Merhaba sevgili okuyucular, yazının mutfağında birçok belirsizlik ve biraz da endişeye rağmen güzel bir akşam üstü…
Şu an hangi yüzyılda olduğunu çok net hatırlayamadım, Newton’un yer çekimi kanunundan bahsediyorum; hani o zamana kadar bir çok insan elmaların ağaçtan yere düştüklerini görmüşlerdi. Ancak hiç biri yer çekimi diye bir kuvvet olduğunu düşünememiş. Ta ki Newton’un kafasına bir elma düşene kadar, ne kadar ilginç değil mi? Bunun gibi çok önemli bir hakikat daha var; o da “Kaynakların sınırsız ihtiyaçların ise sınırlı olduğu” gerçeği. Düşünüyorum da kırk yıl düşünsem bu önemli hakikati bu önemli cümleyle dile getirebilir miydim? Hele ihtiyaçların sınırlı ihtirasların sınırsız oluşu nasıl bir tefekkürün sonunda sarf edilmiş bir sözdür. Bir hakikati “keşfetmek” için akıl, iz’an, tefekkür ve hatta hayal gücü gerekiyor. Hatta bazı hakikatleri idrak edebilmek için “deha” olmaya bile gerek var.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in Rus Parlamentosu “Duma”daki konuşmasını izleme fırsatımız oldu. Hazır bulunanları kutlamak gerekir ki; sanki başlarının üstünde bir kuş varmış gibi dikkatle ve ilgiyle takip ettiler çünkü böylesi tespitler daha önce herhangi bir ekonomist tarafından yapılmamıştır. İnsanı duygularıyla, düşünceleri, ihtirasları ve ihtiyaçları, kısacası her şeyiyle çok iyi tanıyan biri… Yetmedi; onun maddesinin ve maneviyatının ihtiyaçlarını çok iyi belirleyen bir bakış açısı… Yetmedi; olağanüstü bir ekonomi bilgisi, bu insan “ekonomist” değil yani iktisat okumamış, lakin insanı okumuş. İktisat profesörleri tezlerini, fikirlerini hayretle okuyup aklına, zekasına, anlayışına, insanlığına hayran kalmışlar.
İhtiyaçlarımız tabii ki sınırlı bunu düşünemeyecek ne var. Mesela Akdeniz ikliminde yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlıdır. Her bahar tohumlar dirilir, fidanlar yetişir; toprak, su ve güneşle… İnsanlar doğarlar, yaşarlar ve ölürler yani ihtiyaçlar kesinlikle sınırlıdır. Sınırsız olan ise öleceğini unutan insanın ihtiraslarıdır.
Ekonominin “e”sinden anlamayan bir insan olmama rağmen Milli Ekonomi Modeli’nin büyük bir kısmını okuyabildim, tespitlerini, önerilerini çok insancıl hatta mü’mince buldum. Siz sevgili okuyucuların da okumalarını şiddetle tavsiye ederim.
Kapitalist dünya düzenine birinin “dur” demesi gerekiyordu, meğer o mübarek insan bir Türk’müş.
Şu an hangi yüzyılda olduğunu çok net hatırlayamadım, Newton’un yer çekimi kanunundan bahsediyorum; hani o zamana kadar bir çok insan elmaların ağaçtan yere düştüklerini görmüşlerdi. Ancak hiç biri yer çekimi diye bir kuvvet olduğunu düşünememiş. Ta ki Newton’un kafasına bir elma düşene kadar, ne kadar ilginç değil mi? Bunun gibi çok önemli bir hakikat daha var; o da “Kaynakların sınırsız ihtiyaçların ise sınırlı olduğu” gerçeği. Düşünüyorum da kırk yıl düşünsem bu önemli hakikati bu önemli cümleyle dile getirebilir miydim? Hele ihtiyaçların sınırlı ihtirasların sınırsız oluşu nasıl bir tefekkürün sonunda sarf edilmiş bir sözdür. Bir hakikati “keşfetmek” için akıl, iz’an, tefekkür ve hatta hayal gücü gerekiyor. Hatta bazı hakikatleri idrak edebilmek için “deha” olmaya bile gerek var.
Prof. Dr. Haydar Baş Bey’in Rus Parlamentosu “Duma”daki konuşmasını izleme fırsatımız oldu. Hazır bulunanları kutlamak gerekir ki; sanki başlarının üstünde bir kuş varmış gibi dikkatle ve ilgiyle takip ettiler çünkü böylesi tespitler daha önce herhangi bir ekonomist tarafından yapılmamıştır. İnsanı duygularıyla, düşünceleri, ihtirasları ve ihtiyaçları, kısacası her şeyiyle çok iyi tanıyan biri… Yetmedi; onun maddesinin ve maneviyatının ihtiyaçlarını çok iyi belirleyen bir bakış açısı… Yetmedi; olağanüstü bir ekonomi bilgisi, bu insan “ekonomist” değil yani iktisat okumamış, lakin insanı okumuş. İktisat profesörleri tezlerini, fikirlerini hayretle okuyup aklına, zekasına, anlayışına, insanlığına hayran kalmışlar.
İhtiyaçlarımız tabii ki sınırlı bunu düşünemeyecek ne var. Mesela Akdeniz ikliminde yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlıdır. Her bahar tohumlar dirilir, fidanlar yetişir; toprak, su ve güneşle… İnsanlar doğarlar, yaşarlar ve ölürler yani ihtiyaçlar kesinlikle sınırlıdır. Sınırsız olan ise öleceğini unutan insanın ihtiraslarıdır.
Ekonominin “e”sinden anlamayan bir insan olmama rağmen Milli Ekonomi Modeli’nin büyük bir kısmını okuyabildim, tespitlerini, önerilerini çok insancıl hatta mü’mince buldum. Siz sevgili okuyucuların da okumalarını şiddetle tavsiye ederim.
Kapitalist dünya düzenine birinin “dur” demesi gerekiyordu, meğer o mübarek insan bir Türk’müş.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Kevser Doyurum / diğer yazıları
- İrfan sofrası / 24.10.2023
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022
- Tecelli / 27.07.2023
- İmam Hüseyin'in kıyamının sebepleri / 24.07.2023
- Kâmil insan, insanlar için bir aynadır / 21.07.2023
- Hayat rehberi Kur'an-ı Kerim / 01.12.2022
- Gaflet ve uyanıklık / 29.11.2022
- Bilinçli olgunlaşma / 26.11.2022
- Hayat memat / 22.11.2022
- Güzel ülkemin güzel insanları / 19.11.2022
- Bir tez olarak Milli Ekonomi Modeli / 26.09.2022