Fransa'da cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılmış ve Nicolas Sarkozy, koltuğu François Hollande'ye bırakmıştı. Türkiye açısından bu seçimin sonucu, Türk düşmanı Sarkozy gitti, Ermeni dostu Hollande geldi, şeklindeydi. Belgeli bu gerçeği AKP hükümetleri göremedi. Sarkozy'i mantığına dost olan AKP dış politikası, aynı dostluğu Hollende'ye de gösterdi.
Bilmem kaç yıl aradan sonra ülkemizi ziyaret eden Fransa cumhurbaşkanına iltifatlar, taltifler peş peşe sıralandı. Dostluk vurgusu gülücüklerle yapıldı. Türkiye'nin yabancıya açık pazar olduğu belgeleyen yeni anlaşmalar yapıldı.
Kim bu Fransa?
Çanakkale'ye, bizleri bitirmek (!) için gelen 7 düvelden biri. Ülkemizin güneydoğusunu işgal edenler. Cezayir'de Müslümanlara soykırım tabi tutanlar. Mali'de geçmişte olduğu gibi sırf yer altı zenginliklerini elde tutabilmek için insanları, özellikle Müslümanları göz kırpmadan katledenler. Daha dün, Libya'nın petrollerine konmak için "haçlı seferi" başlattıklarını, bizzat itiraf eden bir zihniyet.
Bırakın Ermeni soykırım iddialarını, Ermeni soykırımı yoktur, demeyi bile meclisinden çıkardığı kanunla suç sayan, okullarında "Türkler soykırımcıdır" diye anlatan, bir Türk, Türkiye düşmanı devlet. İşte bu devletin başı ülkemize geldi.
Bu Türk düşmanı, Ermeni dostu cumhurbaşkanına bir gazeteci, soykırım yasasını sordu. Fransız cumhurbaşkanı adeta gözlerimizin içine bakarak, bizim toprağımızda bizlere, atalarımıza katil, dedi; "? Tarihle ilgili çalışmalar acılı olabilir. Yapmamız gereken, barışmayı aramaktır. Daha önce olanların tanınması için bir çalışma yapmalıyız? Doğru olanı, hakkı yapacağız, hukuku arayacağız. Herkesin konuyu anlamasını sağlayacağız. Fransa'da bir kanun onaylandı. 2008'de alınmış bir çerçeve karar var, bunların uygulanması gerekiyor"
Tarihte, bizden izin almadan yatak odalarına bile giremeyen bu kişilerin karşısında şimdi boynu bükük duranlar asla ecdadımızı temsil edemez. Asla milletimizi temsil edemez. Asla onurlu dış politika, küresel, bölgesel güç, dünya lideri vs. iddialarında bulunamaz.
* * *
Davulun sesine niye kandın?
Diyanet İşleri Başkanlığı "Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri" töreninde Erdoğan, "? Bu medeniyet öyle bir medeniyettir ki yalancı peygamberleri, sahte velileri, içi boş, kalbi boş, zihni boş âlim müsveddelerini bünyenin virüsü reddettiği gibi reddetmiş ve tarihin çöplüğüne mahkûm etmiştir.
İlmi iktidar vasıtası olarak görenleri bu medeniyet yine mahkûm edecektir. İlmi bir sihir gibi bir efsunlanma vasıtası gibi görenleri bu medeniyet yine reddedecektir. İlmi güç için, şantaj için, şebekeleşme ve örgütlenme için istismar aracı olarak kullananları bu medeniyet hiç kabullenmemiştir. Göreceksiniz yine kabullenmeyecektir." Diye konuştu.
Söylediklerinin manası bir tarafa Sayın Erdoğan! Neden söylediklerinle yaptıklarını birbirini tutmuyor?
Bu medeniyetin adı Türk-İslam medeniyetidir. Ama siz, Türk'üm" demekten kaçıyorsunuz. İslam- ümmet iddiasında bulunup, Ümmete karşı başlatılan haçlı seferlerinde, haçlının yanında duruyorsunuz.
Bahsettiğiniz anlayışlar yıllar önce bir diyalog projesinin parçası oldu. Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu bu tehlikeye karşı hem milletimizi hem de sizleri ayetlerle, hadislerle, İslam tarihinden örneklerle açıkça uyardı. Siz ne yaptınız! Davulun sesine kanıp, dört hak dinden bahsettiniz, Tevrat'tan nasihate kalktınız. Besmele ile kilise açtınız, açılmasına müsaade ettiniz.
Kısaca! Davulun içinin boş olduğunu çok iyi biliyordunuz. Neden davulun sesine kanıp, davulculuğa başladınız? Siz bu hareketin yıllarca icraatlarına ortak olmadınız mı?
Ha! Şimdi yanıldık, aldandık, diyorsanız! Bu millet, sizden laf değil icraat istiyor. Bu iddiaların açık ispatı ve ispatında bedelini görmek istiyoruz. Yoksa yine "yapmadığı şeyi söyleyenler" sınıfına gireceksiniz. Onların başına ne geleceğini de çok iyi biliyorsunuz? (Saff suresi 2,3 ayetler)
Bilmem kaç yıl aradan sonra ülkemizi ziyaret eden Fransa cumhurbaşkanına iltifatlar, taltifler peş peşe sıralandı. Dostluk vurgusu gülücüklerle yapıldı. Türkiye'nin yabancıya açık pazar olduğu belgeleyen yeni anlaşmalar yapıldı.
Kim bu Fransa?
Çanakkale'ye, bizleri bitirmek (!) için gelen 7 düvelden biri. Ülkemizin güneydoğusunu işgal edenler. Cezayir'de Müslümanlara soykırım tabi tutanlar. Mali'de geçmişte olduğu gibi sırf yer altı zenginliklerini elde tutabilmek için insanları, özellikle Müslümanları göz kırpmadan katledenler. Daha dün, Libya'nın petrollerine konmak için "haçlı seferi" başlattıklarını, bizzat itiraf eden bir zihniyet.
Bırakın Ermeni soykırım iddialarını, Ermeni soykırımı yoktur, demeyi bile meclisinden çıkardığı kanunla suç sayan, okullarında "Türkler soykırımcıdır" diye anlatan, bir Türk, Türkiye düşmanı devlet. İşte bu devletin başı ülkemize geldi.
Bu Türk düşmanı, Ermeni dostu cumhurbaşkanına bir gazeteci, soykırım yasasını sordu. Fransız cumhurbaşkanı adeta gözlerimizin içine bakarak, bizim toprağımızda bizlere, atalarımıza katil, dedi; "? Tarihle ilgili çalışmalar acılı olabilir. Yapmamız gereken, barışmayı aramaktır. Daha önce olanların tanınması için bir çalışma yapmalıyız? Doğru olanı, hakkı yapacağız, hukuku arayacağız. Herkesin konuyu anlamasını sağlayacağız. Fransa'da bir kanun onaylandı. 2008'de alınmış bir çerçeve karar var, bunların uygulanması gerekiyor"
Tarihte, bizden izin almadan yatak odalarına bile giremeyen bu kişilerin karşısında şimdi boynu bükük duranlar asla ecdadımızı temsil edemez. Asla milletimizi temsil edemez. Asla onurlu dış politika, küresel, bölgesel güç, dünya lideri vs. iddialarında bulunamaz.
* * *
Davulun sesine niye kandın?
Diyanet İşleri Başkanlığı "Yüzyılın İslam Kültür Hizmeti Onur ve Hizmet Ödülleri" töreninde Erdoğan, "? Bu medeniyet öyle bir medeniyettir ki yalancı peygamberleri, sahte velileri, içi boş, kalbi boş, zihni boş âlim müsveddelerini bünyenin virüsü reddettiği gibi reddetmiş ve tarihin çöplüğüne mahkûm etmiştir.
İlmi iktidar vasıtası olarak görenleri bu medeniyet yine mahkûm edecektir. İlmi bir sihir gibi bir efsunlanma vasıtası gibi görenleri bu medeniyet yine reddedecektir. İlmi güç için, şantaj için, şebekeleşme ve örgütlenme için istismar aracı olarak kullananları bu medeniyet hiç kabullenmemiştir. Göreceksiniz yine kabullenmeyecektir." Diye konuştu.
Söylediklerinin manası bir tarafa Sayın Erdoğan! Neden söylediklerinle yaptıklarını birbirini tutmuyor?
Bu medeniyetin adı Türk-İslam medeniyetidir. Ama siz, Türk'üm" demekten kaçıyorsunuz. İslam- ümmet iddiasında bulunup, Ümmete karşı başlatılan haçlı seferlerinde, haçlının yanında duruyorsunuz.
Bahsettiğiniz anlayışlar yıllar önce bir diyalog projesinin parçası oldu. Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu bu tehlikeye karşı hem milletimizi hem de sizleri ayetlerle, hadislerle, İslam tarihinden örneklerle açıkça uyardı. Siz ne yaptınız! Davulun sesine kanıp, dört hak dinden bahsettiniz, Tevrat'tan nasihate kalktınız. Besmele ile kilise açtınız, açılmasına müsaade ettiniz.
Kısaca! Davulun içinin boş olduğunu çok iyi biliyordunuz. Neden davulun sesine kanıp, davulculuğa başladınız? Siz bu hareketin yıllarca icraatlarına ortak olmadınız mı?
Ha! Şimdi yanıldık, aldandık, diyorsanız! Bu millet, sizden laf değil icraat istiyor. Bu iddiaların açık ispatı ve ispatında bedelini görmek istiyoruz. Yoksa yine "yapmadığı şeyi söyleyenler" sınıfına gireceksiniz. Onların başına ne geleceğini de çok iyi biliyorsunuz? (Saff suresi 2,3 ayetler)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Yeni Türkiye’ ezberi iflah olmaz bir hastalıktır / 02.02.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- Atatürk paydasından Kuva-yi Milliye ittifakı şarttır / 23.01.2025
- Rahatlamak için Devlet Bahçeli’yi okuyorum / 01.02.2025
- Aklınızı başınıza alın / 31.01.2025
- Altın vuruş futbol camiasında mı olacak? / 30.01.2025
- Faciaların hukuken, vicdanen ve dinen sorumlusu kim? / 29.01.2025
- Niccolo Machiavelli, Joseph Goebbels ve biz / 27.01.2025
- Peygamberimiz ile ilk namaz ve Miraç / 26.01.2025
- Kişisel haklar, adalet ve AKP / 25.01.2025
- ‘Kürt sorunu’ tabiri kime aittir? / 24.01.2025
- Atatürk paydasından Kuva-yi Milliye ittifakı şarttır / 23.01.2025