Trump'ın Türkiye politikası belirsiz
Sabancı Üniversitesi Türkiye Tarihi Öğretim Görevlisi Adam McConnel, Trump başkanlığında Türk-Amerikan ilişkilerinin belirli süre bir bilinmeyen olarak kalacağını söyledi. Bu arada Trump, bir kez daha Suriye'de Esad'ın kalması gerektiğini seslendirdi.
13.11.2016 00:00:00
Sabancı Üniversitesi Türkiye Tarihi Öğretim Görevlisi Adam McConnel, ABD'de başkan seçilen Donald Trump'ın Türkiye politikasının netlik kazanmadığını belirtti. McConnel, şunları kaydetti: "Bunun temel sebebi de Trump'ın, dış politika konularında - kelimenin tam anlamıyla - 'sıfır' tecrübeye sahip olması. Hatta Trump'ın hiçbir siyaset tecrübesi bulunmuyor, zira daha önce böyle bir kamu görevine bir kere bile seçilmemişti. Netice olarak Trump'ın, kampanyası boyunca dış politikayla ilgili yaptığı açıklamalar, politikasının gerçekte ne olacağıyla ilgili mutlak göstergeler olarak alınmamalı. Trump'ın dış politika danışmanları da tartışmalardan darbe aldı ve Cumhuriyetçi Parti tarafından dahi eleştirildiler."
Trump, FETÖ'ye karşı
Trump'ın dış politika konusundaki başdanışmanı olan Walid Phares'ın geçtiğimiz günlerde bir Amerikan-Türk konseyinin toplantısında yaptığı konuşmada Trump'ın Fetullah Gülen kültüyle Clinton kampanyası arasındaki muhtemel bağları inceleyeceğini ve 'Türkiye'yle daha yakın ilişkiler' kurmak istediğini söylediğine işaret eden McConnel, şunları kaydetti: "Bu açıklama, Türk basınında bir heyecan yarattı. Köken olarak Lübnanlı bir Hıristiyan olan ve daha önce 2012'de Mitt Romney'in kampanyasında dış politika danışmanlığı ve aynı zamanda FOX News kanalında yorumculuk yapan Phares, Kuzey Suriye'de uçuşa yasak bir bölge ve güvenli bölgelerin oluşturulmasıyla ilgili de olumlu açıklamalarda bulunmuştu. Ama diğer yandan geçmişte, Türkiye'yle ilgili konularda son 8 ayda yaptığından oldukça farklı açıklamalar da yapmış bulunuyor. Daha da huzur kaçırıcı diğer bir ihtimal ise bizzat şimdiki zamanı ilgilendiriyor. Trump Cumhuriyetçi aday olduğu ve fakat hiçbir dış politika tecrübesi bulunmadığı için, Washington D.C.'deki 'yeni-muhafazakar' yani neo-con dış politika gruplarının, yeni yönetimde etkin konumlara gelme konusunda büyük istek göstermesini bekleyebiliriz. Mesela Phares geçmişte bir neo-con olarak nitelenmişti. American Enterprise Institute (AEI) ve the Heritage Foundation gibi neo-con düşünce kuruluşları, geçtiğimiz sekiz yıl süresince iktidar odağının koridorlarından uzak tutulmuştu. Buna rağmen güçlerinden bir şey kaybetmediler ve Cumhuriyetçi bir başkanın yönetiminde dış politika tartışmalarında yeniden nüfuz kazanacaklar. ABD seçimlerinin netlik kazanmasını takip eden saatlerde, Trump'ın neo-con dış politika gruplarından toplantı için randevular talep edeceğini öneren makaleler hemen birer birer sökün etti. 15 Temmuz darbe kalkışmasını doğru tahmin eden ve geçtiğimiz günlerde de Türk toplumu için daha fazla şiddet öngörüsünde bulunan Michael Rubin, AEI'nin en önde gelen Türkiye yorumcusu. Görünüşe göre Rubin, Trump'ın kontrolündeki bir Beyaz Saray'ın bu tarz siyasi randevularla uğraşmak zorunda kalacağını daha bir sene önceden tahmin ediyordu. Trump'ın dışişleri bakanı tercihi de çok yakından irdelenecektir, çünkü dış politika konularındaki tecrübesizliği ve bilgisizliği kuvvetle muhtemel dışişleri bakanına siyasi kararlarla ilgili daha fazla nüfuz, hatta bağımsızlık kazandıracaktır. Son olarak, Trump ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e hayranlığını ifade etmiş ve Trump kampanyası Rusya'yla bağlantılı olmakla itham edilmişti. Washington ve Moskova arasındaki ilişkiler muhakkak ki bir Hillary Clinton başkanlığına göre farklı şekillenecektir ve bunun da Doğu Akdeniz'de doğrudan etkileri olacaktır. Fakat Trump siyaset alanında tamamen yeni olduğu için, Türkiye ve bölgeye yönelik nasıl bir siyasi tutum takınacağını ancak zamanla görebileceğiz."
Trump'tan Ortadoğu mesajları
ABD'deki başkanlık seçimini kazanan Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump, Filistin-İsrail müzakerelerinin doğrudan yapılmasından yana olduğunu belirtti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen "Israel Today" gazetesine açıklamalarda bulunan Trump, Filistin ile İsrail arasındaki barış görüşmelerinin uluslararası ara bulucular olmadan yapılmasına destek verdi. Trump, "Barış, tarafların kendi arasındaki görüşmelerle gerçekleşmeli, başkaları tarafından dayatılarak değil. İsrail ve Yahudi halkı bunu gerçekleştirecektir" ifadelerini kullandı. Öte yandan Trump, ABD yönetiminin Suriye politikasını eleştirerek, "Suriye konusunda birçok kişiden farklı düşünüyorum. Suriye ile savaşılıyor, Suriye IŞİD ile savaşıyor ve IŞİD'ten kurtulmak gerekiyor. Rusya şimdi Suriye ile müttefik ve bizim sayemizde güçlenen İran da. Biz kim oldukları konusunda hiçbir fikrimiz olmadan Suriye'ye karşı muhalifleri destekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu. İsrail ile Filistin arasındaki "bitmeyen bir savaş" olduğunu ifade eden Trump, "İki ülke arasındaki soruna çözüm bulmayı umut ediyorum. Nihai hedef, varılamayan anlaşmaya insanlık için çözüm getirmek isterim" dedi.
Trump, FETÖ'ye karşı
Trump'ın dış politika konusundaki başdanışmanı olan Walid Phares'ın geçtiğimiz günlerde bir Amerikan-Türk konseyinin toplantısında yaptığı konuşmada Trump'ın Fetullah Gülen kültüyle Clinton kampanyası arasındaki muhtemel bağları inceleyeceğini ve 'Türkiye'yle daha yakın ilişkiler' kurmak istediğini söylediğine işaret eden McConnel, şunları kaydetti: "Bu açıklama, Türk basınında bir heyecan yarattı. Köken olarak Lübnanlı bir Hıristiyan olan ve daha önce 2012'de Mitt Romney'in kampanyasında dış politika danışmanlığı ve aynı zamanda FOX News kanalında yorumculuk yapan Phares, Kuzey Suriye'de uçuşa yasak bir bölge ve güvenli bölgelerin oluşturulmasıyla ilgili de olumlu açıklamalarda bulunmuştu. Ama diğer yandan geçmişte, Türkiye'yle ilgili konularda son 8 ayda yaptığından oldukça farklı açıklamalar da yapmış bulunuyor. Daha da huzur kaçırıcı diğer bir ihtimal ise bizzat şimdiki zamanı ilgilendiriyor. Trump Cumhuriyetçi aday olduğu ve fakat hiçbir dış politika tecrübesi bulunmadığı için, Washington D.C.'deki 'yeni-muhafazakar' yani neo-con dış politika gruplarının, yeni yönetimde etkin konumlara gelme konusunda büyük istek göstermesini bekleyebiliriz. Mesela Phares geçmişte bir neo-con olarak nitelenmişti. American Enterprise Institute (AEI) ve the Heritage Foundation gibi neo-con düşünce kuruluşları, geçtiğimiz sekiz yıl süresince iktidar odağının koridorlarından uzak tutulmuştu. Buna rağmen güçlerinden bir şey kaybetmediler ve Cumhuriyetçi bir başkanın yönetiminde dış politika tartışmalarında yeniden nüfuz kazanacaklar. ABD seçimlerinin netlik kazanmasını takip eden saatlerde, Trump'ın neo-con dış politika gruplarından toplantı için randevular talep edeceğini öneren makaleler hemen birer birer sökün etti. 15 Temmuz darbe kalkışmasını doğru tahmin eden ve geçtiğimiz günlerde de Türk toplumu için daha fazla şiddet öngörüsünde bulunan Michael Rubin, AEI'nin en önde gelen Türkiye yorumcusu. Görünüşe göre Rubin, Trump'ın kontrolündeki bir Beyaz Saray'ın bu tarz siyasi randevularla uğraşmak zorunda kalacağını daha bir sene önceden tahmin ediyordu. Trump'ın dışişleri bakanı tercihi de çok yakından irdelenecektir, çünkü dış politika konularındaki tecrübesizliği ve bilgisizliği kuvvetle muhtemel dışişleri bakanına siyasi kararlarla ilgili daha fazla nüfuz, hatta bağımsızlık kazandıracaktır. Son olarak, Trump ayrıca Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e hayranlığını ifade etmiş ve Trump kampanyası Rusya'yla bağlantılı olmakla itham edilmişti. Washington ve Moskova arasındaki ilişkiler muhakkak ki bir Hillary Clinton başkanlığına göre farklı şekillenecektir ve bunun da Doğu Akdeniz'de doğrudan etkileri olacaktır. Fakat Trump siyaset alanında tamamen yeni olduğu için, Türkiye ve bölgeye yönelik nasıl bir siyasi tutum takınacağını ancak zamanla görebileceğiz."
Trump'tan Ortadoğu mesajları
ABD'deki başkanlık seçimini kazanan Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump, Filistin-İsrail müzakerelerinin doğrudan yapılmasından yana olduğunu belirtti. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yakınlığıyla bilinen "Israel Today" gazetesine açıklamalarda bulunan Trump, Filistin ile İsrail arasındaki barış görüşmelerinin uluslararası ara bulucular olmadan yapılmasına destek verdi. Trump, "Barış, tarafların kendi arasındaki görüşmelerle gerçekleşmeli, başkaları tarafından dayatılarak değil. İsrail ve Yahudi halkı bunu gerçekleştirecektir" ifadelerini kullandı. Öte yandan Trump, ABD yönetiminin Suriye politikasını eleştirerek, "Suriye konusunda birçok kişiden farklı düşünüyorum. Suriye ile savaşılıyor, Suriye IŞİD ile savaşıyor ve IŞİD'ten kurtulmak gerekiyor. Rusya şimdi Suriye ile müttefik ve bizim sayemizde güçlenen İran da. Biz kim oldukları konusunda hiçbir fikrimiz olmadan Suriye'ye karşı muhalifleri destekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu. İsrail ile Filistin arasındaki "bitmeyen bir savaş" olduğunu ifade eden Trump, "İki ülke arasındaki soruna çözüm bulmayı umut ediyorum. Nihai hedef, varılamayan anlaşmaya insanlık için çözüm getirmek isterim" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.