Türk lirası dünyanın en fazla değer kaybına uğrayan para birimi olunca, Türkiye'ye akın başladı.
Bu akının öncüleri Bulgarlar oldu.
13 Aralık itibarıyla 1 Bulgar Levası 8.12 TL, 1 Euro 15.90 TL oldu.
Edirne'deki Ulus Pazarı'na akın eden Bulgarlar, aylardır adeta tezgâhları talan edercesine alışveriş yapıyor.
Bulgarları, Yunanistan vatandaşları izledi.
Sonra aynı sebepten İranlıların Van'a akını başladı.
Şimdi de Azerbaycanlılar, Azerbaycan Manatı 8.30 TL'ye ulaşınca, "Burada paramız yahşidir, qardaşlarımızı çok sevirik" diyerek alışveriş için Iğdır'a akın etmiş.
Türkiye'ye akın etmemiş komşu ülke kaldı mı bilmiyorum.
Eminim Gürcistan, Ermenistan ve Iraklılar da sıradadır.
Bu yaşananlar aslında hükümetin önce 'Çin modeli' dediği, sonra 'Çin modeli değil, Türk modeli' diye değiştirdiği yeni ekonomi modelinin Türkiye'yi getireceği/getirdiği durumun minik örnekleri.
'İhracatla büyüyeceğiz' diye hükümetin kastettiği şey tam da budur aslında.
Türk lirasındaki değer kaybı nedeniyle Türkiye'de her şey vatandaşa daha pahalı olsa da bizim paramıza tur bindiren paralara sahip ülkeler için çok büyük ucuzluk fırsatları doğuruyor. Ve bu fırsatları da adamlar değerlendiriyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla ülkesinde gerçekleştirdiği basın toplantısında Katar Dışişleri Bakanı da 'Türkiye'deki mevcut ekonomik durumun doğurduğu fırsatları değerlendiriyoruz' şeklindeki sözleriyle bunu kastetmişti.
İşte ülkemiz artık yabancılar için fırsat, vatandaş içinse çile ülkesine dönüşmüş durumda.
Herkes kendi imkânına göre ülkemizdeki fırsatları değerlendiriyor.
Bulgaristan ve Yunanistan'ın sıradan vatandaşları gelip Edirne'deki pazarda her türlü ürünü kelepir fiyata satın almaya çalışırken, büyük miktarlarda paralara hükmeden Katar gibi ülkeler ise çok çok daha büyük fırsatları değerlendirme peşindeler.
İstanbul'da bazı Katarlı iş adamlarına ülkemizde kelepir fiyata satın alabilecekleri şirketler hakkında bilgilerin verildiği 'çok özel' toplantılar yapıldığına dair iddialar kulağımıza çalıyor.
Bugün sıfırdan kurmaya kalksanız başaramayacağınız pek çok şirketimizin, şu an yaşadığımız ekonomik kâbustan uyandığımızda artık bizim olmadığını göreceğiz.
Milli savunma sanayimizin gözbebeği Aselsan'ın satışı dahi konuşulabiliyorsa, gelinen noktayı varın siz düşünün.
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Bu Numan helak olur! / 14.10.2024