Sultan Tayyip

Başbakan R. T. Erdoğan’ın Türkiye’yi idaresi ve hükümet şekli, sadece ülke içinde “padişahlık” veya “ krallık” olarak görülmüyor.
Türkiye padişahlığa sürükleniyor, diktatörlüğe doğru gidiyoruz, diye sadece vatandaşlarımız demiyormuş!
Dünya, ülkemizin sürüklendiği vaziyeti fark etti, maşeri vicdan aynı şeyleri konuşuyor.
Erdoğan’ın namı dünyayı tuttu.
Washington Times, Ankara’da artık bir “Sultan Tayyip” var, diyor.
Erdoğan’ı en iyi tanıyanlar, Amerikalılardır.
Çünkü o, işgalci Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) eş başkanıdır.
AKP hükümetinin icraatları da, Türk milletine hizmetten ziyade ABD ve AB’nin taleplerinin karşılanması ve BOP ekseninde hizmet verilmesidir.
Amerikalı dostları, “4 tip padişah/sultan” benzetmesinin satır aralarında dikkat çekici biçimde Erdoğan’a sopa gösteriyor.
Erdoğan’ın saltanatında, Türkiye’nin, dünyada en çok gazetecinin hapis yattığı ülke haline dönüştüğü vurgulanıyor.
Erdoğan’ın Kürt açılımı furyasını başlatmasının ardından ayaklarının geri geri gittiğine dikkat çekiliyor.
Ergenekon davasıyla partisine muhalefet eden yüzlerce general ve üst düzey subayı etkisiz hale getirdiğinin altı çiziliyor.
Erdoğan, evinde-ofisinde “böcekler”den söz ediyor.
Bu böcekleri, Türk milleti yerleştirmez. Millet, bırakın Erdoğan’ı takip etmeyi, artık nutuklarını da dinlemeyi bıraktı. Haber saatlerinde kahvehanelerin vaziyetine bakın, Erdoğan konuşurken, vatandaş başını başka tarafa çeviriyor, elindeki “maça papaz”a bakıyor.
Erdoğan’ın etrafını saran böcekler, BOP dostlarının ve işbirliği içinde olduğu küresel şeflerinin böcekleridir.
Amerikalı dostları, son olarak Sultan Selim benzetmesiyle adeta Erdoğan’ın üstünü çiziyor, Erdoğan’a şu elbiseyi biçiyorlar:
“III. Selim, reform yanlısı bir padişahtı. Ancak orduyu reforme etme girişimi başarısız oldu ve suikast sonucu hayatını kaybetti. Başbakan Erdoğan da kendini tehdit altında hissetmiş olacak ki, muhalif kimliğiyle tanınan ODTÜ’ye 2500-3000 polis, 20 zırhlı ve 105 koruma aracıyla gidiyor.”
Cümlenin tamamı bu satırlarda saklı…
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, Pazar günü gazetemizde yayınlanan demecinde hayati bir gerçeği ifade ediyor.
Diyor ki Prof. Dr. Baş: “İslam coğrafyasında düzelmesi gereken bi sorun varsa, bunu düzeltecek olan, Avrupa ve Amerika değildir. Batılılar insanları önce kullanıyor, sonra posası çıktığında çöpe atıyorlar. Düne kadar Mübarek’i destekleyen batılı ülkeler, şimdi niye Mübarek’e karşı çıktılar?! Batılıların aklıyla iş gören bütün siyasilerin başına aynı akıbet gelecektir.”
Bu anlayan için tarihi bir ikazdır.
Türk milleti için de hayati bir ikazdır.
Zira Batılılar, kullandıkları siyasetçileri çöpe atarken, tek başına atmıyorlar; onunla birlikte yüzbinlerce vatan evladını, milletlerin birlik ve geleceğini de çöpe atıyorlar.
Bugüne kadar kulak vermediğimiz her konuda yanıldık, zarar gördük; bari bu son kertede BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş’a kulak verelim… İdarecilerimiz ve ülkemiz böylesi oyunlara gelmeden ve vakit geçmeden önce aklımızı başımıza devşirelim… Ki ülkemiz ve İslam coğrafyasının başını saran musibetler kalksın, def olsun!