İmam Ali'nin (a.s.) sorulara çok çabuk cevap vermesi herkesi şaşırtıyordu. Bir gün Halife Ömer şöyle dedi: "Ya Ali, beni şaşırtan, bütün ilmi, fıkhi ve siyasi ilimleri çok iyi bilmen değildir, benim asıl şaşırdığım şey senin çok çabuk ve beklemeden cevap vermendir.
Hz. Ali (a.s.) onun bu sözüne karşılık şöyle buyurdu: "Ey Ömer, bu elimde kaç parmak vardır?" Ömer; "Beş parmak vardır" dedi. İmam (a.s.); "Öyleyse neden bu sorunun cevabında düşünmedin?" Ömer; "Bu açıktır, düşünmeye gerek yoktur" dediğinde, Hz. Ali (a.s.); "Bütün meseleler de benim yanımda beş parmak gibi açıktır" buyurdular.
İmam Ali Efendimizin akılların almadığı, kalemlerin yazamadığı sonsuz bir ilmi vardır. "Tüm perdeler açılsa bile benim yakınım artmaz" buyuran İmam Ali her şeyde olduğu gibi ilimde de zirve noktadadır. Hakkında nazil olunan 300 ayet ve 1000'in üzerinde Peygamber sözü vardır. İlmin menbağı, madeni, zirvesi ve kapısıdır İmam Ali…
"Ey insanlar! Beni kaybetmeden sorun bana. Bu (karşınızda duran) ilmin heybesidir; bu (söylediklerim) Resulullah'ın ağzından dökülür (gibidir).
"Ben Allah'ın hüccetiyim; ben Allah'ın halifesiyim; ben Allah'ın sıratı (yoluyum); ben Allah'ın kapısıyım; ben Allah'ın ilminin haznedarıyım; ben Allah'ın sırrına emin kıldığı kimseyim; ben yaratıkların en hayırlısı, rahmet peygamberi Hz. Muhammed'den (s.a.a) sonra yaratılanların imamıyım!"
"Ben Resulullah'ın halifesi, veziri ve varisiyim; ben Resulullah'ın kardeşi, vasisi ve habibiyim. Ben Resulullah'ın seçtiği ve arkadaş edindiği kimseyim; Ben Resulullah'ın amcasının oğlu, kızının kocası ve evlatlarının babasıyım. Ben vasilerin efendisi ve nebilerin efendisinin vasisiyim; ben Allah'ın en büyük hücceti ve en büyük ayetiyim; ben en mükemmel örnek ve Seçilmiş Peygamber'in kapısıyım; Allah'ın sağlam kulpu, takva kelimesi ve zikri yüce Allah'ın dünya ehli üzerine emin kıldığı kimseyim."
"Ben öyle bir zirveyim ki, benden seller boşanır ve zirveme hiçbir kuş çıkamaz!"
Esbağ b. Nübate'den şöyle nakledilmiştir: Hz. Ali (a.s) hilafete geçip insanlar kendisine biat ettiklerinde, Resulullah'ın sarığını takıp kaftanını ve ayakkabılarını giydi, Resulullah'ın kılıcını üzerine taktı ve minbere çıkarak şöyle seslendi:
"Ey insanlar! Beni kaybetmeden sorun bana. Bu karşınızda duran ilmin heybesidir; bu söylediklerim Resulullah'ın ağzından dökülür gibidir. Bu, Resulullah'ın ilmine doyurduğu kimsedir. Sorun bana; hiç şüphesiz öncekilerin ve sonrakilerin hepsinin ilmi benim yanımdadır."
Sorun bana beni kaybetmeden; Göğün yollarını bana sorun; hiç şüphesiz ben onları yerin yollarından daha iyi tanıyorum. Arş'ın üstündekileri, altındakileri sorun bana. Sorun bana; hiç şüphesiz öncekilerin ve sonrakilerin hepsinin ilmi benim yanımdadır.
Allah'a and olsun ki eğer ben ilim kürsüsüne oturtulursam, Tevrat ehline Tevrat ile, İncil ehline İncil ile, Zebur ehline Zebur ile ve Kur'an ehline Kur'an ile fetva veririm; öyle ki Allah'ın her kitabı "Ali benim hakkımda doğru söylüyor." diye şahitlik eder.
Sorun bana beni kaybetmeden. Taneyi yaran ve insanı yaratan Allah'a yemin olsun ki eğer bana Kur'an'ın hangi ayetinin hangi gecede veya hangi gündüzde nazil olduğunu, Mekki mi, yoksa Medeni mi olduğunu, sefer halinde mi yoksa gayrı seferde mi nazil olduğunu, nasih ve mensuhunu, muhkem ve müteşabihini, tevil ve tenzilini size haber verebilirim!
Resulullah (s.a.a) bana bin ilim kapısı öğretti ki her kapıdan da bin ilim kapısı açılır. (toplamda bir milyon ilim kapısı eder!)
- Hz. Fatıma'yı incitmek / 27.03.2025
- Kâbe'nin Rabbine and olsun ki kurtuldum / 23.03.2025
- Kadir gecesi / 21.03.2025
- “Bana sorun” / 18.03.2025
- İmam Ali’nin dilinden Hz. Peygamber / 15.03.2025
- Gayretullah’a dokunmak… / 13.03.2025
- Ben vermekle emrolundum / 06.03.2025
- Her hususta zirve şahsiyet İmam Ali / 28.02.2025
- Allah’ın selam yolladığı Hz. Hatice / 26.02.2025