Hafta sonu iki gün boyunca sabahtan akşam geç saatlare kadar süren İktisat Kongresi, Kurtuluş Mücadelesinin kadrolarının yapmış olduğu 1 Mart 1923 1. İzmir İktisat Kongresi heyacanını yaşattı milletimize. Yerli, yabancı dünyanın dört bir yanından, değişik kıtalardan akın eden fikir ve bilim adamlarının iki gün boyunca yaptıkları konuşmalara salonun alkış tempoları ile eşlik etmesi başka nasıl izah edilebilir ki? Prof. Dr. Haydar Baş'ın Türkiye ve dünyanın makus talihini yenecek Milli Ekonomi Tezini millet önünde, canlı yayında bilim jürisinin önüne koyması ve bilim adamlarının Nobel ödülüne layık tez diye bağrına basması tarihin ve talihin dönüm noktası değil de nedir. Ve o tarihin dönüm noktasına içerden, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yanıbaşından, sıradan biri olarak da olsa O'nunla birlikte olan biri olarak tanıklık etmek benim için büyük bir bahtiyarlıktı. Sadece benim için değil Türk milleti için de gurur vericiydi. Yıllarca yabancı sermayeye alesta duran, kendini milletin değil yabancı sermayenin hizmetkarı gören siyasi kadroların esaretinde geçiren Türk milletine yeni bir gelecek müjdelediği için.Prof. Dr. Haydar Baş yerli ve yabancı bilim adamlarında derin hayranlık uyandıran çok yönlü kişiliği ve çok boyutlu fikirleri sayesinde; insanlığı köleleştiren liberal ekonomik teori ve pratiğini çöp sepetine atan yepyeni bir paradigma, yepyeni bir tez ve model ile hem bilim, hem siyaset dünyasına meydan okuyordu. Sürekli büyüme, dönemsel krizler, gelir dağılımı ve işsizlik gibi liberal ekonominin çözmek şöyle dursun, mahkum olduğu sorunlara cevap üreten yepyeni bir ekonomi modeli ortaya koyuyordu, Haydar Baş. Türk siyasi kadroları Atlantik ötesinden reçeteler devşirirken, Atlantik ötesinden Rusya'sına, Almanya'sından Azerbaycan'ına, Tataristan'dan Bangladeş'ine kadar dünyanın dört bir yanından gelen bilimadamları Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Tezinin tartışıldığı kongrenin ikincisinin kendi ülkelerinin ev sahipliğinde yapılması için yarışıyordu. Putin'in ekonomi danışmanından Aliyev'in danışmanlarına kadar hemen her akademisyen şu ortak kanaatte buluşuyordu; "Bu model sadece dünyanın değil insanlığın kurtuluşu olacaktır. Batıya karşı Türk İslam Medeniyetinin beklenen cevabıdır bu tez." İşin sırrını bir Azeri Prof. veciz bir şekilde ifade ediyordu;"Liberalizmin fikir babalarından papaz Malthus ekonomik refahı insanların ölümünde görürken, Haydar Baş yaşamasında görüyor." Onun için liberal küresel güçler öldürüyor, yakıyor, yıkıyordu. Şimdi sıra Prof. Dr. Haydar Baş'ın modelini iktidar ederek insanlığa insanca yaşama imkanı sunmada. Tezin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın kongre sonunda 4 saate yaklaşan konuşmasının son cümlesi "Kainat Devleti Türkiye" hedef ve ufku oldu. İşte tarihin ve talihin dönüm noktasının kritik anı bu andı ve kopan alkış tufanları, yeşeren ümitler, silkinen Türkiye...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014