Şeyh Edebali'nin "Milleti yaşat ki devlet yaşasın" nasihati her devirde siyasilerimizin dikkat etmesi gereken birinci prensiptir.Esasen bu bakış açısı, Ehl-i Beyt'in devlet anlayışının temelini oluşturur.İmam Ali Efendimiz valilerine gönderdiği mektuplarda devlet yetkililerinin görevinin millete hizmet olduğunu her zaman vurgulamıştır.Hatta Mezalim Mahkemelerini kurarak, halkın hizmetinden memnun olmadığı valileri ve yöneticileri şikayet edebileceği bir ortam da hazırlamıştır.Bugün her fırsatta Osmanlıcıktan bahseden AKP siyaseti ne hikmetse konu millete hizmet olunca Şeyh Edebali'nin bu nasihatini duymazdan gelmektedir.Siyasi anlayışlarında ve uygulamalarında ise Ehl-i Beyt'in anlayışını değil, Muaviye'nin milletin kaynaklarını kendinde toplayan, halk sefalet içinde olmasına rağmen, kendisi için saraylar yaptıran icraatlarını örnek almaktadır.Yapılan icraatlar sonucunda uçaklarımız tabut, tanklarımız hurda, maden ocaklarımız mezar olurken, "Saray"larımız muhteşemdir. Ülkenin geliri, yabancılarda, azınlıklarda, yandaşlarda ve ayakkabı kutularında toplanırken, yanlış ekonomik icraatların faturası olan borçların ve faizlerin faturası tabana yayılmaktadır.Asgari ücret açlık sınırının, memur maaşları ise yoksulluk sınırının altındadır.Tarım köylüsü üst üste zararına üretim yaptığı için artık üretimden vazgeçmiş, tarlalar boş kalmıştır.Vatandaşların bankalara olan tüketim kredisi borcu toplam 357 milyar liraya ulaşmıştır. 19 milyon hane bulunan ülkemizde 20 milyonun üzerinde icra dosyası vardır. Vatandaş işsiz, borçlu ve icralıktır; açlık ve sefalet içindedir. Kişi başı milli gelir yıllık 12 bin dolar açıklanmasına rağmen var olan bu gelir vatandaşın cebine girmemektedir.Daha birçok madde sayabiliriz ama bu rakamlar bile AKP siyasetinin milleti yıllardır ihmal ettiğinin resmi göstergesidir. Türk milleti bu kaderi yaşamaya mahkum değildir; çözümü fark etmek ve kendisine hizmet edecek olanı seçmek, iktidara getirmek mecburiyetindedir.Bugün sadece ülkemiz için değil, tüm dünya için tek çıkış yolu Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'dir.Tümüyle uygulayan Rusya'yı dünyanın zirvesine oturtması, milli paralarla ticaret formülüyle de ülkeleri bir bir ABD dolarının hegemonyasından kurtarması ve sağladığı daha birçok fayda, Milli Ekonomi Modeli'nin tartışmaya açılmayacak önemde bir model olduğunu pratik olarak göstermiştir.MEM, madenlerin devlet-millet ortaklığıyla işletilmesini sağlayan, milli üretim ve emek karşılığı yerli paraların devreye girmesi gerektiğini belirten, vergiyi ise sadece kazanandan alınması gerektiğini vurgulayan, milli gelirin sosyal devlet projeleriyle tabana adil bir şekilde yayılmasının önünü açan insan merkezli, millete hizmet odaklı bir çözüm modelidir.Bir örnek vermek gerekirse, MEM'in sosyal devlet projelerini oluşturan 500 lira vatandaşlık maaşı, 1000 lira ev hanımı meslek maaşı, asgari ücretin 5 bin lira olması, 250 lira çocuk parası uygulamalarını 5 kişilik bir aile için hesapladığımızda bir aileye aylık 7 bin 750 lira bir gelirin gireceği ifade edilmektedir. Düz hesap 8 bin lira olsun.Bugün ülkemizde 19 milyon hane var ama 20 milyon hane diyelim. Her bir aileye 8 bin lira girdiğini farz ettiğimizde aylık 160 milyar lira gibi bir paraya ihtiyaç var.Ekonomilerde piyasada dolaşması gereken para milli gelirin en az yüzde 30'u kadardır.Milli gelirimiz 1,5 milyon lira ve şu an piyasada olan para 60-70 milyar lira civarında?Senyoraj gelirimizi kullandığımızda piyasada en az 500 milyar lira dolaşabilmesi için ihtiyaç duyulan para 430 milyar liradır. Sosyal devlet projeleri için ihtiyaç duyulan para 160 milyar lira, elimizde olan para ise 430 milyar lira? Fazla fazla verilebilir.Zaten piyasada olmayan 160 milyar lirayı daha piyasaya sürdüğünüzde oluşan tüketim sebebiyle üretim kapasitesi de artacağından sonraki aylar daha fazla senyoraj geliri devreye koyma hakkı da elde ediyorsunuz. Yani sosyal projeler için kaynak fazlasıyla mevcut, yeter ki MEM uygulansın.Bir de olaya şöyle bakalım. 12 yıllık AKP iktidar döneminde hemen hemen her yıl 60 milyar lira global tefecilere faiz ödedik. Bunu 12 ile çarptığımızda toplam 720 milyar lira faiz ödemesi eder. Faiz ödemelerine ve ayakkabı kutularına para var, ama sıra milletin cebine gelince para yok.İşte millet bu zihniyeti değil, Milli Ekonomi Modeli gibi dünyaca ünlü bir modeli ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş'ı ve kadrosunu Meclis'e taşımalıdır.O zaman elveda fakirlik, hoş geldin zenginlik, bereket, huzur diyecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025