Ekonomik sorunlar önem derecesine göre sıralandığında, öncelik tarım sorununa verilir. Çünkü tarımla insanın en zaruri ihtiyacı karşılanmaktadır. Daha doğru deyişle tarımsız hayat sürdürülemez. Gerçek böyle olmasına rağmen, ne yazık ki, idarecilerimiz, sömürücülerin telkin ve tavsiyelerine uyarak tarımı arka plâna atmış, çiftçilerimizi sorunlarıyla baş başa bırakmışlardır. Çiftçilerimizin sıkıntıları çekilemez boyutu aşınca, tarım temsilcileri seslerini yükseltmeye, halk da tarımın sadece çiftçilerin değil, tüm ülkenin sorunu olduğunu anlamaya başladı. Ekonomide dışa bağımlılık, özellikle de tarım sektöründe bağımlılık, esaretle eşanlamlıdır. O bakımdan tarımda asıl olan ülkenin kendi kendine yeterli olmasıdır. Küresel krizler, kendi kendine yeterliliğin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Şöyle ki, kendi tarım ürünleriyle, halkını besleyen ülkeler, küresel krizden çok fazla etkilenmemişlerdir. Diğer ülkeler, hem ürün bulmakta, hem de fiyat konusunda sıkıntıya düşmüşlerdir. Küresel krizle birlikte kıtlık da baş gösterseydi, bu ülkelerin durumu daha vahim olurdu. İnsanları aç ve muhtaç bırakmayı, sonra da esaret altına almayı amaçlayan sömürücüler, Üçüncü Dünya Ülkelerinde tarım sektöründe çeşitli oyunlar sahnelediler. Kendileri tarım üretimini artırmak için birçok plân ve proje geliştirdiler. Üçüncü Dünya Ülkelerinde ise tam tersi istikamette propaganda yaptılar. Dediler ki: "Tarım ve hayvancılık, eğitimsiz geri kalmış ülkelerin iştigal ettiği bir sektördür. İlerlemek istiyorsanız, önceliğiniz tarım sektörü olmamalıdır." Peki, ne olmalıdır? Sanayileşmek öyle mi? Öyleyse dünyada, temeli tarıma dayanmayan ve tarım üretimine öncelik vermeyen sanayileşmiş bir ülke gösteriniz. Gösteremezsiniz, zira tarım, sanayileşmiş ve sanayileşmemiş her ülke için hayati öneme sahiptir. Ekonomide çözülemeyen sorunların başında açlık ve işsizlik yer almaktadır. Bu sorunların çözümü de tarım sektöründedir. Bilindiği üzere açlık, gıda üretimiyle giderilir, gıda üretimi de tarım üretimiyle sağlanır. İşsizlik için de gerçek şudur: Tarımda ne kadar teknoloji kullanılırsa kullanılsın, insan emeğine ihtiyaç kaçınılmazdır. Daha doğrusu tarım, aynı zamanda bir istihdam kaynağıdır. Tarım sektörü olmadan hiçbir ülke tam istihdamı gerekleştiremez. Bu sebepten bazı ekonomistler şöyle demişlerdir: "İşlenecek toprağı olan bir ülkede işsizliğin olması, uygulanan ekonomi politikalarının yanlışlığının en belirli göstergesidir." Demek ki, işsizliğin çözümü de tarım sektöründedir.Tarih boyunca tarımı, kimisi ailesini geçindirmek için, kimisi de ticaret amaçlı yapmaktadır. Günümüzde ticaret amaçlı tarım, yani tarım işletmeleri, aile çiftçiliğinden daha çok desteklenmiş ve öne geçirilmiştir. Bunun yanlışlığı anlaşılmış olacak ki, Birleşmiş Milletler, 2014'ü "Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı" ilân etmiştir. Aslında tarım işletmeleriyle aile çiftçiliğini birbirine alternatif görmemek, birini tutup, ötekini atmamak gerekir. Ülkemiz, tarım sektöründe son derece avantajlı konumdadır. Aile çiftçiliği konusunda da Osmanlı'dan beri gelen tecrübe ve birikimimiz vardır. Osmanlı'da şehirde Lonca sistemi sanayi sektörünün, köylerde aile çiftlikleri tarım sektörünün temelini oluşturuyordu. Osmanlı Devleti, bu iki temel üzere yükselmiş ve asırlarca varlığını sürdürmüştür.Ekonomik ve sosyal gerçekler, tarımın önemini ve önceliğini gözler önüne sermektedir. Bunu görür ve idrak edersek geriye neyi, nasıl yapacağımızı öğrenmek kalır. Onu da öğreneceğimiz tek kaynak, Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Milli Ekonomi Modeli'dir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018