Başlık fazla uzun olmasın diye yarım bıraktım, cümlenin devamı şöyle: Tufan dayanmış kapıya gemide yer kavgası var. Durum vaziyetimiz aynen böyle.
Göklerin kapıları açılmışçasına ve yeryüzünün her bir yüzünden sular fışkırmışçasına tufan 'geliyorum' demiyor, 'kapıdayım, kapınıza dayandım' diyor ve biz Türkiye gibi bir cennet vatanda yaşayan seksen iki milyon nüfus olarak gemide yer kavgasındayız. Ayıptır, günahtır, yazıktır…
Mevcut manzarayı anlatmak için bu kelimeler çok cılız kalıyor.
Böyle bir günde, böylesine acı bir gündemde, böylesine acılı bir ortamda her kim ki 'gemide yer kavgasına' zerre kadar katkıda bulunuyorsa, onları tarih de, günahsız sabiler de ve piri faniler de asla affetmeyeceklerdir.
Yarınların ne getireceği belli değilken ve günlük can kayıplarımız yüz rakamına yaklaşmışken, memleketin dört bir yanından feryadlar yükselmeye başlamışken birilerinin yardım toplamayı ve yardım dağıtmayı benden başkası yapamaz demesi ancak ve ancak akıl tutulması ile izah edilebilir.
Toplumsal bir tufan, sosyal bir tsunami kapımıza dayanmış, virüs ve ölüm kol geziyor ve biz gemide yer kavgası yapıyoruz.
Böyle bir günde, böylesine acıların sokaklara yayıldığı bir ortamda siyaset yapmak ne demek, siyasi söylemlere teşebbüs etmek ne demek?
İktidarıyla muhalefetiyle hepiniz ülkenin tam yirmi yılını zaten böyle kayıkçı kavgası ile tükettiğinizden ötürü değil midir ki ülke böyle bir felakete hazırlıksız, cep delik cepken delik bir vaziyette yakalandı.
Hiç olmazsa böyle bir felaket ortamında şapkanızı önünüze koyup düşünmeniz gerekmiyor mu?
Yirmi seneden beri, çeyrek asırdan beri milletin vekilliğini yapan, milletin vergilerinden vekil maaşı alan sayın vekiller, partinizin adı, flaması asla önemli değil, bu millete hiçbir şey vermediğiniz ortaya çıkmıştır.
Millete ve devlete bir şey kazandırmanız bir yana, milletin ve devletin yüz yıllık birikimlerine, yüz yıllık kurum ve kuruluşlarına, yer altı ve yer üstü kaynaklarına sahip çıkmadığınız, çıkamadığınız dahi belli beyan ortadadır.
Ülkenin mevcut hali, hazinenin perişan durumu sizlerin yıllar yılı kulağınızın üstüne yattığınızın çok açık birer göstergesidir.
Tufan kapıya dayanmışken, millet can derdinde iken, hiç olmazsa böyle bir zaman diliminde kayıkçı kavgasını bırakıp asıl vazifenize dönemez misiniz?
Bir kez olsun, bu sefer olsun bari milletin vekili, milletin yöneticisi olduğunuzu hatırlayın ve gereğini yapın.
Ayıptır, günahtır, yazıktır…
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025