Prof. Dr. Haydar Baş, "Büyük İslam İlmihali: Namaz" eserinde sehiv (yanılma) secdeleri hakkında şu bilgilere veriyor:
"Sehiv secdesi, bir namazın kusurlu kılınması hâlinde, (Namazda farzın sonraya bırakılması (te'hiri), vâciblerden birinin unutularak yapılmaması (terki), yahut sonraya bırakılması (te'hiri), yahut da vaktinden önce yapılması) bu kusuru düzeltmek maksadı ile, namazın sonunda yapılan secdedir. Namaz içinde meydana gelen bazı yanılmalar sebebiyle namazın sonunda iki secde yapılır. Buna sehiv secdesi denir.
Sevbân (r.a.)'dan; Allah Resûlü (s.a.a.) şöyle buyurdu: "Her sehiv (yanılma) için selâmdan sonra iki secde yapılır." (Tayâlisî No.997; Abdürrezzâk No.3533; Ahmed,V,280; Ebû Dâvud, No.1038; İbn Mâce,No.1219; Taberânî,M.el-Kebîr 1412; Beyhakî,II,337).
Sehiv secdesinin yapılması vacibdir. (Malikîlere göre sehiv secdeleri sünnettir. Şâfiîlere göre de sünnettir. Ancak imam sehiv secdelerini yaparsa, cemaatin imama uyması vacibdir. Hanbelîlere göre sehiv secdeleri bazen vacib, bazen sünnet ve bazen da mubah olur. Namazın terk edilen bir sünnetinden dolayı yapılacak sehiv secdelerinin mubah olması gibi).
- Namazda fazlalık veya noksan bir şey yapmakla sehiv secdesi gerekir. Farzın geciktirilmesi, vacibin terki veya geciktirilmesi durumlarında yapılır.
- Eğer yanılarak vacib terk edilmişse, sehiv secdesi yapılır, noksanlık giderilir. Vacib kasden terk edilmiş olursa namazın iadesi gerekir.
- Farz, vacib veya sünnet olan herhangi bir namazın kıraat, rükû ve sûcud gibi farzları ve Fatiha, sûre ilâvesi, sırayı gözetme gibi vacibleri ve kade'lerde (oturuşlarda) salavatları okumak gibi sünnetleri vardır. Bunun için bunları gözetmek gerekir ki, namaz tam olarak kılınmış olsun. Farz olsun, olmasın herhangi bir namazda bir farzın kasten veya sehven terk edilmesi, o namazın yeniden kılınmasını gerektirir. Böyle büyük bir noksanı gidermek için sehiv secdeleri yeterli değildir.
- Sünnetlerin terk edilmesiyle namaz fasid olmaz ve sehiv secdesi de gerekmez. Fakat kasden terk edilmesi bir kusurdur. Sevab ve faziletten mahrum olmayı gerektirir.
- Sehiv secdesindeki iki secde ile Tahiyyat ve selâm vacibdir. Tahiyyattan sonra Salavat ve dua okunması, bu secdelerdeki tekbirler, secde halindeki tesbihler ve iki secde arasındaki oturuş sünnettir.
- Bir namazda yanılmaların birkaç tane olması ile sehiv secdelerinin o kadar yapılması gerekmez. Bir defa bunlar için sehiv secdelerini yapmak yeterlidir. Onun için bir kimse, bir namaz içinde iki ve üç defa yanılsa, bunlar için namazın sonunda yalnız bir defa sehiv secdelerini yapmak kâfidir. Sehiv secdelerindeki bir yanılma da başka sehiv secdelerini gerektirmez.
- Sehiv secdeleri kasden veya yanılarak terk edilse, namaza aykırı bir hal olmadıkça, yine bunlar yapılır. Fakat teşehhüdden sonra gülmek, konuşmak gibi, namaza aykırı bir durum meydana gelirse veya kerahat vakti girerse, sehiv secdeleri düşer.
- İmamın yanılması, kendi hakkında asaleten ve cemaat hakkında da uymuş olma bakımından sehiv secdelerini gerektirir. Fakat imama uyan cemaatten birinin yanılması ile ne kendisine de ne de imama sehiv secdesi yapmak gerekmez.
- Sehiv secdelerini yapmakta olan bir imama uymak sahihtir. Gerek sehiv secdelerinin herhangi birinde ve gerek teşehhüdünde olsun eşittir. Sehiv secdelerinin ikincisinde imama uyan kimseye birinci secdeyi ve teşehhüdünde uyana her iki secdeyi kaza etmek gerekmez.
- Bir imam, sehiv secdesini terk edecek olsa, cemaat da terk eder. Cuma ve bayram namazlarında da, fazla kalabalıktan dolayı bir karışıklığa meydan vermemek için bu sehiv secdeleri terk edilir.
- Sehiv secdesini gerektiren haller:
1- Bir rüknün farzın geciktirilmesinden veya öne alınmasından ya da tekrar edilmesinden:
- Bir namazın tam bir rüknünü, bir farzını öne almak veya sonraya bırakmak sehiv secdelerini gerektirir. Çünkü bu öne alma ve sonraya bırakma işi, vacibi terk etmekten sayılır. Kıyamda "Sübhaneke" okuduktan sonra, henüz kıraat yapmadan rükûa varılıp ondan sonra hatırlanarak kıyama dönmekle farz olan kıraatın yerine getirilmesi; buna bir örnektir. Bu durumda önceki rükû geçerli olmaz. Kıraattan sonra yeni bir rükû yapılır. Eğer hata bu rekâtın rükûunda hatırlanmazsa bu rekât boş sayılır. Böyle dönüp kıraat yapmadan ve ondan sonra rükûa varmadan kılınacak namaz bozulur. Çünkü böyle bir rekâtta rükû gibi tekrarlanmayan rükünler arasında sıraya riâyet edilmesi farzdır." (devam edecek…)
Gökhan Demir / diğer yazıları
- ABD ve İsrail’i gölgede bıraktılar… / 28.10.2024
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye ayağı / 24.10.2024
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020