Gördüklerimize ve kaleme aldığımız bilgilere inanmakta zorluk çekiyoruz. Arap Baharı sürecinde TV ekranlarında karışan Mısır sokaklarını, meydanlarda toplanan Libyalıları, Tunusluları seyrettik. Sanki bir filmi izler gibi? Buralarda sivil halkın ajanlar eliyle kışkırtılmasıyla gelişen sokak hareketleri liderlerin iktidarına son verdi, ülkeleri aşiretlere böldü. Şimdi ise sıra maalesef Türkiye'de...6 ilde sokağa çıkma yasağı uygulanıyor, Gaziantep'te galeyana gelen halk ile IŞİD yanlıları arasında çıkan çatışmada 15 ve 16 yaşlarında iki çocuk hayatını kaybetti. 35 vatandaşımız Türkiye genelinde başlayan olaylarda yaşamını yitirdi. Bunların müsebbibi kim olabilir? Hükümet çözüm süreci ile Kürt kardeşlerimize hak vermeyi vaat etmişti. Bu vaat, ülkemizdeki Alevi Kürtlerin, 'Türkiye arkamızda' diye düşünmesine neden oldu. Oysa hakikat, Kobani saldırılarında ortaya çıktı. Şu anda Rojova bölgesinde IŞİD'in yoğun saldırılarına maruz kalan Kobani'yi de içine alan yerlerde PKK'nın uzantısı PYD'nin hâkim olduğunu biliyoruz. Üç kantonda özerklik ilan etmişti. ABD'nin kurguladığı senaryo sinsi bir şekilde işliyor. Türkiye Esad şartını ileri sürerek Kobani'ye yardım göndermiyor; Yahudi asıllı Barzani, Alevi Kürtler için kılını bile kıpırdatmıyor. Alevi Kürtler iki taraftan da umduğunu bulamadı ve çareyi son kozları olan Türkiye'de anarşi çıkartmakta arıyor. Amerika, Alevi Kürtlerin böyle bir yalnızlıkla ayaklanacağını bildiği için ne Türkiye'ye, ne de Barzani'ye adım attırmamıştır. Bu sebeple IŞİD'e karşı tedbirleri arttırıp gerekli darbeyi indirmesini beklediğimiz Türk siyaseti Esad'ı bahane ederek Kobani'deki Kürtlere yardımı reddediyor. Oysa IŞİD'e 2000 TIR silahın ülkemizden geçerek yollanması, El Kaide ile bağlantılar basına yansıyan ciddi iddialar değil miydi? Fitilin ateşlendiği tablo, PKK yanlılarının ülkenin her bölgesinde hiç olmadığı kadar ciddi bir tehdit unsuru haline gelmesi demektir. Kamu kurumlarının dahi tam manasıyla korunmasını sağlayamayan bir zihniyet, garip tutumu ile adeta bölgedeki alevi körüklemektedir. Şunu ifade etmek gerekir ki, ülkemizdeki Alevi Kürtlerin, hem Türkiye hem de Barzani cenahı tarafından arkadan vurulması büyük tablonun gerçekleşmesi için gereklidir. Büyük İsrail Projesi için 'şart' olan güneydoğunun alınması Büyük İsrail içinde yer almayacak olan Alevi Kürtler kullanılarak hayata geçirilecektir. Yani Alevi Kürtler, Yahudi Kürtler tarafından hançerlenmiştir. İsrail devleti, Yahudi asıllı Barzani'nin Kürt devleti ile birleşecektir. Türkiye PYD'ye karşı imiş gibi görünürken, aslında Barzani'nin önünü açarak Büyük İsrail'in oluşumunu temin ediyor. Yaşananlardan bugüne kadar İsrail'in karşısında zannettiğimiz Türkiye siyaseti meğer İsrail'le kol kolaymış sonucu çıkmıyor mu? Demek ki, 'one minute' bir tiyatroymuş.Hatırımıza Barzani'nin davet edildiği AKP Kongresi geldi. Barzani'nin salona girmesiyle beraber "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye tezahürat yapan Ak Partililerin bir bildikleri varmış demek? Hükümetin tutumu, Büyük İsrail'in önünü açan asıl süreçte Yahudi Barzani'nin yanında olma ve Alevi Kürtlerin önünü kesme tutumudur. Ayaklanan Alevi Kürtler, bir manada TSK'nın ve kolluk kuvvetlerinin karşısında yer almıştır ve bu şartlarda demokratik yolla olması beklenen açılımın da gerçekleşmesine artık imkân bulunmuyor. Yaşadığımız hale İslam'la Türk milletini buluşturacağım iddiasında bulunan Ak Partisi, Anadolu coğrafyasını Büyük İsrail tehdidiyle kuşatma altına aldırmıştır denebilir mi? Acaba Türk siyaseti ne yaptığını biliyor mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018