Türk milletinden ne saklanıyor' (2)

Dünkü yazımızda, Ortadoğu'da oynanan oyunlar, Türkiye ve İran üzerindeki senaryolardan bahsetmiştik. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in bu konuda tarihi uyarısını sizlere aktarmıştık. Şimdi konumuza devam edelim.Her ne kadar siyasilerimiz İran'la ilgili gelişmelere "spekülatif iddialar" diyerek geçiştirse de, bu konuda atılan adımlar ve yaşananlar hiç de durumun böyle olmadığını ispatlıyor.İsrail'de yayımlanan Jerusalem Post gazetesi, bu yılın başlarında çıkan bir haberde, ABD'nin İran'a olası saldırma planını NATO ile koordine etmeye başladığını ve Türkiye'den 2006'da saldırıyı yapabileceği askeri üsler sağlamasını istediğini bildirmişti. Habere göre, ABD hükümetinin bu isteği, kısa adı CIA olan Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı Başkanı Porter Goss'un Aralık ayında Ankara'da yaptığı görüşmeler sırasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a iletilmiş. "ABD İran'a karşı vuruş planlıyor" başlıklı haberini Alman Der Tagesspiegel gazetesine dayandıran Jerusalem Post, Alman medyasında bu konuda çok sayıda haber çıktığını da belirtmişti. Yani İran'a yönelik üs talebini dünyada bilmeyen yok.Milliyet'ten Melih Aşık 18.02.2006 tarihli yazısında, Prof. Dr. Haydar Baş'ın aylar öncesinde yapmış olduğu uyarılarını doğrular mahiyette şu bilgileri aktarıyor: "İran'a gönderilen alüminyum kaplara, nükleer tesislerde kullanılabileceği kuşkusuyla Gürbulak sınır kapısında el konuldu. Kaplara İtalya çıkışında değil de CIA'nın uyarısıyla Türkiye'de el konulması bunun İran'la aramızın açılması için bir tezgâh olduğunu düşündürüyor.Derken Dışişleri Bakanlığı önceki gün bir açıklama yaparak İran'ın nükleer faaliyetlerinden kaygılandığımızı bildirdi. ABD sözcüsü gibi konuştu. Ve dün, NATO amaçlı da kullanılabilen Muş Havaalanı'nın nisan ayında sivil hava trafiğine kapatılacağını öğrendik...AKP iktidarı, topraklarımızı kullandırmayız gibi demeçlere rağmen, ABD ve İsrail adına İran'a karşı cephe alıyor. Ülkeyi büyük bir belaya bulaştırma sinyali veriyor. Aman dikkat!"Alüminyum kaplara niye İtalya'da değil de Türkiye'de el konuluyor?NATO amaçlı Muş havaalanı niçin sivil taşımacılığa kapanıyor?İnertetajans haber sitesinde 27.12.2005 tarihli haber de dikkat çekiciydi:"İsrail, İran'a yönelik politikalarının bir parçası olarak Hakkâri'den, 3 kilometrekare büyüklüğünde, üs kurmak üzere toprak istiyor. Bunun karşılığındaki önerisi de şu: Kuzey Irak'taki PKK varlığıyla ilgili her türlü istihbarat bilgisi.''Üs verildi mi verilmedi mi bilmiyoruz, ama eğer verildiyse, inşallah kullanıldıktan sonra öğrenmeyiz. Ne hikmetse aklıma hep 1. Dünya savaşına karambole girişimiz geliyor. Nereden bilelim bu savaşın Osmanlı'nın yıkılması için planlandığını ve bu parçalama senaryosunda düşmanlarımızla birlikte Müttefik(!) zannettiğimiz Almanya ile Enver Paşa'ların da oturduğunu.Lütfen balık hafızalı olmayalım.Konumuzla alakalı değil, ama yine de sormadan edemeyeceğim. İsrail'in Kuzey Irak'taki PKK varlığıyla ilgili istihbarat bilgisi nereden kaynaklanıyor? Hani burada PKK yok diyordunuz, bu bir itiraf mı? PKK hakkında istihbarati bilgi sahibi olmak aynı zamanda bir işbirliği ve de ilişkinin de ifadesi olmuyor mu? Mademki bu bilgilere sahipsiniz neden bugüne kadar dost(!) dediğiniz Türkiye'ye bunu bildirmedeniz?...Anlayın, dostluk mostluk hikaye beyler.Şimdi de size Hong Kong'dan bir haber.Bir iş adamı arkadaşım, ticari faaliyetler için Hong Kong'a gidiyor. Bankada hesap açtırmak istiyor ve talebi reddediliyor. Sebep oldukça düşündürücü, "Biz Türk ve İran vatandaşlarına hesap açmıyoruz" diyorlar. Arkadaşımız "Ben Afrika'dan gelmiyorum, Türkiye'den geliyorum" dediğinde cevap çok ilginç: "Bu ülkelerde durum karışık, güvenimiz yok. Afrika'dan gelseydiniz açardık, ama Türkiye'den ve İran'dan gelenlere asla"Beyler, sizce bütün dünyanın bildiği, ama Türkiye'den ve özellikle de Türk milletinden saklanan gerçek nedir? Neler oluyor?