Ülkemiz siyasetinde 'yeni dünya' tabiri Merhum İsmet İnönü'ye aittir. 1960'lı yıllarda ABD'nin ülkemizden bitmeyen istekleri, yaptırımları ve verdiği ayarlara karşı ABD'ye: 'Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye'de yerini alır' restini çekmişti.
Ama aynen bugünkü gibi o günde bu gibi çıkışlar hep lafta kalmıştı.
Bugünde aynı siyaset mantığı sergileniyor. Sayın Erdoğan'ın son ABD ziyareti malum. Yaptığı konuşma ve açıklamalarda adeta 'dünyaya ayar veren lider' profili çizdi.
30'dan fazla devlet başkanı ve yetkilisiyle görüştü. Ama ABD başkanı ile görüşülemedi. Sayın Erdoğan'ın açıklamalarında ise hep ABD'de vardı, ABD'ye el uzatma vardı.
Örneğin Sayın Erdoğan: "Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri'nin, iki güçlü stratejik ortak ve 70 yıllık müttefik olarak, aralarında çözemeyeceği hiçbir sorun yoktur" dedi.
Allah aşkına! İstirham ediyorum! ABD ile çözdüğünüz bir sorun başlığını örnek verebilir misiniz? Ver kurtul, sus kızdırma, ters düşme yap, cevap verme unutulsun çözüm müdür?
'Bir gece ansızın gelebiliriz' çıkışından sonra ABD ve Yunanistan gündüz hazırlıklarını hızlandırdı. En son Midilli ve Sisam adalarına ABD menşeili zırhlı araçları yerleştirdi.
Madrid'de, ABD Başkanı devreye girdi, 'asla evet, demeyiz' dedikleri İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine evet, dediler.
Ardından bu iki ülke ise 'size terörist filan vermiyoruz' dedi. Bizimkiler ise 'teröristleri iade etmelerini bekliyoruz' cevabını verdi.
Sayın Erdoğan, 'Yunanistan, bizim dengimiz değil' diyor. Doğrudur. Ama bizde laf, onlarda ise icraat bitmiyor.
Her fırsatta 'NAS' diyen iktidarımız bir türlü ABD ile AB ile İsrail ile bu milletin DNA'sının uyuşmadığını, uyuşmayacağını bir türlü anlamak istemiyor.
Muhalefet farklı mı? Hayır. Hepsinin umudur batı, hedefi batı.
Oysa dünya, 60'ların dünyası değil. 60'ların Türkiye'si de yok. Dünya değişti. Yeni bir dünya kuruldu.
O eski dünyanın sahipleri bile bu gerçeği kabul etti. Tekrar eski hükümranlıklarını sağlamak, dünyanın efendisi olarak insanlığı sömürmek için yeni taktikler ortaya koyup, kanlı adımlar atıyorlar.
Nerede?
Ukrayna, Polonya üzerinden, Japonya üzerinden, Tayvan üzerinden, Ermenistan üzerinden, İran, Afganistan, Irak, Suriye, Katar, BAE, Suud vs. üzerinden.
Bu adımların kimi direk savaş, kimi terör eylemleri, kimi halk ayaklanmaları, kimi mezhep ve ırkçılık üzerinden gerçekleşirken asıl kozları ekonomi. Diğer ifade ile dolar ile dize getirme şeklinde cereyan ediyor.
Bu adımlarda nihai hedefin Türkiye olduğunu 1991'de Merhum Prof. Dr. Haydar Baş açıklamış ve son nefesine kadar bu devlet ve milletimiz için tam bağımsızlık yolunu göstermeye gayret etmişti.
Kabul etseniz de, etmeseniz de hakikat bu.
Bizim siyasetimiz ne yapıyor? İktidar partisi tahıl koridoru ve esir takası ile dış politikada destan yazdık, pozu veriyor. Muhalefetin ise ABD, AB ve İsrail tehditlerine karşı bir söylemi bile yok.
Oysa İsmet İnönü'nün bahsettiği 'Yeni Dünya düzeni' kuruldu. Bu dünyayı da bir Türk oğlu Türk kurdu.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Milli Ekonomi Modeli temelinde ve bu eksende buluşan dünya nüfusunun üçte ikisini oluşturan başta Rusya ve Çin olmak üzere BRİCS ülkeleri yeni bir dünya kurdular.
Sayın Baş'ın modeldeki milli para, enerji, strateji, gıda, sosyal devlet projeleri üzerine kurdukları bu dünya ABD'nin dünya efendiliğini bitirdi.
Artık batı medyası, siyasetçileri, sermaye piyasaları bile doların rezerv para olmaktan çıktığını açıklıyor.
ABD yukarıda bahsettiğim Ukrayna, Japonya, Güney Kore, Tayvan, Ermenistan üzerinden bu yeni dünyanın önünü kesmek, bitirmek istiyor. Dolar ve küresel para trafiği üzerinden de diğer devletlerin bu yeni dünyada yer almamaları için tehdit olarak kullanıyor.
Ama gerçek şu ki kendisi bitiyor, AB bitiyor. AB'nin birçok ülkesinde insanlar sokaklara çıkarak, 'bu bizim savaşımız değil, neden biz bedel ödüyoruz' eylemleri yapıyorlar. Enerji ve gıda krizleri artınca bu eylemler daha da artacak.
Bizimkiler ise 'ABD ile çözemeyeceğimiz sorun yok', 'AB'nin yeni Kanunisi olabiliriz' İsrail ile dostuz' açıklamaları yapıyor.
Milletimiz ise 'dünya beşten büyüktür' sloganı ile avunuyor.
Siyasetçileri kendi haline bırakalım. Onlar sloganları ile avunsunlar.
Ama milletimiz, Milli Ekonomi Modeli ile ve 'bu modeli mutlaka uygulayacağım' diyen BTP lideri Hüseyin Baş ile insanlığa laf ile değil matematik ile 'dünyanın beşten büyük olduğunu' ispat edip, İslam coğrafyasına BAŞ olup, insanlığa da umut olabiliriz.
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025