Önce Millî Mücadele dönemiyle ilgili bir olayı aktarayım. Başkomutanlık Meydan Savaşında darmadağın edilen Yunan ordusu, İzmir'e doğru kaçıp canını kurtarma derdine düşer. Murat Dağının eteklerinde koyunlarını otlatmakta olan, kara kuru, aç ve sefil bir çobana rastlarlar. Kendilerini Afyon-İzmir demiryoluna götürmelerini teklif ederler. Adı Çeçeli Kara Murat olan bu Türk genci önde, peşi sıra Yunan askerleri olduğu halde, Murat Dağının derinliklerine doğru ilerlerler. Sonunda bu Türk kılavuzcunun kendilerini yanlış yöne doğru götürdüğünü anlarlar. Yunan ordusunun bir kısmını Kusra deresi istikametine yönlendirerek düşman orduları başkomutanı General Trikopis ve komuta heyetinin teslim alınmasında önemli bir rol oynayan ve bu sırada tuzağa düşürüldüklerini anlayan düşman askerleri tarafından şehit edilir. Yunanlı komutan: "Bizi yanlış yöne getirmişsin. Bunun sonucunun ölüm olduğunu bilmiyor musun?" Diye bağırdığında; Çeçe Köylü Kara Murat: "Benim görevim bu, seninki de öldürmek!" der ve süngülenerek öldürülür.Yunanlı Komutan, yanındaki Yunanlı subaylara: "Yanlış yere gelmişiz beyler. Kendisine hiçbir şey vermemiş bir devlete bu denli bağlı insanlar oldukça yenilmiş olmamız doğaldır!" der.(Kaynak: http://www.usakyereltarih.com/haber/usak-tarihi_1/ceceli-kara-murat-kimdir/223.html)Türk milletinin en büyük zenginliği, kişisel menfaat beklentisi olmadan karşılıksız vatan, millet, din, devlet sevgisiydi. Yüzyıllarca saf ve temiz Türk, kendi devletinden dayak da yese, itilip kakılsa da her zaman devletine sadakatle bağlı kaldı. Bazıları bu durumu enayilik olarak algıladı. Ama Türk, uzun gözlem, izlenim ve tecrübeleriyle biliyor ve anlıyordu ki, devletsiz kalan Türk yok olur gider. Nitekim dünyanın pek çok ülkesinde devletsiz kalan Türkler eriyip, dağılıp, karışıp gitmektedirler. O yüzden Türk, kişisel anlamda menfaat görmese de, aç, susuz, fakir kalsa da kendisini özgür hissedeceği, millet varlığı ile kendine ait bir vatanda yaşayabilmesini mümkün kılan iyi kötü bir devleti her zaman önemsemiş ve kendi Türk devletine ihanet etmeyi hiç düşünmemişti.Ama son yıllarda Batı kaynaklı kültür emperyalizmi projeleriyle, Türk düşmanlarının kirli ve yoğun propagandalarıyla Türk çocuklarının beyni yıkandı, aklı karıştırıldı, ruhu kirletildi, duygu ve düşünceleri çelindi. Sonunda gâvur Batı ve içimizdeki sözcüleri, Türk gençliğini devletine düşman haline getirmeye çalıştı. Bu bağlamda ortaya çıkan bütün liberal, Marksist, Komünist, PKK'cı ve diğer sapık örgütler, çocuklarımızı Türk devleti düşmanı haline getirdiler. Ama öbür yandan kendi devletine ve vatanına düşman edilen gençlerimiz, başta Amerika olmak üzere yabancı devletlere onların ülkemizdeki emperyalist projelerini kolayca uygulayabilmeleri için kılavuzluk, gözcülük, rehberlik, bekçilik görevi yapmaya başladılar.Türk, kendi devletinin yıkılması, vatanının işgal edilmesi, kaynaklarının yağmalanması, dininin yok edilmesi, millî kültür ve kimliğinin tasfiye edilmesi için emperyalist devletlerin gönüllü kılavuzluğunu yapmaya başlamışsa felâket büyük demektir. Çare: Çeçe Köylü Kara Muratların sayısını çoğaltmaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015