Türk askerini kışlalara hapsetmek!

AB Türkiye'nin milli güvenlik tanımını geniş tutmasından çok rahatsız olmuş. AKP hükümeti, bu tanımdaki genişliği AB'yi tatmin edecek seviyeye azaltacak.AB, Türkiye'nin milli güvenlik tanımının geniş olmasından acaba neden rahatsızlık duymaktadır? Bu rahatsızlığında AB yalnız değildir. Terör örgütü PKK da aynı konuda AB gibi rahatsızdır. Türkiye'ye her fırsatta federasyon önerenler de AB'yle aynı rahatsızlığı paylaşmaktadırlar. Oysa milli güvenlik tanımının geniş olmasından vatanı ve milleti konusunda duyarlı olan hiçbir vatandaşımız rahatsızlık duymamaktadır. Bilakis milletimiz bu sayede kendini daha fazla güvende hissedebilmektedir.Milli güvenlik siyaset belgesinin basına sızması da bir tesadüf değildi. Senaryo şöyle uygulandı. Önce MGSB basına sızdırıldı. Sızdırılan bu belgeyi Yunanistan tarafı hemen AB gündemine taşıdı ve 9 Kasım'da açıklanacak olan katılım ortaklığı belgesinde Türkiye'nin önüne yeni yeni dayatmalar konulması bu şekilde başarılmış oldu.Askere geniş manevra alanı tanıdığı için eleştirilen milli güvenlik tanımı daraltıldığı takdirde, askerin manevra alanı daraltıldığı ölçüde bölücülerin ve terör örgütlerinin manevra alanı genişleyecektir. Bu aşamadan sonra Türkiye'yi bölme sevdalısı olanlar açık açık taleplerini belirtmeye ve her zamankinden çok daha fazla toplumsal yaralarımızı kaşımaya başlayacaklardır. Türkiye için hangisi tehdittir? Türk askerinin manevra alanının geniş olması mı? Yoksa terör örgütlerinin manevra alanının geniş olması mı? AB açık açık Terör ve bölücülüğün önünü açacak taleplerde bulunurken, güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlayacak adımların atılmasını istemektedir.AB'nin Türk askerini kendisine tehdit olarak görmesi anlaşılır bir şeydir. Ama anlaşılmaz olan, Türk askerinin yetkilerini AB istiyor diye kısıtlamaya gidenlerin tutumudur.Anlaşılan AB Türk askerini kışlalara hapsederken hapisteki bölücüleri ise salıverecektir.