Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'nin KKTC'nin ekonomik manada kalkınması için gerekli altyapı ve üstyapı çalışmalarını ihmal ettiğini vurguladı.
Meltem TV'de yayınlanan Haftanın Sohbeti programında KKTC'deki seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan BTP Lideri Prof. Dr. Baş, KKTC'nin bir çok alanda cazibe merkezi olabileceğine işaret etti.
Kıbrıs'ın hazineleri
"Kıbrıs'ta yapılması gerekenler gerçekten yapılmadı" diyen Prof. Dr. Baş, KKTC'nin sunduğu imkanlar konusunda şunları söyledi:
"Mesela Kıbrıs dünyaca ünlü sağlık kurumlarının harıl harıl faaliyet gösterdiği bir yer olabilirdi. Coğrafyası buna müsait. Eğitim ve öğretim kurumlarının hakim olduğu bir yer olabilirdi. Nitekim orada bulunan üniversitelere talep var. Dünyanın dört bir köşesinden öğrenciler geliyor. Bu köklü bir şekilde yapıldığında, orası çok daha fazla itibar görecek ve dünyanın eğitim öğretim merkezi olacaktır. İlaveten Kıbrıs'ta seracılık imkanı bulunuyor. Tabiat şartları, arazisi buna çok müsait. Yeraltı kaynakları, bunun yanı sıra hayvancılık ve elektronik sanayi için imkanlar var Kıbrıs'ta... Ama bunların hiçbiri yapılmadı. Türkiye gerekli olan teknik desteği ve bilgiyi Ada'ya göndermedi. Seçim zamanlarında insiyatifini bazen kullandı, bu seçimde olduğu gibi kullanmadı. Kendi kaderine burasını terketti. Bu noktaya gelinmesi de kaçınılmaz bir netice oldu. Kıbrıs'ta bundan sonra işbaşına geçecek siyasi irade, bu noksanları en kısa zamanda telafi etmelidir."
Türkiye KKTC'nin
tanınması için harekete geçmeli
Ada'daki soruna çözüm bulmak için konfederasyon ihtimalinin değerlendirilebileceğine işaret eden BTP Lideri Prof. Dr. Baş, Türkiye'nin KKTC'nin tanınması için dünya çapında girişimlerde bulunması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "Konfederasyon iki müstakil devletin içlerinde serbest bir birliktelik oluştuma şekli. KKTC'nin bu olaylardan sonra dünya kamuoyuna tanıtılması önemli. Mesela Türk Cumhuriyetleri, iyi bir çalışmayla ile KKTC'yi tanıyabilir. Rusya zaten bu konuda sinyal verdi. Keza Ortadoğu ve Afrika ülkeleri de KKTC'yi tanıyabilir. Gerçi onlar İngiltere'ye ve ABD'ye göbekten bağlanmışlar ama bu devletlerin bir bölümü iyi bir çalışmayla ikna edebilir.
Zaten bu seçimlerde Batı KKTC'yi kabul etmiştir. Tanımadığın, kabul etmediğin bir yerdeki seçimlerde niye gözlemci gönderiyorsun? Bu durumu da değerlendirmek suretiyle hemen sıcağı sıcağına bu kabulü, dünya kamuoyuna deklare edip KKTC'nin tanınması için faaliyete girişmek lazım.
Konfederasyon şu anda Türkiye'nin şartlarına daha uygun. Bu konuda bir devlet politikası oluşturmak lazım. Bundan sonra işbaşına gelecek siyasiler bunda değişiklik yapmasın."
Devlet politikası şart
Türkiye'nin Kıbrıs konusunda tutarlı bir devlet politikası olmadığını söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Baş, bu durumun yol açtığı sakıncaları da şöyle ifade etti: "1999 Aralık ayındaki Helsinki Zirvesi'nde Kıbrıs konusunda en büyük tavizi sayın Bülent Ecevit verdi. Türkiye, 1960 tarihli Garanti ve İttifak Anlaşmaları'na aykırı olarak Avrupa Birliği'nin Rum Kesimi'ni tam üye olarak kabul etmesinin yolunu açtı. Neticede kimin ne yaptığı belli değil. Garip bir manzarayla karşı karşıyayız. Bunların olmaması için ne yapmak lazım? Ayakları sağlam yere basan bir devlet politikası oluşturulmalı. Partilere göre, iktidarlara göre değişmeyen bir politika... Kıbrıs, stratejik konumu itibariyle son derece mühim bir noktadadır. Burası adeta Doğu Akdeniz'in ortasında, Afrika'ya nazır; Anadolu'ya nazır. Ortadoğu'ya nazır bir yer... Kıbrıs'ın etrafında petrol var. Petrol rezervleri mükemmel olan Suriye ve Irak'a yakın... Değil Kıbrıs'ı vermek, Ada'dan bir kil tanesini vermek bile Türkiye için zillet olur."
Meltem TV'de yayınlanan Haftanın Sohbeti programında KKTC'deki seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulunan BTP Lideri Prof. Dr. Baş, KKTC'nin bir çok alanda cazibe merkezi olabileceğine işaret etti.
Kıbrıs'ın hazineleri
"Kıbrıs'ta yapılması gerekenler gerçekten yapılmadı" diyen Prof. Dr. Baş, KKTC'nin sunduğu imkanlar konusunda şunları söyledi:
"Mesela Kıbrıs dünyaca ünlü sağlık kurumlarının harıl harıl faaliyet gösterdiği bir yer olabilirdi. Coğrafyası buna müsait. Eğitim ve öğretim kurumlarının hakim olduğu bir yer olabilirdi. Nitekim orada bulunan üniversitelere talep var. Dünyanın dört bir köşesinden öğrenciler geliyor. Bu köklü bir şekilde yapıldığında, orası çok daha fazla itibar görecek ve dünyanın eğitim öğretim merkezi olacaktır. İlaveten Kıbrıs'ta seracılık imkanı bulunuyor. Tabiat şartları, arazisi buna çok müsait. Yeraltı kaynakları, bunun yanı sıra hayvancılık ve elektronik sanayi için imkanlar var Kıbrıs'ta... Ama bunların hiçbiri yapılmadı. Türkiye gerekli olan teknik desteği ve bilgiyi Ada'ya göndermedi. Seçim zamanlarında insiyatifini bazen kullandı, bu seçimde olduğu gibi kullanmadı. Kendi kaderine burasını terketti. Bu noktaya gelinmesi de kaçınılmaz bir netice oldu. Kıbrıs'ta bundan sonra işbaşına geçecek siyasi irade, bu noksanları en kısa zamanda telafi etmelidir."
Türkiye KKTC'nin
tanınması için harekete geçmeli
Ada'daki soruna çözüm bulmak için konfederasyon ihtimalinin değerlendirilebileceğine işaret eden BTP Lideri Prof. Dr. Baş, Türkiye'nin KKTC'nin tanınması için dünya çapında girişimlerde bulunması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Baş şöyle konuştu: "Konfederasyon iki müstakil devletin içlerinde serbest bir birliktelik oluştuma şekli. KKTC'nin bu olaylardan sonra dünya kamuoyuna tanıtılması önemli. Mesela Türk Cumhuriyetleri, iyi bir çalışmayla ile KKTC'yi tanıyabilir. Rusya zaten bu konuda sinyal verdi. Keza Ortadoğu ve Afrika ülkeleri de KKTC'yi tanıyabilir. Gerçi onlar İngiltere'ye ve ABD'ye göbekten bağlanmışlar ama bu devletlerin bir bölümü iyi bir çalışmayla ikna edebilir.
Zaten bu seçimlerde Batı KKTC'yi kabul etmiştir. Tanımadığın, kabul etmediğin bir yerdeki seçimlerde niye gözlemci gönderiyorsun? Bu durumu da değerlendirmek suretiyle hemen sıcağı sıcağına bu kabulü, dünya kamuoyuna deklare edip KKTC'nin tanınması için faaliyete girişmek lazım.
Konfederasyon şu anda Türkiye'nin şartlarına daha uygun. Bu konuda bir devlet politikası oluşturmak lazım. Bundan sonra işbaşına gelecek siyasiler bunda değişiklik yapmasın."
Devlet politikası şart
Türkiye'nin Kıbrıs konusunda tutarlı bir devlet politikası olmadığını söyleyen BTP Lideri Prof. Dr. Baş, bu durumun yol açtığı sakıncaları da şöyle ifade etti: "1999 Aralık ayındaki Helsinki Zirvesi'nde Kıbrıs konusunda en büyük tavizi sayın Bülent Ecevit verdi. Türkiye, 1960 tarihli Garanti ve İttifak Anlaşmaları'na aykırı olarak Avrupa Birliği'nin Rum Kesimi'ni tam üye olarak kabul etmesinin yolunu açtı. Neticede kimin ne yaptığı belli değil. Garip bir manzarayla karşı karşıyayız. Bunların olmaması için ne yapmak lazım? Ayakları sağlam yere basan bir devlet politikası oluşturulmalı. Partilere göre, iktidarlara göre değişmeyen bir politika... Kıbrıs, stratejik konumu itibariyle son derece mühim bir noktadadır. Burası adeta Doğu Akdeniz'in ortasında, Afrika'ya nazır; Anadolu'ya nazır. Ortadoğu'ya nazır bir yer... Kıbrıs'ın etrafında petrol var. Petrol rezervleri mükemmel olan Suriye ve Irak'a yakın... Değil Kıbrıs'ı vermek, Ada'dan bir kil tanesini vermek bile Türkiye için zillet olur."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.