Ülkemizde gündemler günden güne tek mevzuya kilitlenmeye doğru gidiyor. Her ne kadar gündem maddeleri saptırılmaya çalışılsa da, artık bu konuda başarılı olunamıyor.
Söz konusu gündem sizlerin, yani hepimizin malumu.
"Ülkemizde her geçen gün artan, artıkça huzurumuzu kaçıran; sosyal, siyasal ve ekonomik problemleri halledecek lider kimdir?"
"Başbakan Kim olsun?"
"Yeni Lider Kim Olmalı?" sorularına cevap arnıyor.
Milletteki bu eğilimi gören medya başladı yeni yeni isimler ve oluşumları gündem etmeye. Üstelik büyük bir telaş içerisinde yayınlar yapmaya başladılar.
Yurt dışından getirilen isimler, uzun süre balon gibi şişirilip duruldu. Bu yetmiyormuş gibi yaptığı menfi icraatler, yolaçtığı yıkımlara rağmen her birinde bir gizem, her sonuçta mutlaka bir güzellik varmış gibi gösterilmeye çalışıldı.
Bütün bunlar yapılırken bir nükte gözden kaçırılıyordu. İnsanımız karar verirken, artık kendi halindeki değişikliğe bakıyor, toplum üzerindeki kara bulutların dağılıp dağılmadığını izliyordu. İnsanımızın ne fert olarak, ne de toplum olarak beklemeğe mecali kalmamıştı çünkü. Bugüne kadar yapılan ığvalamalar artık netice vermiyordu. Çünkü milletin sosyal olarak rezervi bitmişti; siyasal olarak mevcut siyasiler ümit vermiyordu; ekonomik olarak artık toplu iflaslar yaşanıyordu, Türk lirasının adı bile bırakılmamıştı artık.
Yurt içinden lider olarak gösterilenler, daha önce denenmiş olmanın yanında, fikirlerindeki değişimlerin altı çizilmeye başlandı. Birbirine tezat teşkil eden ifadeler, yurt dışından icazet arayışları, mandacı zihniyete verilen pirim derken bu isimler de millet nezdinde güven oyu kazanamadılar.
Bu millet, içinden mutlaka liderini bulmalıydı; güvendiği insanı başbakan olarak görmek istiyordu artık.
Ülkemizin kritik günlerinde insanımız Prof. Dr. Haydar Baş Beyi tespit etmişti. Artık nereye gitsek, kiminle sohbet etsek ülkemizin tek kurtuluşunun, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin "Başbakan" olmasıyla mümkün olacağı ifade ediliyordu. 7'den 70'e insanımız bu talebini yüksek sesle ifadeye başladılar.
Prof. Dr. Haydar Baş Beyin yıllardan beri seslendirdiği ve yaşadığı birlik tezini, ekonomimizi kurtartacak tezlerini, AB'ye ve mandacı çizgiye karşı ulusal duruşunu insanımız sahipleniyor; gönüllü birer neferi olmayı şeref kabul ediyorlar.
Son iki yılda 'Skala ajansı'nın yaptığı bütün anketlerde, "mevcut siyasilerden ümit kesildiği", "yeni bir parti ve ve yeni bir lidere ihtiyaç olduğu" tespit edilmişti. Aynı anketlerde, ülkemizin problemlerini hangi lider çözebilir sorusuna da "% 36 Prof. Dr. Haydar Baş" olarak cevap verilmişti.
Ülkemizdeki problemlerin derinleşmesi üzerine mitinglerin tertiplendiğini görüyoruz. Artık Prof. Dr. Haydar Baş milletiyle mitingi meydanlarında buluşuyor, milyonlar onu bağrına basıyordu. Mitinglerin verdiği milli heyecan ve Prof. Dr. Haydar Baş ve yetiştirdiği kadronun millete verdiği güven milletin talebini daha da arttırdı.
Anadolu'da sanayici ve iş adamları ile, ülke meseleleri üzerine yaptığımız istişare toplantılarında, sonuna kadar bizimle birlikte olduklarına ve Prof. Dr. Haydar Baş Beyin mutlaka Başbakan olmasını dört gözle beklediklerine ve bu konuda sabırsızca beklediklerine şahit olduk.
Artık gün geçmesin ki, bir haber okumayalım, bir anket görmeyelim. Millet her fırsatta Prof. Dr. Haydar Baş Beyi ifade ederek kendilerine olan güveni belirtiyor.
Örnek olsun diye benim de yeni öğrendiğim bir araştırmadan bahsedeyim.
www.eniyion.com adresini ziyaret ettiğinizde sitenin genel sayfasında logonun yanında "Haziran 2001 Birincisi Prof. Dr. Haydar Baş" duyurusunu okuyacaksınız.
Sözkonusu site, internet ortamında "Türkiyenin sorunlarını hangi lider halledebilir?" sorusunu sormuş. Yüzbinlerce kişinin oylaması sonucunda beklenen ve talep edilen liderin "Prof. Dr. Haydar Baş" olduğu belirlenmiş. Site bu konudaki açıklamasında "bu sistem de, birinci, dışarıdan hiçbir müdahele olmaksızın sadece ve sadece verilen oylar doğrultusunda belirlenmektedir" demektedir.
Milletimiz, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin kurulacak yeni siyasi partinin başına geçmesini ve Başbakan olarak milletimize ve devletimize hizmetine devam etmesini istiyor.
İnsanımızdaki Prof. Dr. Haydar Baş Beye olan sevgi, ülkenin kurtuluşu için bir ümite dönüşmüş durumda.
Artık insanımız kendisine dayatılanı değil, bizzat kendi liderini seçme eğilimi gösteriyor.
Söz konusu gündem sizlerin, yani hepimizin malumu.
"Ülkemizde her geçen gün artan, artıkça huzurumuzu kaçıran; sosyal, siyasal ve ekonomik problemleri halledecek lider kimdir?"
"Başbakan Kim olsun?"
"Yeni Lider Kim Olmalı?" sorularına cevap arnıyor.
Milletteki bu eğilimi gören medya başladı yeni yeni isimler ve oluşumları gündem etmeye. Üstelik büyük bir telaş içerisinde yayınlar yapmaya başladılar.
Yurt dışından getirilen isimler, uzun süre balon gibi şişirilip duruldu. Bu yetmiyormuş gibi yaptığı menfi icraatler, yolaçtığı yıkımlara rağmen her birinde bir gizem, her sonuçta mutlaka bir güzellik varmış gibi gösterilmeye çalışıldı.
Bütün bunlar yapılırken bir nükte gözden kaçırılıyordu. İnsanımız karar verirken, artık kendi halindeki değişikliğe bakıyor, toplum üzerindeki kara bulutların dağılıp dağılmadığını izliyordu. İnsanımızın ne fert olarak, ne de toplum olarak beklemeğe mecali kalmamıştı çünkü. Bugüne kadar yapılan ığvalamalar artık netice vermiyordu. Çünkü milletin sosyal olarak rezervi bitmişti; siyasal olarak mevcut siyasiler ümit vermiyordu; ekonomik olarak artık toplu iflaslar yaşanıyordu, Türk lirasının adı bile bırakılmamıştı artık.
Yurt içinden lider olarak gösterilenler, daha önce denenmiş olmanın yanında, fikirlerindeki değişimlerin altı çizilmeye başlandı. Birbirine tezat teşkil eden ifadeler, yurt dışından icazet arayışları, mandacı zihniyete verilen pirim derken bu isimler de millet nezdinde güven oyu kazanamadılar.
Bu millet, içinden mutlaka liderini bulmalıydı; güvendiği insanı başbakan olarak görmek istiyordu artık.
Ülkemizin kritik günlerinde insanımız Prof. Dr. Haydar Baş Beyi tespit etmişti. Artık nereye gitsek, kiminle sohbet etsek ülkemizin tek kurtuluşunun, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin "Başbakan" olmasıyla mümkün olacağı ifade ediliyordu. 7'den 70'e insanımız bu talebini yüksek sesle ifadeye başladılar.
Prof. Dr. Haydar Baş Beyin yıllardan beri seslendirdiği ve yaşadığı birlik tezini, ekonomimizi kurtartacak tezlerini, AB'ye ve mandacı çizgiye karşı ulusal duruşunu insanımız sahipleniyor; gönüllü birer neferi olmayı şeref kabul ediyorlar.
Son iki yılda 'Skala ajansı'nın yaptığı bütün anketlerde, "mevcut siyasilerden ümit kesildiği", "yeni bir parti ve ve yeni bir lidere ihtiyaç olduğu" tespit edilmişti. Aynı anketlerde, ülkemizin problemlerini hangi lider çözebilir sorusuna da "% 36 Prof. Dr. Haydar Baş" olarak cevap verilmişti.
Ülkemizdeki problemlerin derinleşmesi üzerine mitinglerin tertiplendiğini görüyoruz. Artık Prof. Dr. Haydar Baş milletiyle mitingi meydanlarında buluşuyor, milyonlar onu bağrına basıyordu. Mitinglerin verdiği milli heyecan ve Prof. Dr. Haydar Baş ve yetiştirdiği kadronun millete verdiği güven milletin talebini daha da arttırdı.
Anadolu'da sanayici ve iş adamları ile, ülke meseleleri üzerine yaptığımız istişare toplantılarında, sonuna kadar bizimle birlikte olduklarına ve Prof. Dr. Haydar Baş Beyin mutlaka Başbakan olmasını dört gözle beklediklerine ve bu konuda sabırsızca beklediklerine şahit olduk.
Artık gün geçmesin ki, bir haber okumayalım, bir anket görmeyelim. Millet her fırsatta Prof. Dr. Haydar Baş Beyi ifade ederek kendilerine olan güveni belirtiyor.
Örnek olsun diye benim de yeni öğrendiğim bir araştırmadan bahsedeyim.
www.eniyion.com adresini ziyaret ettiğinizde sitenin genel sayfasında logonun yanında "Haziran 2001 Birincisi Prof. Dr. Haydar Baş" duyurusunu okuyacaksınız.
Sözkonusu site, internet ortamında "Türkiyenin sorunlarını hangi lider halledebilir?" sorusunu sormuş. Yüzbinlerce kişinin oylaması sonucunda beklenen ve talep edilen liderin "Prof. Dr. Haydar Baş" olduğu belirlenmiş. Site bu konudaki açıklamasında "bu sistem de, birinci, dışarıdan hiçbir müdahele olmaksızın sadece ve sadece verilen oylar doğrultusunda belirlenmektedir" demektedir.
Milletimiz, Prof. Dr. Haydar Baş Beyin kurulacak yeni siyasi partinin başına geçmesini ve Başbakan olarak milletimize ve devletimize hizmetine devam etmesini istiyor.
İnsanımızdaki Prof. Dr. Haydar Baş Beye olan sevgi, ülkenin kurtuluşu için bir ümite dönüşmüş durumda.
Artık insanımız kendisine dayatılanı değil, bizzat kendi liderini seçme eğilimi gösteriyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Trump, Netanyahu ve Türkiye: Bölgedeki yeni denge / 15.04.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025
- Hoş Geldin Atatürk penceresinden Haydar Baş / 14.04.2025
- O’nun ışığı her geçen gün daha parlıyor / 13.04.2025
- Ekonomik buhrana karşı çözümümüz var / 09.04.2025
- Adalet mi dediniz hakkaniyet mi? / 05.04.2025
- Yunan bayramı, Türk dersi / 29.03.2025
- Asıl rakip ne İmamoğlu ne Yavaş: Hükümetin en büyük sınavı geçim krizi / 24.03.2025
- Bozduğun kantar seni de tartacak / 23.03.2025
- Adaletin zarfı ve mazrufu: İmamoğlu olayı üzerine bir toplumsal okuma / 22.03.2025
- ABD açıktan İran’ı hedef olarak gösterdi / 20.03.2025