Suriye iç isyanından beri geçen sürede en fazla kaybedenin Türkiye olduğu kesindir. Türkiye Suriye ile olan yaklaşık 2 milyar dolarlık ihracatının yanında bir o kadar da sınır ticareti ve günübirlik alışverişlerden elde ettiği gelirlerden oldu. Suriye’yle çok yakın ticareti olan başta Hatay olmak üzere Gaziantep, Kilis ve Urfa illerimizin ticaret hayatı felç olmuş durumdadır. Başta nakliyeciler olmak üzere ticaret yapacağı ümidiyle krediyle borçlananlar kredisini ödeyememekle kalmayıp kepenklerini kapatmaktan başka çareleri de maalesef görünmüyor. Şu sıralar ödenmeyen çekler ve protesto edilen senet miktarındaki artışta Suriye’nin çok büyük etkisi olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. Sınır ticaretimizdeki durgunluk domino etkisiyle ulusal ticaretimizi en ücra köşesine kadar etkilemektedir.
Nasıl bir Suriye Türkiye’nin menfaatinedir?
Dış politikada esas olan çıkarlardır. Devletler için dost yoktur çıkar ve menfaat ilişkileri vardır. Suriye’nin birliğini muhafaza ederek güvenle yaşaması tamamen Türkiye’nin milli çıkarları ile örtüşmektedir. İzlenen mevcut Suriye politikasının yüzlerce yıkıcı zararlarından 18 aydır bahsediyoruz. Ancak izlenen politikanın bir tane olsun faydasını yazabilen veya söyleyebilen oldu mu?
877 km ile en uzun kara sınır komşumuz olan Suriye’de tutuşturulan ateşin bizi de yakması kesindir. Hali hazırda 2 milyar dolar olan ekonomik zararımızı kim karşılayacak? Ayrıca Suriye’den gelen ve sayıları 80 bini aşan mültecilerin de masrafları cabası. Suriye’nin bölünmesi halinde zararlarımız katlanarak büyüyecektir. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde parçalanmış Suriye modelinin sahibi ABD ve İsrail ikilisi bölünmenin siyasi ve ekonomik nimetlerini toplayacaklar. Türkiye’nin payına ise yeni bir istikrarsız bölge ve terörün kol gezdiği yeni “Kandiller” ve kamplar düşecektir. Kuzey Irak tarafında olduğu gibi Suriye adında yeni bir cephe bizleri bekliyor olacaktır. Mesele Suriye’yle bitmiyor. Suriye’nin partnerleri Rusya ve İran’la ters düşmemiz de ileride bize çok pahalıya patlayacak.
O halde iktidarın yapması gereken Suriye’nin parçalanması değil birlik ve beraberlik içinde yaşaması için uğraşmak ve buna uygun bir siyasi duruş sergilemektir.
Esad’ın gitmesini kimler istiyor?
Esad’ın gitmesi en çok İsrail’in işine gelmektedir. Suriye, Lübnan’da bulunan yaklaşık 500 bin Hizbullah askerinin İran’la beraber en büyük hamisidir. Esad’ın gitmesiyle beraber ABD’nin kuracağı muhtemel Suriye kukla hükümeti Hizbullah’a desteğini çekeceğinden Hizbullah bölgedeki etkisini büyük ölçüde yitirecektir. İsrail, 2006 Hizbullah Savaşı’nın rövanşını almak için sabırsızlanırken Suriye’nin bölünmesini ve Esad’ın gitmesini çok önemli bir fırsat olarak görüyor. Senaryo budur. 2006 yazında Lübnan’da bir avuç Hizbullah askeri İsrail’e yeri dar etmişti. İsrail ordusu, ağır silahlarına ve sayı üstünlüğüne rağmen büyük bir hezimet yaşamıştı. Yani Esad’ın gitmesi İsrail için büyük bir zaferken Filistinlilerin can simidi olan Hizbullah’ın gücünü tamamen yitirmesi de Filistinlilerin yok olması anlamına geliyor.
Filistin’i dilinde pelesenk eden iktidar, izlediği Suriye siyasetiyle İsrail’in rüyasını gerçekleştirip Filistinlilerin ipini çekmiyor mu?
Nasıl bir Suriye Türkiye’nin menfaatinedir?
Dış politikada esas olan çıkarlardır. Devletler için dost yoktur çıkar ve menfaat ilişkileri vardır. Suriye’nin birliğini muhafaza ederek güvenle yaşaması tamamen Türkiye’nin milli çıkarları ile örtüşmektedir. İzlenen mevcut Suriye politikasının yüzlerce yıkıcı zararlarından 18 aydır bahsediyoruz. Ancak izlenen politikanın bir tane olsun faydasını yazabilen veya söyleyebilen oldu mu?
877 km ile en uzun kara sınır komşumuz olan Suriye’de tutuşturulan ateşin bizi de yakması kesindir. Hali hazırda 2 milyar dolar olan ekonomik zararımızı kim karşılayacak? Ayrıca Suriye’den gelen ve sayıları 80 bini aşan mültecilerin de masrafları cabası. Suriye’nin bölünmesi halinde zararlarımız katlanarak büyüyecektir. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) çerçevesinde parçalanmış Suriye modelinin sahibi ABD ve İsrail ikilisi bölünmenin siyasi ve ekonomik nimetlerini toplayacaklar. Türkiye’nin payına ise yeni bir istikrarsız bölge ve terörün kol gezdiği yeni “Kandiller” ve kamplar düşecektir. Kuzey Irak tarafında olduğu gibi Suriye adında yeni bir cephe bizleri bekliyor olacaktır. Mesele Suriye’yle bitmiyor. Suriye’nin partnerleri Rusya ve İran’la ters düşmemiz de ileride bize çok pahalıya patlayacak.
O halde iktidarın yapması gereken Suriye’nin parçalanması değil birlik ve beraberlik içinde yaşaması için uğraşmak ve buna uygun bir siyasi duruş sergilemektir.
Esad’ın gitmesini kimler istiyor?
Esad’ın gitmesi en çok İsrail’in işine gelmektedir. Suriye, Lübnan’da bulunan yaklaşık 500 bin Hizbullah askerinin İran’la beraber en büyük hamisidir. Esad’ın gitmesiyle beraber ABD’nin kuracağı muhtemel Suriye kukla hükümeti Hizbullah’a desteğini çekeceğinden Hizbullah bölgedeki etkisini büyük ölçüde yitirecektir. İsrail, 2006 Hizbullah Savaşı’nın rövanşını almak için sabırsızlanırken Suriye’nin bölünmesini ve Esad’ın gitmesini çok önemli bir fırsat olarak görüyor. Senaryo budur. 2006 yazında Lübnan’da bir avuç Hizbullah askeri İsrail’e yeri dar etmişti. İsrail ordusu, ağır silahlarına ve sayı üstünlüğüne rağmen büyük bir hezimet yaşamıştı. Yani Esad’ın gitmesi İsrail için büyük bir zaferken Filistinlilerin can simidi olan Hizbullah’ın gücünü tamamen yitirmesi de Filistinlilerin yok olması anlamına geliyor.
Filistin’i dilinde pelesenk eden iktidar, izlediği Suriye siyasetiyle İsrail’in rüyasını gerçekleştirip Filistinlilerin ipini çekmiyor mu?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cihat Tekin / diğer yazıları
- İkinci Trump dönemi nelere gebe? / 11.11.2024
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024
- İç cephe nasıl tahkim edilir? / 04.11.2024
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024