Anadolu'nun Türkleşme ve İslamlaşma sürecine bakıldığında Horasan erenlerini görmekteyiz. Horasan Erenleri ilk Türk İslam Mutasavvıfı olarak kabul edilen ve soyu Hz. Peygamber'e dayanan Hoca Ahmet Yesevi'nin talebeleridir. Bazı kayıtlarda bunların sayısının 99 bin olduğu söylenmekte. Ahmet Yesevi yetiştirdiği insanları, Orta Asya, Afganistan, Hindistan ve Anadolu'ya gönderdi. Bu erenler gittikleri yerlere Ehl-i Beyt'in nefesi ile gittiler. Ehl-i Beyt sevgisini, insanlara aşıladılar, o bölgeleri Müslümanlaştırdılar.Hoca Ahmet Yesevi, Anadolu'ya gönderdiği talebelerinin başına, Hz. Peygamber'in soyundan, İmamı Rıza'nın torunu Hacı Bektaşi Veli'yi koydu. Binlerce kilometre mesafeden, yürüyerek Anadolu'ya gelen Hünkar Hacı Bektaş ve erenler, kimseye el açmayan, elinin emeği ile geçinen, toprağa, vatana, devlete ve dine bağlı, prensipli, disiplinli ve örnek insanlardı. Bunlar, Anadolu insanına yaşama ümidi ve mücadele gücü verdiler. Halkın yıkılan maneviyatını yükselttiler. Ehl-i Beyt'in nefesini Anadolu'ya taşıdılar. Birlik ve beraberliğin sağlanmasında, dayanışma ve direnme gücünün artmasında önemli rol oynadılar. Ehl-i Beyt'in, İslam anlayışını, Anadolu'da en ücra köşelere kadar yayılmasını ve benimsenmesini sağladılar ve de Anadolu'nun Türkleşmesine, İslamlaşmasına vesile oldular. Hünkar, yetiştirdiği binlerce talebesini sadece Anadolu'ya göndermedi. Rumeli ve Balkan coğrafyasına da göndererek, Ehl-i Beyt nefesini oralara ulaştırdı. Henüz daha Osmanlı Balkanlar'a geçmeden, Hünkar Hacı Bektaş'ın talebesi olan Sarı Saltuk'u Rumeli'ye gönderdi. Rumeli kısa zamanda İslam'la, Ehl-i Beyt'le tanıştı. Osmanlı, Rumeli'ye geçtiğinde Rumeli'de on binlerce insan çoktan Müslüman olmuştu. Hacı Bektaşi Veli'nin talebelerinden yine Demir Baba, Otman Baba, Gül Baba, Seyit Ali Sultan, Derviş Ali, Harabati Baba, Hıdır Baba Rumeli'de, Bulgaristan'da, Arnavutluk'ta, Makedonya'da, Bosna'da, Yunanistan'da kapı kapı dolaşarak insanlara İslam'ı anlattılar. Ehl-i Beyt'i anlattılar. İnsanlara yardım ettiler. Bu coğrafyaları Türkleştirdiler, Müslümanlaştırdılar.Günümüzde ise Ehl-i Beyt'i anlatan, Ehl-i Beyt'in nefesini tekrar Anadolu'ya yaymaya çalışan Prof. Dr. Haydar Baş'ı görmekteyiz. Sayın Baş'ın yetiştirdiği binlerce kişi, her hafta Anadolu'nun değişik noktalarında düzenledikleri konferans ve seminerlerle Ehl-i Beyt'i anlatıyor. İnsanımız tarafından unutulan ve unutturulan Ehl-i Beyt gerçeğini tekrar canlandırmaya çalışıyor. Her ay 2 yüzü aşkın noktada yapılan bu çalışmalar ile tevhidin merkezinin Ehl-i Beyt olduğu, Ehl-i Beyt gemisinin Nuh'un gemisi olduğu gerçeği dile getiriliyor. Ahmet Yesevi'nin başlattığı Hacı Bektaşi Veli'nin Anadolu ve Balkanlar'da devam ettirdiği bu çalışmayı bugün Prof. Dr. Haydar Baş sürdürüyor. Anadolu tekrar Ehl-i Beyt nefesi ile canlanıyor. Geçmişte bu çalışmayı yapanlar başarılı olduysa bugün de bu çalışma başarılı olacaktır. Ne mutlu o kişilere ki, Trabzon Erenleri oldular, Anadolu'yu karış karış geziyorlar. İnsanlara Ehl-i Beyt sevdasını aşılıyorlar. İnsanları birliğe, beraberliğe, dirliğe, Tevhid'in adresi Ehl-i Beyt'e taşıyorlar.Bizler bu sese kulak verelim. Prof. Dr. Haydar Baş'ın başlattığı bu çalışmanın içinde olalım. Nuh'un Gemisi'ne binelim. Bir olalım, beraber olalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Tahsin Aydın / diğer yazıları
- Devlet ve Hüseyin Baş / 26.09.2022
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019
- Tarihi dizilerden öğrenmek / 07.12.2020
- Baba acısı nasıl tarif edilebilir ki! / 20.04.2020
- Terhis edilen ordu / 28.05.2019
- 31 Mart Vakası / 27.05.2019
- ‘Bozkurtların Ölümü’ / 21.05.2019
- Devlet nasıl yıkılır? / 16.05.2019
- İstibdat / 14.05.2019
- O, tarihi çok iyi analiz ederdi / 08.05.2019
- Atatürk diyor ki / 07.05.2019