ömer Çelik, "Kürt sorunu vardır" diye yazıyor, o cümleyi Başbakan Erdoğan Diyarbakır'da okuyor ve Türkiye'nin kuruluş senedi Lozan tarumar oluyor, iç huzur dinamitleniyor, terör cesaretlendiriliyor, ülke kaosa sürükleniyor... Gerçek bir lider ve yöneticinin en önemli vasıflarından bir tanesi de inisiyatif kullanıp, gerektiği yerde müdahale edebilme yetisidir. Erdoğan gibi önüne konulan her metni, sonunun nereye varacağını düşünmeden okumak, liderlik değildir!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012