'Sen duanı ona yap ...' seslendirme dosyası:
Bir hafta sonuydu. Kırıkkale Ankara istikametinde seyir halindeyken üniformalı güvenlik görevlisi bir beyefendi otostop işareti yaptı. Ben de durdum. Araba boştu müsaittim. Hem bana yol arkadaşı olurdu. Aldım arabama. Ankara'ya gidiyordu. Çoluk çocuğunun yanına. Mahcuptu. Yüzü kızarıyordu konuşurken. Nedir bu halin diye sordum. Beni hor görme dedi. Üniformama bakarak yanlış anlama beni dedi. Ne demek dedim. Ben kendimi tanıttım. Öğretmenim dedim. Sevindi. Öğretmenler anlayışlı insanlardır dedi. Hocam yol param yok dedi. Ankara'ya çoluk çocuğumu görmeye gidecem ama hiç param kalmadı. Otostop yapmak zorunda kaldım. Yanlış anlamazsan sormak istiyorum dedim. İyi bir işin var. Niye böyle zor durumda kaldın dedim. Hocam hiç sorma dedi içinden derin bir nefes vererek. Yolumuz uzun anlat dedim.
Hocam dedi nerden başlasam. Bir çocuk babasıyım. Ankara'da kirada oturup gül gibi geçinip giderken bir arkadaşım bana bıkmadın mı bu kira ödemekten kredi çek bir ev al dedi. Ne olacak dedi. Memursun. Ödersin yavaş yavaş. Bir müddet sonra senin de bir evin olur. Dinledim arkadaşı gittim kredi çektim ev aldım. Ev alırken birazcık büyükçe ev olsun istedim. 150 metrekare bir ev aldım. Ama nerden bilirdim hayatın hep böyle düzenli gitmeyeceğini. Taksitlerin bir kısmını ödedikten sonra taksit miktarlarını bir bahaneyle yükselttiler. Artık taksitleri ödeyemez hale geldim. Aldığım bütün maaş bankaya gitmeye başladı. Ne yapacağımı şaşırdım . Hanımım bu durumumu görünce çok üzüldü o da çalışmaya karar verdi. Hanımım ev hanımıydı. Ona da markette kasiyerlik işi buldum. Çocuğum da okulunun dışında çalışarak bana destek olmaya çalışıyor. Bir yandan emekliğim geldi. Emekli olursan ikramiyen banka borcunu kapatır ancak. Maaşım da düşecek . O zaman hiç geçinemeyeceğim Psikolojim bozuldu. Doktora gidip ilaç kullanıyorum. Buraya da onun için geldim. Bir arkadaşım doktor ondan yardım alıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Evimde huzurum kalmadı. Kendime bir şey yapmaktan korkuyorum. Banka sürekli sıkıştırıyor. Haciz yapacağız diyorlar. Sürekli tehdit ediyorlar.
Bunları anlatırken bir yandan da ağlıyordu. Bu hali beni de çok üzmüştü.
Bankaya kaç TL borcun kaldı diye sordum.80.000 TL civarında kaldı dedi. Emekli olursan kaç para ikramiye alacaksın. 80.000 civarında TL dedi. Şimdi çok iyi dinle beni. Şu an oturduğunuz evin değeri ne kadar. 200.000 TL dedi. Siz 3 kişilik ailesiniz. Emekli ol ikramiyenle bankaya olan borcunu kapat. Size 150 metrekare ev çok. Hemen onu satıp 100 metrekare civarında bir ev alacaksın. Aradaki bu farktan sana yaklaşık bir 60.000 TL para kalır.. Hanımını da işten çıkar ev hanımı olarak tekrar yaşamaya devam etsin. Çocuğun da çalışmak zorunda kalmaz. Maaşın düşecekse de artık borcun olmayacak. Elinde de 60.000 TL para kalacak. Evin de olacak . Maaşın olacak. Çoluk çocuğunu da etrafta perişan etmeyeceksin artık. Bir müddet sonra yine ufak tefek bir iş bulursun. Doktora da ihtiyacın olmayacak dedim.
Bana o kadar dua etmeye başladı ki. Bir yandan da ağlıyor du. Bana yol gösterdin. Bu işin içinden nasıl çıkarım diye etrafımdaki insanlara hep soruyordum. Hiç kimse faydalı bir çözüm sunmuyordu. Nutku o kadar tutulmuştu ki bu çözümü düşünmeye hali bile yoktu. Bir çıkmazın içinde kavrulup gidiyordu.
Ankara'ya yaklaşmıştık. Dedim ona ki : Sen iyi bir adamsın. Sen hiç Prof.Dr.Haydar BAŞ'ı duydun mu? Duydum dedi. Sen dedim hiç onunla veya onunla ilişkili bir kurumla bir ilişkin oldu mu? Ankara'da bir mitingine görevli olarak katılmıştım dedi. Ben de onun sevenlerin den biriyim dedim ve onun Ankara'daki okulunda çalışıyorum. SEN DUAYI ON A YAP dedim. Ve ayrıldık.
3 ay sonra kendisine ulaştığımda dediğimi yapmış emekli olmuştu ve doktora daha gitmiyordu. Ayrıca Prof.Dr.Haydar BAŞ hocama bol bol dua ediyordu…
Hocam dedi nerden başlasam. Bir çocuk babasıyım. Ankara'da kirada oturup gül gibi geçinip giderken bir arkadaşım bana bıkmadın mı bu kira ödemekten kredi çek bir ev al dedi. Ne olacak dedi. Memursun. Ödersin yavaş yavaş. Bir müddet sonra senin de bir evin olur. Dinledim arkadaşı gittim kredi çektim ev aldım. Ev alırken birazcık büyükçe ev olsun istedim. 150 metrekare bir ev aldım. Ama nerden bilirdim hayatın hep böyle düzenli gitmeyeceğini. Taksitlerin bir kısmını ödedikten sonra taksit miktarlarını bir bahaneyle yükselttiler. Artık taksitleri ödeyemez hale geldim. Aldığım bütün maaş bankaya gitmeye başladı. Ne yapacağımı şaşırdım . Hanımım bu durumumu görünce çok üzüldü o da çalışmaya karar verdi. Hanımım ev hanımıydı. Ona da markette kasiyerlik işi buldum. Çocuğum da okulunun dışında çalışarak bana destek olmaya çalışıyor. Bir yandan emekliğim geldi. Emekli olursan ikramiyen banka borcunu kapatır ancak. Maaşım da düşecek . O zaman hiç geçinemeyeceğim Psikolojim bozuldu. Doktora gidip ilaç kullanıyorum. Buraya da onun için geldim. Bir arkadaşım doktor ondan yardım alıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Evimde huzurum kalmadı. Kendime bir şey yapmaktan korkuyorum. Banka sürekli sıkıştırıyor. Haciz yapacağız diyorlar. Sürekli tehdit ediyorlar.
Bunları anlatırken bir yandan da ağlıyordu. Bu hali beni de çok üzmüştü.
Bankaya kaç TL borcun kaldı diye sordum.80.000 TL civarında kaldı dedi. Emekli olursan kaç para ikramiye alacaksın. 80.000 civarında TL dedi. Şimdi çok iyi dinle beni. Şu an oturduğunuz evin değeri ne kadar. 200.000 TL dedi. Siz 3 kişilik ailesiniz. Emekli ol ikramiyenle bankaya olan borcunu kapat. Size 150 metrekare ev çok. Hemen onu satıp 100 metrekare civarında bir ev alacaksın. Aradaki bu farktan sana yaklaşık bir 60.000 TL para kalır.. Hanımını da işten çıkar ev hanımı olarak tekrar yaşamaya devam etsin. Çocuğun da çalışmak zorunda kalmaz. Maaşın düşecekse de artık borcun olmayacak. Elinde de 60.000 TL para kalacak. Evin de olacak . Maaşın olacak. Çoluk çocuğunu da etrafta perişan etmeyeceksin artık. Bir müddet sonra yine ufak tefek bir iş bulursun. Doktora da ihtiyacın olmayacak dedim.
Bana o kadar dua etmeye başladı ki. Bir yandan da ağlıyor du. Bana yol gösterdin. Bu işin içinden nasıl çıkarım diye etrafımdaki insanlara hep soruyordum. Hiç kimse faydalı bir çözüm sunmuyordu. Nutku o kadar tutulmuştu ki bu çözümü düşünmeye hali bile yoktu. Bir çıkmazın içinde kavrulup gidiyordu.
Ankara'ya yaklaşmıştık. Dedim ona ki : Sen iyi bir adamsın. Sen hiç Prof.Dr.Haydar BAŞ'ı duydun mu? Duydum dedi. Sen dedim hiç onunla veya onunla ilişkili bir kurumla bir ilişkin oldu mu? Ankara'da bir mitingine görevli olarak katılmıştım dedi. Ben de onun sevenlerin den biriyim dedim ve onun Ankara'daki okulunda çalışıyorum. SEN DUAYI ON A YAP dedim. Ve ayrıldık.
3 ay sonra kendisine ulaştığımda dediğimi yapmış emekli olmuştu ve doktora daha gitmiyordu. Ayrıca Prof.Dr.Haydar BAŞ hocama bol bol dua ediyordu…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ferhat Yanık / diğer yazıları
- Allah ile arası iyi olandan korkun / 31.12.2024
- Ne yardan, ne serden vazgeçerler… / 04.06.2024
- Google’da en çok aranan ‘Ben neden’ cümleleri / 19.06.2023
- MMSH’den EYYT’ye / 09.12.2022
- Tilkiye cesaretini göster demişler, gitmiş yavrusunu yemiş... / 29.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Körle oturan şaşı kalkar / 23.08.2022
- Bir başarı öyküsü değil, bir başarı yaşantısı / 27.07.2022
- Gündüz varlıkla arkadaş, gece yokluğa kardeş… / 13.06.2022
- Ne yardan, ne serden vazgeçerler… / 04.06.2024
- Google’da en çok aranan ‘Ben neden’ cümleleri / 19.06.2023
- MMSH’den EYYT’ye / 09.12.2022
- Tilkiye cesaretini göster demişler, gitmiş yavrusunu yemiş... / 29.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Kuvvetten kazanç varsa yoldan kayıp vardır / 15.10.2022
- Körle oturan şaşı kalkar / 23.08.2022
- Bir başarı öyküsü değil, bir başarı yaşantısı / 27.07.2022
- Gündüz varlıkla arkadaş, gece yokluğa kardeş… / 13.06.2022