Başbakan Erdoğan diyor ki: "ABD ile istihbarat paylaşımında bir sorun yok.”
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel diyor ki: "Bölgede görev yaptım. İstihbarat paylaşımı görmedim.”
Şimdi biz kime inanacağız? Ülkenin Başbakanına mı, Genelkurmay Başkanına mı?
Konumuz, gündemimiz terör.
Askerlerimiz artık 1'er 2'şer değil ne yazık ki 5'er 10'ar şehit ediliyor.
Son 4 ayda verdiğimiz şehit sayısı 116.
ABD'nin işgal altında tuttuğu Afganistan ve Irak'ta 3-4 yılda verdiği toplam asker kaybı kadar biz kendi vatanımızda 4 ay içinde kayıp verdik.
Ne yazık ki gelen sinyaller şehit vermeye devam edeceğimiz yönünde.
Ankara ise hala ABD'den terörle mücadelede istihbarat desteği bekliyor.
5 yıldır bu böyle!
Zira Başbakan Erdoğan'ın 5 Kasım 2007 tarihinde ABD'ye yaptığı ziyarette dönemin Başkanı George Bush ile yaptığı görüşmede, bölgedeki ABD askeri istihbarat birimlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne anlık istihbarat vermesi kararlaştırıldı.
Bu anlaşmayla Türkiye terörle mücadelesini adeta ABD'nin insafına havale etti.
O gün bugündür istihbarat gelecek diye bekliyoruz.
Işte son örnek.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, geçtiğimiz günlerde karargahta görüştüğü ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Demsey'den, iki ülke arasında 5 yıl önce imzalanan anlık istihbarat anlaşmasına uymalarını istedi.
Amerikalı komutanın cevabı ise oldukça dikkat çekici oldu.
Demsey istihbarat desteği karşılığında, Türkiye'nin Afganistan'da Talibanla ve Suriye'de de El Kaide ile mücadele etmesini istedi. (Kaynak: Yenişafak gazetesi)
Evet... Dostumuz, stratejik ortağımız (!) ABD, istihbarat desteği karşısında Memetçiği kendi cephelerinde savaştırmak istiyor.
Bunun anlamı şu: Ey Türkiye! askerlerinizin ya kendi topraklarınızda ölecek, ya da bizim için Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de.
ABD'nin Türkiye'ye terör istihbaratı verme şartı bu!
Yani Stratejik ortağımız bize "ya B.O.P askeri olacaksınız ya da öleceksiniz" diyor.
Bu apaçık bir şantaj!
Çıkarlarımıza daha çok hizmet etmez iseniz biz de size Pkk saldırılarını haber vermeyiz demek dolaylı olarak bu saldırıların arkasındaki güç olduklarının da bir anlamda itirafı gibi.
Evet...
Terör örgütü bu gücü nereden alıyor, yüzlerce kişilik gruplar halinde sınırı geçip nasıl karakol basıyorlar ve ellerini kollarını sallayarak nasıl geri dönüyorlar?
Son örneğini 10 şehit verdiğimiz Bingöl saldırısında gördüğümüz gibi ağır silahları nereden buluyorlar.
Malum, teröristler pusuya düşürdükleri asker otobüsüne roket atmışlardı.
Peki PKK bu roketi kimden aldı, yollara döşenip patlatılan mayınlar nereden geliyor?
Acaba bu ülke, bizim yerimize Afganistan'da savaşmaz iseniz size istihbarat vermeyiz diyen ABD olabilir mi yada İsrail olabilir mi ?
Ve son bir soru.
Biz ne zaman bağımsız bir devlet gibi yönetileceğiz? Daha ne zamana kadar evlatlarımız şehit edilirken okyanus ötesindeki iradeden yardım dilenmeye devam edeceğiz?
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel diyor ki: "Bölgede görev yaptım. İstihbarat paylaşımı görmedim.”
Şimdi biz kime inanacağız? Ülkenin Başbakanına mı, Genelkurmay Başkanına mı?
Konumuz, gündemimiz terör.
Askerlerimiz artık 1'er 2'şer değil ne yazık ki 5'er 10'ar şehit ediliyor.
Son 4 ayda verdiğimiz şehit sayısı 116.
ABD'nin işgal altında tuttuğu Afganistan ve Irak'ta 3-4 yılda verdiği toplam asker kaybı kadar biz kendi vatanımızda 4 ay içinde kayıp verdik.
Ne yazık ki gelen sinyaller şehit vermeye devam edeceğimiz yönünde.
Ankara ise hala ABD'den terörle mücadelede istihbarat desteği bekliyor.
5 yıldır bu böyle!
Zira Başbakan Erdoğan'ın 5 Kasım 2007 tarihinde ABD'ye yaptığı ziyarette dönemin Başkanı George Bush ile yaptığı görüşmede, bölgedeki ABD askeri istihbarat birimlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri'ne anlık istihbarat vermesi kararlaştırıldı.
Bu anlaşmayla Türkiye terörle mücadelesini adeta ABD'nin insafına havale etti.
O gün bugündür istihbarat gelecek diye bekliyoruz.
Işte son örnek.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, geçtiğimiz günlerde karargahta görüştüğü ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Martin Demsey'den, iki ülke arasında 5 yıl önce imzalanan anlık istihbarat anlaşmasına uymalarını istedi.
Amerikalı komutanın cevabı ise oldukça dikkat çekici oldu.
Demsey istihbarat desteği karşılığında, Türkiye'nin Afganistan'da Talibanla ve Suriye'de de El Kaide ile mücadele etmesini istedi. (Kaynak: Yenişafak gazetesi)
Evet... Dostumuz, stratejik ortağımız (!) ABD, istihbarat desteği karşısında Memetçiği kendi cephelerinde savaştırmak istiyor.
Bunun anlamı şu: Ey Türkiye! askerlerinizin ya kendi topraklarınızda ölecek, ya da bizim için Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de.
ABD'nin Türkiye'ye terör istihbaratı verme şartı bu!
Yani Stratejik ortağımız bize "ya B.O.P askeri olacaksınız ya da öleceksiniz" diyor.
Bu apaçık bir şantaj!
Çıkarlarımıza daha çok hizmet etmez iseniz biz de size Pkk saldırılarını haber vermeyiz demek dolaylı olarak bu saldırıların arkasındaki güç olduklarının da bir anlamda itirafı gibi.
Evet...
Terör örgütü bu gücü nereden alıyor, yüzlerce kişilik gruplar halinde sınırı geçip nasıl karakol basıyorlar ve ellerini kollarını sallayarak nasıl geri dönüyorlar?
Son örneğini 10 şehit verdiğimiz Bingöl saldırısında gördüğümüz gibi ağır silahları nereden buluyorlar.
Malum, teröristler pusuya düşürdükleri asker otobüsüne roket atmışlardı.
Peki PKK bu roketi kimden aldı, yollara döşenip patlatılan mayınlar nereden geliyor?
Acaba bu ülke, bizim yerimize Afganistan'da savaşmaz iseniz size istihbarat vermeyiz diyen ABD olabilir mi yada İsrail olabilir mi ?
Ve son bir soru.
Biz ne zaman bağımsız bir devlet gibi yönetileceğiz? Daha ne zamana kadar evlatlarımız şehit edilirken okyanus ötesindeki iradeden yardım dilenmeye devam edeceğiz?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Bayram Çoşgun / diğer yazıları
- Teröriste kravat taktırınca! / 01.03.2025
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024
- Sosyal medyada İslam’a alçak saldırılar / 22.02.2025
- Artık bu işin suyu çıktı! / 13.02.2025
- CHP, Erdoğan ne isterse veriyor! / 05.02.2025
- Futbol üzerine / 30.01.2025
- SMA hastası çocuklar ve aileleri / 24.01.2025
- Haklı çıkmaya devam ediyor / 16.01.2025
- Ne günlere kaldık! / 06.01.2025
- BOP ve Türkiye / 01.01.2025
- Suriye’de mezhep çatışması çıkarmak istiyorlar / 28.12.2024