Skandal! Hayvancılık tükeniyor
Sorunlar yumağı haline gelen hayvancılık sektörü krizden bir türlü kurtulamıyor. 1991'de 51.2 milyon olan Türkiye'nin küçükbaş hayvan sayısı 2017'de 4.3 milyona geriledi. Yerli büyükbaş hayvan sayısı aynı dönemde 6.6 milyondan 1.6 milyona kadar düştü. Uzmanlar çözüm için, ithalatın durdurulmasını, yem konusunda yerli üretimin teşvik edilmesini tavsiye ediyor
25.09.2018 00:00:00





Türkiye'de hayvancılık sektörünün sorunları bir türlü çözüm bulamıyor. Bu yüzden Türkiye hem canlı hayvan hem de karkas et ithalatıyla ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalıyor. İthalata rağmen Türkiye'de et fiyatları dünyanın en yüksek seviyelerinde.
Türkiye'de 1991 yılında 51 milyon 200 bin olan küçükbaş hayvan sayısı 2017 yılında yaklaşık 7 milyon azalarak 44 milyon 300 bin oldu. Büyükbaş hayvancılıkta ise yurt dışında geliştirilen ırkların Türkiye'deki sayısı yüzde 500 civarında artış gösterse de yerli büyükbaş hayvan sayısı aynı dönemde 6 milyon 600 binden 1 milyon 600 bine kadar düştü. Et üretimi ve tüketimi de düşürüyor.
Resmi verilere göre Türkiye'de 950 bin ton sığır, 140 bin ton koyun eti olmak üzere 2017 yılında 1 milyon 89 bin 747 ton et üretildi. Türkiye'nin 2017 yılı et üretimi, 2016 yılına göre yaklaşık 85 bin ton azaldı.
Ette dünyada üretim de tüketim de artıyor
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre dünyanın et üretimi son yarım yüzyılda yaklaşık 5 kat arttı. Dünyanın neredeyse tüm bölgelerinde genel olarak et üretimi arttı. Asya, dünya et üretiminde yüzde 40 - 45 aralığı ile ilk sırada bulunuyor.
1961 yılında dünya et üretiminin yüzde 42'sinin üreten Avrupa'nın 2013 yılındaki payı yüzde 19'a düştü. Ülkelerin et tüketim alışkanlıkları ekonomik refah durumuyla doğrudan bağlantılı. BM verilerine göre dünyanın en zengin ülkelerinden Avustralya'da 2013 yılında kişi başına 116 kilo et tüketildi.
Avrupa'da aynı yıl verilerine göre kişi başı et tüketimi ortalama 80, Kuzey Amerika'da 110 kilo civarında. Afrika'da et tüketimi bazı ülkelerde 10 kiloya kadar düşerken TÜİK'in geçen yılki verilerine göre Türkiye'de 2017'de kişi başı 13 kilo et tüketildi.
AB en fazla eti Türkiye'ye satıyor
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre 2018 yılının ilk altı ayında Avrupa Birliği'nden en fazla et alan ülke Türkiye oldu. Türkiye'nin AB'den et ithalatı 2017'nin ilk altı ayında 27 bin ton olurken 2018'in aynı döneminde 59 bin ton oldu.
Türkiye'den sonra AB'den sırasıyla en fazla et ithal eden ülkeler Hong Kong, Cezayir ve İsrail oldu. Gittikçe büyüyen dışa bağımlılığı azaltmak için yerli üretime yönelik teşvik ve yatırımları artırmanın yanı sıra yem yetiştiriciliğinde önemli yeri olan meraların doğru kullanımına ilişkin düzenlemelere de ihtiyaç duyuluyor. TÜİK verilerine göre Türkiye'de 2001 - 2017 yılları arasında çayır ve mera alanları hacmi değişmedi.
Ancak mera alanlarının daraldığını belirten Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr Abdullah Can, bunun nedenlerini yağışların azlığı nedeniyle ot veriminin olmaması, arazi yapısı ve yerleşim birimlerine dönüştürülmesini olarak gösteriyor.
Tarım arazileri içinde yem bitkilerine ayrılan toplam mera alanının yüzde 14 - 15 civarında olduğunu belirten Abdullah Can, "Yem üretiminde gübre ve mazot fiyatının yüksek olması nedeniyle de ciddi üretim yapılamıyor. Yem pahalı olunca et de pahalı oluyor" ifadelerini kullandı.
Hayvancılığa ilgi dip yaptı
Türkiye'nin hayvan ithalatının artması ve buna bağlı olarak et fiyatlarına yansıyan artış hayvan yetiştiriciliğine olan ilginin azalmasından kaynaklanıyor.
İlginin azalması, elverişsiz arazi yapısı ve yağmur azlığı gibi doğal sebeplerin yanı sıra sektöre olan yatırımların ve teşviklerin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Türkiye'nin iç piyasayı canlandırmak için hayvan ithalatına son vermesi gerektiğini belirten Çanakkale Üniversitesi Zootekni Bölümü'nden Prof. Dr. Türker Savaş, aksi halde sektörün mevcut halinin değişmeyeceği uyarısında bulundu.
İnsanların mevcut şartlarda hayvan yetiştiriciliğini bıraktığını belirten Prof. Dr. Savaş, "Bir takım tecrübesiz yatırımcılar bu işe yatırım yapsalar da bu yetersiz kalıyor. Hükumetin teşvikleri de var ancak bunlar yetersiz" dedi. Hayvan ithalatının azaltılıp yem yetiştiriciliğinde yerli üretimin teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Savaş, tarım politikalarında da yerelleşmeye gidilmesinin altını şu sözlerle çizdi: "Türkiye'de tarımda bölgesel farklılıklar bulunuyor. Tüm bölgelerin özellikleri birbiriyle aynı değil. Politikalarda yerelleşmeye gidilmeli."
HABER MERKEZİ
Türkiye'de 1991 yılında 51 milyon 200 bin olan küçükbaş hayvan sayısı 2017 yılında yaklaşık 7 milyon azalarak 44 milyon 300 bin oldu. Büyükbaş hayvancılıkta ise yurt dışında geliştirilen ırkların Türkiye'deki sayısı yüzde 500 civarında artış gösterse de yerli büyükbaş hayvan sayısı aynı dönemde 6 milyon 600 binden 1 milyon 600 bine kadar düştü. Et üretimi ve tüketimi de düşürüyor.
Resmi verilere göre Türkiye'de 950 bin ton sığır, 140 bin ton koyun eti olmak üzere 2017 yılında 1 milyon 89 bin 747 ton et üretildi. Türkiye'nin 2017 yılı et üretimi, 2016 yılına göre yaklaşık 85 bin ton azaldı.
Ette dünyada üretim de tüketim de artıyor
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre dünyanın et üretimi son yarım yüzyılda yaklaşık 5 kat arttı. Dünyanın neredeyse tüm bölgelerinde genel olarak et üretimi arttı. Asya, dünya et üretiminde yüzde 40 - 45 aralığı ile ilk sırada bulunuyor.
1961 yılında dünya et üretiminin yüzde 42'sinin üreten Avrupa'nın 2013 yılındaki payı yüzde 19'a düştü. Ülkelerin et tüketim alışkanlıkları ekonomik refah durumuyla doğrudan bağlantılı. BM verilerine göre dünyanın en zengin ülkelerinden Avustralya'da 2013 yılında kişi başına 116 kilo et tüketildi.
Avrupa'da aynı yıl verilerine göre kişi başı et tüketimi ortalama 80, Kuzey Amerika'da 110 kilo civarında. Afrika'da et tüketimi bazı ülkelerde 10 kiloya kadar düşerken TÜİK'in geçen yılki verilerine göre Türkiye'de 2017'de kişi başı 13 kilo et tüketildi.
AB en fazla eti Türkiye'ye satıyor
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre 2018 yılının ilk altı ayında Avrupa Birliği'nden en fazla et alan ülke Türkiye oldu. Türkiye'nin AB'den et ithalatı 2017'nin ilk altı ayında 27 bin ton olurken 2018'in aynı döneminde 59 bin ton oldu.
Türkiye'den sonra AB'den sırasıyla en fazla et ithal eden ülkeler Hong Kong, Cezayir ve İsrail oldu. Gittikçe büyüyen dışa bağımlılığı azaltmak için yerli üretime yönelik teşvik ve yatırımları artırmanın yanı sıra yem yetiştiriciliğinde önemli yeri olan meraların doğru kullanımına ilişkin düzenlemelere de ihtiyaç duyuluyor. TÜİK verilerine göre Türkiye'de 2001 - 2017 yılları arasında çayır ve mera alanları hacmi değişmedi.
Ancak mera alanlarının daraldığını belirten Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Başkanı Prof. Dr Abdullah Can, bunun nedenlerini yağışların azlığı nedeniyle ot veriminin olmaması, arazi yapısı ve yerleşim birimlerine dönüştürülmesini olarak gösteriyor.
Tarım arazileri içinde yem bitkilerine ayrılan toplam mera alanının yüzde 14 - 15 civarında olduğunu belirten Abdullah Can, "Yem üretiminde gübre ve mazot fiyatının yüksek olması nedeniyle de ciddi üretim yapılamıyor. Yem pahalı olunca et de pahalı oluyor" ifadelerini kullandı.
Hayvancılığa ilgi dip yaptı
Türkiye'nin hayvan ithalatının artması ve buna bağlı olarak et fiyatlarına yansıyan artış hayvan yetiştiriciliğine olan ilginin azalmasından kaynaklanıyor.
İlginin azalması, elverişsiz arazi yapısı ve yağmur azlığı gibi doğal sebeplerin yanı sıra sektöre olan yatırımların ve teşviklerin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Türkiye'nin iç piyasayı canlandırmak için hayvan ithalatına son vermesi gerektiğini belirten Çanakkale Üniversitesi Zootekni Bölümü'nden Prof. Dr. Türker Savaş, aksi halde sektörün mevcut halinin değişmeyeceği uyarısında bulundu.
İnsanların mevcut şartlarda hayvan yetiştiriciliğini bıraktığını belirten Prof. Dr. Savaş, "Bir takım tecrübesiz yatırımcılar bu işe yatırım yapsalar da bu yetersiz kalıyor. Hükumetin teşvikleri de var ancak bunlar yetersiz" dedi. Hayvan ithalatının azaltılıp yem yetiştiriciliğinde yerli üretimin teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Savaş, tarım politikalarında da yerelleşmeye gidilmesinin altını şu sözlerle çizdi: "Türkiye'de tarımda bölgesel farklılıklar bulunuyor. Tüm bölgelerin özellikleri birbiriyle aynı değil. Politikalarda yerelleşmeye gidilmeli."
HABER MERKEZİ
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.