İlmin şükrü ameldir
Şükür, nimeti vereni düşünüp, itiraf ve ikrar edip, bu lutfundan dolayı Hakk'a teşekkür etmektir. Şükür, Hakk'ın bahşetmiş olduğu nimetleri yerinde sarfetmektir. Şükür, Hakk'ın insanlara verdiği nimetlerin cinsinden başkalarını da faydalandırmaktır. Mesela zenginliğe şükür, fakire infakla, sıhhate şükür, hastaları gözetip ziyaret etmekle, ilme şükür, bir başkasına öğretmekle, tokluğa şükür, açı doyurmakla eda edilmiş olur.
Dilin şükrünün Hakk'ın nimetini ikrar ve itiraf, beden ve uzuvların şükrünün ise edebi muhafaza, ibadete devam ve doğruluk olduğunu söyleyen Kuşeyri, gözlerin şükrünün, insanlarda görülen ayıbı görmemek, kulağın şükrünün de işittiği kusuru duymamak olduğunu zikrediyor. Sehl b. Abdullah Tüsteri, "İlmin şükrü amel, amelin şükrü ise ilmini arttırmaktır" buyuruyor. Resulullah Efendimiz'in bir gece sabah ezanına kadar gözyaşları içinde ibadet etmesine tanık olan Hz. Aişe validemiz;
- "Ey Allah'ın Resulü! Allah Teala senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde niçin ağlıyorsun?" deyince, Resul-i Ekrem şu cevabı verdi:
- "Allah'ın şükreden bir kulu olmayayım mı ya Aişe?" Müslümanlar şükrü bu şekilde değerlendirip gereğini yerine getirmeye çalışırlarsa;
- "Andolsun şükrederseniz nimetinizi arttırırım, şayet nimetlerimi inkar ederseniz, şüphesiz benim azabım çok şiddetlidir" (İbrahim: 7) ayetinin muhatabı olurlar. İhsana şükredene şakir, verilmeyene şükredene ise şekür ismi verilmiştir.
Şükür, nimeti vereni düşünüp, itiraf ve ikrar edip, bu lutfundan dolayı Hakk'a teşekkür etmektir. Şükür, Hakk'ın bahşetmiş olduğu nimetleri yerinde sarfetmektir. Şükür, Hakk'ın insanlara verdiği nimetlerin cinsinden başkalarını da faydalandırmaktır. Mesela zenginliğe şükür, fakire infakla, sıhhate şükür, hastaları gözetip ziyaret etmekle, ilme şükür, bir başkasına öğretmekle, tokluğa şükür, açı doyurmakla eda edilmiş olur.
Dilin şükrünün Hakk'ın nimetini ikrar ve itiraf, beden ve uzuvların şükrünün ise edebi muhafaza, ibadete devam ve doğruluk olduğunu söyleyen Kuşeyri, gözlerin şükrünün, insanlarda görülen ayıbı görmemek, kulağın şükrünün de işittiği kusuru duymamak olduğunu zikrediyor. Sehl b. Abdullah Tüsteri, "İlmin şükrü amel, amelin şükrü ise ilmini arttırmaktır" buyuruyor. Resulullah Efendimiz'in bir gece sabah ezanına kadar gözyaşları içinde ibadet etmesine tanık olan Hz. Aişe validemiz;
- "Ey Allah'ın Resulü! Allah Teala senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladığı halde niçin ağlıyorsun?" deyince, Resul-i Ekrem şu cevabı verdi:
- "Allah'ın şükreden bir kulu olmayayım mı ya Aişe?" Müslümanlar şükrü bu şekilde değerlendirip gereğini yerine getirmeye çalışırlarsa;
- "Andolsun şükrederseniz nimetinizi arttırırım, şayet nimetlerimi inkar ederseniz, şüphesiz benim azabım çok şiddetlidir" (İbrahim: 7) ayetinin muhatabı olurlar. İhsana şükredene şakir, verilmeyene şükredene ise şekür ismi verilmiştir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.