Boğaziçi Üniversite'sinde (BÜ) geçen mayıs ayında yapılması planlanan, ancak tepkiler üzerine ertelenen "Ermeni konferansı"nın 23-25 Eylül'de gerçekleştirileceğinin açıklanmasının ardından ilginç gelişmeler yaşanmaya başlandı.Sırf AB'nin ve de ABD'nin gönlünü yapabilmek için PKK terörünün siyasal bir zemine taşınmasına büyük kapı açan Sayın Başbakan Erdoğan, bu meseleye de mührünü vurdu.Hedef yine AB'ye ve ABD'ye şirin görünmek.Netice ise en haklı davalarımızda ardı ardına fiyasko.Başbakan Erdoğan'ın, BÜ Rektörü Prof. Ayşe Soysal'a, ertelenmesine AB'den tepkiler gelen konferansın, AB ile tam üyelik müzakerelerinin başlayacağı 3 Ekim'den önce düzenlenmesin yararlı olacağını söylediği öğrenildi.Erdoğan, "bu toplantılar bilimsel toplantılardır, karşı çıkmak anlamsızdır" değerlendirmesini yaparken, Rektör Soysal'ın katılım davetini kabul eden Dışişleri Bakanı Gül de şunları söyledi:"Davet bana iletildiğinde, programım uygun olursa geniş katılımlı böyle bir konferansa prensip olarak katılabileceğimi bildirdim. Bu konuda her platformu kullanmalıyız. Tezlerimizi başımız dik şekilde anlatmaktan geri durmayacağız. Bu çerçevede herhangi bir kompleksimiz yok. Sanki suçluymuşuz gibi kaçmanın bir manası yok. Önemli olan, bizim tarihi gerçekleri ve Türkiye üzerinde oynanan oyunları net şekilde içeride ve dışarıda konuşmamızdır. Bu bakımdan hükümet ve bakanlık olarak daha aktif olacağız."Sayın Gül bu ifadeleri ne zaman konuşsa aklıma hep Kerkük, Kuzey Irak, Kıbrıs... gibi meselelerde ifade ettiği "Meseleyi yakından takip ediyoruz" açıklamaları geliyor.Atı alan Üsküdar'ı geçti, ama biz takip ediyoruz, bakmaya, gözlemlemeye devam ediyoruz. Yoksa "Dışişleri Bakanı" sadece dışarıdaki gelişmelere bakmakla mı mükelleftir, yoksa gelişmelere milli menfaatler doğrultusunda müdahale etmekle mi?Konumuza dönelim.Gazetemizin değerli yazarlarından Alperen Polat, dünkü yazısında konferansın konu başlıklarını ve de katılımcıları yazdı. Konulara ve de bazı Soros fonu destekli katılımcılara bakılırsa Alperen bey'in tespiti gibi sonuç bildirgesinde çıkacak sonuç net ve açık: "Türkler 1.5 milyon Ermeni'yi katletmiştir ey dünya!"Habere göre, Erdoğan'ın yakın çevresi, "Başbakanımız kendisi katılsın ya da katılmasın, farklı görüşlerin ifade edilmesini savunan bir siyasetçi. Sayın Gül'ün de katılabileceğini söylemesi bunun açık bir örneğidir" açıklamasını yapmışlar.Konferansın konularına ve de katılımcılarına bakarsak, pek farklı görüş sahibi kimse gözükmüyor.Olsa olsa Katılımcıların bir kısmı "Türkler Ermenileri şöyle katletmiştir" fikrini ortaya atacaktır, diğerleri de "Hayır, şöyle değil, böyle katletmiştir" fikrini savunacaktır. Bu çerçevede oldukça derin tartışmaların yaşanacağı kesin.Kesin olan diğer bir mevzu ise konferansta "Böyle bir katliam, soykırım asla olmamıştır" gerçeğini savunan katılımcının olmaması.Tabii, bu yazımı okuduktan sonra "dostlar alışverişte görsün" misali sonuç bildirgesini etkilemeyecek şekilde bir iki çeşni de katarlarsa hiç şaşırmayın.Bu arada bazı yetkililerden konuyla ilgili taleplerim olacak.Öncelikle Sayın Abdullah Gül'den.Mayıs ayında katıldığı bir TV programında, sözde soykırımı kabul edenlere dava açacaklarını ve hukuki olarak peşlerini bırakmayacaklarını, olayın takipçisi olacaklarını ifade etmişlerdi".(Milliyet:19.05.2005)Sayın Gül buyurun er meydanına.Başta Almanya, Fransa, Belçika gibi ülkeler olmak üzere tam 15 ülke sözde soykırımı parlamentolarında kabul ettiler. Peki, buna karşılık olarak siz ne yaptınız?Üstelik hazırlık komitesinde "1915'e soykırım denilebilir"(Milliyet: 26.04.2005) diyen Prof. Dr. Murat Belge'nin bulunduğu bir "Ermeni Konferans'ına daveti bu hukuki sürecin baş takipçisi olarak nasıl seve seve kabul edebilir siniz?Kendi yanındakiler "soykırım yapılmıştır" derken ve siz onların davetlerine icabet ederken, sözde soykırımı parlamentolarında kabul edenlere hukuki süreç başlattığınızda -tabii, eğer başlatma yönünde bir adımınız varsa- "bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" demezler mi? İkinci talebim ise Hükümet Sözcüsü ve Adalet Bakanı Cemil Çiçek'ten.Sayın Çiçek, siz "Bu toplantı, Türk milletini arkadan hançerlemektir. Keşke, Adalet Bakanı olarak dava açma yetkimi devretmeseydim" dememiş miydiniz?Peki, Eylül'de yapılacak ve ertelenenden hiçbir farkı olmayan bu toplantıya Sayın Başbakan'ın ve de Sayın Gül'ün ilgisini nasıl yorumluyorsunuz?Bizi niye arkadan hançerliyorsunuz diyerek hesap mı soracaksınız, yoksa "Mesele büyük, o halde dün dündür bugün bugündür" diyerek başınızı kuma mı gömeceksiniz?Sayın Başbakan bilimsellikten bahsediyor, ama bilimsel olarak bütün yerli ve yabancı arşivlerin haykırdığı "Soykırım olmamıştır" doğrusunu savunmaktan aciz kalmak şöyle durun, ülke dışında yapıldığında bile asla müsaade etmememiz gereken bir toplantının derhal yapılmasını tavsiye ediyor.Noktayı gelişmelerin canlı şahidi olan Cumhuriyetimizin kurucusunun konuyla ilgili değerlendirmesiyle koyalım.Ermenilerin soykırım iddiasıyla ilgili olarak Mustafa Kemal Atatürk, kendisiyle 26 Şubat 1921 tarihinde röportaj yapan ABD'li gazeteci Clanence K. Streit'in sorusu üzerine, Batı'nın, iftira niteliğindeki Ermeni iddiaları karşısında iki yüzlü davrandığını, gerçekleri çarpıtarak Türkiye aleyhine kullanmaya kalkıştığını dile getirmişti.(AA)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 23 Nisan neden çocuklara armağan edildi? / 23.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Türki cumhuriyetlerin 'Kıbrıs' kararı, dış politikadaki zafiyetimizdir / 22.04.2025
- Ege politikamız da, Kıbrıs politikamız da fiyasko! / 19.04.2025
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025