Dün bireysel olarak sosyal, hukuk devletinde verilmesi gereken haklarımızın bazılarını sorguladık. Tabi asıl konu ise bir devlet nasıl sosyal bir hukuk devleti olur, sorusunun cevabıdır. Bu soruya birkaç temel başlıkla kısaca cevap vermek gerekirse;Milletimiz tek bilek tek yürek olmalıdır.Ülkemizin iç ve dış tehdit algılaması belirlenmelidir. Milli paramız devreye konmalıdır.Emperyalistlere "dur" denmeli, kapitalizmin sömürüsünden kurtulmalıdır. Madenlerimiz ve diğer zenginliklerimiz devlet, millet eliyle işletilmelidir.Tarım ve hayvancılık millileştirilmeli, gıda güvenliği sağlanmalıdır. Sanayi atılımı bir an önce gerçekleştirilmelidir.Devlet, "baba" vasfını kazanmalı ve bu vasfıyla vatandaşlık maaşı, ev hanımı maaşı, gençlere burs, bedava eğitim, bedava sağlık, bedava enerji, belli bir gelirin altında geliri olandan vergi almama gibi sosyal devlet projeleriyle, ülkenin her bir ferdine bir başkasına muhtaç olmadan güvende yaşama imkânı tanımalıdır. Eğitimin gerçekten "milli" olması, ailenin asıl vasfına dönmesinin sağlanması, ordunun yerli kaynak ve imkânlarla, en son teknoloji devreye konularak dünyanın en caydırıcı gücü haline getirilmesi lazımdır.İşte bu ve daha birçok gereklilikleri gerçekleştirebilmek için kalabalıklara tezahürat yapan, bir dediği diğerini tutmayan, danışmanlarının metinlerini okumaya çalışan değil ilim, irfan sahibi, plan, proje, fikir sahibi, hangi görüşten olursa olsun herkesin saygı duyduğu donanımlı bir lidere ihtiyaç vardır. Ülkemizde böyle bir liderde vardır. Kimdir o, derseniz, ben birkaç görüşünü aktarayım, siz, kim olduğunu zaten anlarsınız?"Mademki her insan eşit doğar, öyleyse hayat içerisinde bu eşitliğin bireylere tanınması gerekir. Zengin aile çocuğu ile fakir aile çocuğu arasında, bakan-vekil çocuğu ile hamal çocuğu arasında şayet toplumsal yaşam içerisinde fırsat eşitliği açısından bir fark olmaz ise işte o zaman hürriyeti toplumun bütün fertleri yaşıyor demektir? İnsanın doğuştan gelen hakları vardır. İnsan için asıl olan bu hakları elde etme şansına sahip olmak değildir, asıl olan insanın sahip olduğu hakları yaşama hakkının olmasıdır. Yaşanamayan hak, insan hakkı değildir?Milli devlet anlayışında millet ile devlet 'birbiri ile çatışan' iki unsur değildir. Aksine millet-devlet beraberliği bütün sorunların çözümünde ve devletin bekasında temel kabul edilmektedir? Milli devlet anlayışında devlet, her vatandaşın aynı gelir seviyesinde olmasını hedeflemez. Önemli olan fertler arasındaki servet ve gelir uçurumlarının kapatılması ile en üst gelir grubu ile en alt gelir grubu arasında belli bir dengenin olmasıdır. Özellikle en alt gelir grubunda bulunan bireylerin asgari bir gelire sahip olmaları gerekir. Bu gelir onların kimseye muhtaç olmadan yaşamalarına imkân tanımalıdır?Paranın herkesin elinde bulunması gerekir. Çünkü para, emeği tahrik ederek mal ve hizmet üretimini sağlayan bir araçtır. Yine para, tüketimi devreye koyacak bir tahrik aracıdır. Şayet para, piyasada kolayca ulaşılabilir bir şekilde bulunursa, üretim ve tüketimle ilgili niyetlerin ortaya çıkmasına vesile olabilir? Kapitalist sistemin devlet anlayışında ?devletin küçültülmesinden- bahsedilirken, bunun anlamı devletin, topluma hizmet sunan yönünün küçültülmesidir. Yoksa bu sistemlere göre devletin tek gelir kaynağı olan vergilerin toplanması ve kayıt dışının, kayıt altına alınması adı altında, devletin güçlü bir şekilde halkın üzerindeki hâkimiyetini savunurlar? Yani küçülen devlet, devletin vergi toplayan yüzü değil, halkına hizmet götüren tarafıdır? (Oysa) Devlet yerine göre hem üretici olarak, hem de kamu alımları ile tüketici olarak piyasalarda yerini almalıdır? Kapitalizmde esas olan üretim ve kardır. Sanayi üretiminin gelişmesi için sınırlı kabul edilen kaynaklar, kapitalist ülkelerin denetimine geçmelidir ki, kapitalizmin çarkları dönebilsin. Bu anlayışın sonucu olarak geri kalmış veya henüz gelişme sürecindeki ülkeler sömürge haline getirilmiştir? Kalkınmak için ülkelerin, yabancı sermayeye ihtiyacı olduğu görüşü son derece yanlıştır. Üretimin devreye girmesi için elbette sermayeye ihtiyaç vardır. Ancak bu ihtiyaç yerli sermaye, emisyon ve maliyetsiz para ile çok rahatlıkla devletler tarafından karşılanabilir?"Evet, bu ülkede bu gerçekleri dile getiren tek lider vardır. Kimdir o? Söyle, söyle?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025