Makalemizin hemen başında açık ve net olarak şu tespitimizi ifade ederek başlayalım söze; "Türkiye'nin ne iç politikada ne dış politikada kırmızı çizgisi yoktur ve görünen o ki böyle giderse; şimdiden sonrada kendine ait bir çizgisi de olmayacaktır".Türkiye teslimiyetçi politikalarla yolun sonuna gelmiş, yolunu, yönünü kaybetmiş, rotasını şaşırmış, savrulan bir gemi görüntüsündedir. Ne derece haklı olduğumuzu anlatabilmek için sizi bundan 6 yıl önce kaleme aldığımız bir makalenin birkaç satırıyla baş başa bırakarak tefekkür edelim değerli dostlar. 21.07.2005 tarihli, Yeni Mesaj Gazetesi'ndeki köşemizde "Kırmızı çizgiler neymiş anladınız mı?" adlı bir makale yazmış ve şu ifadelere yer vermişiz;"Her devletin kendi bekasını koruması için olmazsa olmazları vardır. Geçmişte biz ona kırmızı çizgilerimiz diyorduk. Ama şimdilerde öyle bir olmazsa olmazımız maalesef yoktur. Büyük müttefik (!) ABD'nin emirleri doğrultusunda, bildiğiniz gibi çok önemli ve hassas meselelerimizden ödün vermeye devam ediyoruz? Birilerinin dilinde tüyler bitti; feveran etti durdular. "Aman ha aman kırmızı çizgilerimizden vazgeçmeyin. Tavizlerin ardı arkası kesilmez", "Kuzey Irak'taki varlığımız vatan savunması için vazgeçilmezimizdir; bir adım bile geri çekilmemeliyiz". Çünkü: ABD müttefikliği güven vermez. Onlar ancak kendi çıkarlarını düşünür. İnsan hakları, can güvenliği, namus emniyeti gibi şeyler onların kitabında yazmaz?BTP (Bağımsız Türkiye Partisi) kadroları ve Lideri Sayın Porf. Dr. Haydar Baş her konuda olduğu gibi bu konuda da uyarmıştı, Kuzey Irak'ta yapılacak en küçük bir hatanın ilerde telafisi mümkün olmayan zararlar açacağını hatırlatmıştı. Keşke toplumun her kesimi O'nu takip etse de öngörü ne demekmiş, feraset ne demekmiş; anlamaya çalışabilse, vatan adına, millet adına fayda sağlanmış olurdu?Müttefikimiz (!) ve Avrupa'daki sahte dostlarımızın bizden istedikleri ödünler, içte ve dışta bizi meçhule giden çıkmaz yola sürüklemiştir. Devletin bekası içte ve dışta itibar kaybına uğramaya devam etmektedir. Bize bizden başka dostun olmadığını daha ne zaman anlayacağız? Asker-sivil, devlet-millet bütünlüğünü acilen sağlayacak milli bir yapıya kavuşmaktan başka çıkar yol kalmamıştır. Kaybedecek ne zaman, ne de çizgimiz kalmıştır... Müttefiklik kavramı sorgulanmalıdır.Hemen şimdi. Yarın geç olabilir.Şimdi soruyoruz: Kırmızı çizgi neymiş anladınız mı? Sadece kımızı çizgimiz mi kaybettiklerimiz? Dönün geriye bir bakın, nelerimizi kaybettik. Ve daha nelerimizi kaybedeceğiz!" (21.07.2005/ Yeni Mesaj)Dün aynı karede görünmeyi bırakın, kırmızı çizgiden dolayı görüşmediğimiz kimselerle bugün kendi topraklarında, kendi bayrakları altında, Devlet olarak, "dostum kardeşim" diyerek sarmaş dolaşız..!Bu sadece bir örnek; bundan sonra boşuna hayal kurmayın, kırmızı çizgiden, falandan bahsetmeyin..!
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘Faizi kaldıracağız inşallah’ diye yola çıkanlar! / 26.12.2024
- Hüseyin Baş soruyor ‘Türkiye Suriye'de ne kazandı?’ / 25.12.2024
- Suriye’de kim kazandı? / 24.12.2024
- Çukurova Hüseyin Baş’ı bağrına bastı / 18.12.2024
- ‘Kandırıldık’ der geçerler! / 17.12.2024
- Suriye’de yalan ve talan / 16.12.2024
- ‘At yalanı seveyim inananı’ / 14.12.2024
- Suriye’de oynanan oyunlardan kim kârlı çıkacak? / 13.12.2024
- Hüseyin Baş, 'ABD ve İsrail emellerine ulaştı' diyor / 12.12.2024
- Suriye asıl sahiplerinin eline mi geçti? / 11.12.2024
- Hüseyin Baş soruyor ‘Türkiye Suriye'de ne kazandı?’ / 25.12.2024
- Suriye’de kim kazandı? / 24.12.2024
- Çukurova Hüseyin Baş’ı bağrına bastı / 18.12.2024
- ‘Kandırıldık’ der geçerler! / 17.12.2024
- Suriye’de yalan ve talan / 16.12.2024
- ‘At yalanı seveyim inananı’ / 14.12.2024
- Suriye’de oynanan oyunlardan kim kârlı çıkacak? / 13.12.2024
- Hüseyin Baş, 'ABD ve İsrail emellerine ulaştı' diyor / 12.12.2024
- Suriye asıl sahiplerinin eline mi geçti? / 11.12.2024