Su taşıdın, taşıdın, taşıdın ve değirmen dönmeye başladı.
Taşıdığın su ile dönmeyen başlayan değirmen başladı senin; asaletini, basiretini, cesaretini, dirayetini, emanetini, emniyetini, ferasetini öğütmeye…
Senin taşıdığın su ile dönmeye başlayan değirmen başladı senin; gayretini, hayretini, iradeni, kıymetlerini, mertliğini, nimetlerini, niyetlerini, öğretilerini, öğütlerini, sevdiklerini, vatanını, vatan toprağında yatanını öğütmeye…
Sen su taşıdıkça değirmen döndü, döndükçe öğüttü, öğüttükçe değirmenin bir parçası haline geldin.
Seni sevenler, dostların, akrabaların ve arkadaşların ısrarla seni uyarıyorlar, senin değerlerini, seni sen yapan bütün hasletlerini öğüten, toz-duman eden bu değirmenin bir dişlisi olma, bir parçası olma, hele hele su taşıyıcısı olma.
Çünkü bu değirmende öğütülen sensin, senin değerlerin, senin mukaddesatın, senin olmazsa olmazların.
Sana düşen bu değirmenin bir dişlisi olmak, bir parçası olmak, hele hele su taşıyıcısı olmak değil, sana düşen bu değirmenin dönüşünü bir an evvel durdurmaktır.
Sen öğütüldün bari çocukların öğütülmesin, çocukların taşların arasında feryat ediyor bari torunların bu çarklara çarpılmasın.
Unutma ki yarın şüheda ecdadımızla karşılaşacağız, hesaplaşacağız, onların sorularına muhatap olacağız.
Muhtemel sorulardan bazıları şunlar olabilir:
Altında kanlı elbiselerimle yattığım bu vatan toprağı satılırken sen nerelerdeydin?
Hilal uğruna can feda ettim ve genç yaşımda toprağa düştüm, benden sonra haç seven bir nesil yetiştirildi, sen bu işin neresindeydin?
Ben vatan savunmasında iken gözümü kırpmadan can feda ettim, benden sonra benim can düşmanlarım, dolayısıyla vatanın can düşmanları şeref kürsülerinde ağırlanırken sen hangi düşmanın değirmenine su taşıyordun, sen hangi düşmanın yamakları ile beraberdin?
“Bir hilal uğruna ne güneşler battı” ama, bizden sonra meydanlara milyonları topladınız da birinin elinde bir hilal yoktu, ay yıldızlı bayrak yoktu, siz hangi tarafa kaydınız?
Halbu ki biz sağa-sola kayan bir nesil değil, delikanlı bir nesil bekliyorduk.
Taşıdığın su ile dönmeyen başlayan değirmen başladı senin; asaletini, basiretini, cesaretini, dirayetini, emanetini, emniyetini, ferasetini öğütmeye…
Senin taşıdığın su ile dönmeye başlayan değirmen başladı senin; gayretini, hayretini, iradeni, kıymetlerini, mertliğini, nimetlerini, niyetlerini, öğretilerini, öğütlerini, sevdiklerini, vatanını, vatan toprağında yatanını öğütmeye…
Sen su taşıdıkça değirmen döndü, döndükçe öğüttü, öğüttükçe değirmenin bir parçası haline geldin.
Seni sevenler, dostların, akrabaların ve arkadaşların ısrarla seni uyarıyorlar, senin değerlerini, seni sen yapan bütün hasletlerini öğüten, toz-duman eden bu değirmenin bir dişlisi olma, bir parçası olma, hele hele su taşıyıcısı olma.
Çünkü bu değirmende öğütülen sensin, senin değerlerin, senin mukaddesatın, senin olmazsa olmazların.
Sana düşen bu değirmenin bir dişlisi olmak, bir parçası olmak, hele hele su taşıyıcısı olmak değil, sana düşen bu değirmenin dönüşünü bir an evvel durdurmaktır.
Sen öğütüldün bari çocukların öğütülmesin, çocukların taşların arasında feryat ediyor bari torunların bu çarklara çarpılmasın.
Unutma ki yarın şüheda ecdadımızla karşılaşacağız, hesaplaşacağız, onların sorularına muhatap olacağız.
Muhtemel sorulardan bazıları şunlar olabilir:
Altında kanlı elbiselerimle yattığım bu vatan toprağı satılırken sen nerelerdeydin?
Hilal uğruna can feda ettim ve genç yaşımda toprağa düştüm, benden sonra haç seven bir nesil yetiştirildi, sen bu işin neresindeydin?
Ben vatan savunmasında iken gözümü kırpmadan can feda ettim, benden sonra benim can düşmanlarım, dolayısıyla vatanın can düşmanları şeref kürsülerinde ağırlanırken sen hangi düşmanın değirmenine su taşıyordun, sen hangi düşmanın yamakları ile beraberdin?
“Bir hilal uğruna ne güneşler battı” ama, bizden sonra meydanlara milyonları topladınız da birinin elinde bir hilal yoktu, ay yıldızlı bayrak yoktu, siz hangi tarafa kaydınız?
Halbu ki biz sağa-sola kayan bir nesil değil, delikanlı bir nesil bekliyorduk.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Meğer ilan edilen imar kâbusu imiş / 07.02.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- Et kokarsa tuz dökerler, tuz kokarsa… / 06.02.2025
- Ay bitmeden buharlaşan artışlar / 05.02.2025
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025