Yaklaşan seçimler inşallah ülkemiz için hayırlara vesile olur. Medyamı bilinçli bir şekilde bir kaç partiyi vitrine çıkarıyor. AKP, CHP, MHP ve DP ısrarla milletin gözüne sokuluyor. Peki milletimiz ne karar verecek. Bu karar milletimiz açısından çok önemli hayatta bazı anlar vardır bir hata yaparsınız hayatınızın akışı değişir. Bunun için doğru karar vermek gerek. Meydanlardaki manzaraları izledikçe insanın gülesi geliyor. AKP de MHP'ye Apo'yu asacaktın neden asmadın MHP AKP'ye madem öyle sen neden asmadın diye atıfta bulunuyor. İşin ilginç tarafı halk iki tarafı da alkışlıyor. İki genel başkan çıkmış meydana ben yapamadım diye adeta memleketi kurtarmış gibi açıklamalar yapıyor.Bu yanlışların faturasını kesmezsek 22 Temmuzdan sonra gelecek olan hükümet yetkilileri bize vergi, ceza vs şeklinde bol bol fatura kesecektir. Seçime yaklaşırken ilginç olaylara da tanıklık ediyoruz. Sayın başbakan seçim sathında iktidarın avantajlarını gayet güzel kullanıyor. Karabük'te, Kırıkkale'de ve diğer bazı illerde Toki vesilesi ile açık hava toplantıları organize ettiriliyor. Bakalım sap var ama tane çıkacak mı?Daha önce kendisine "oğlum işsiz" diyen vatandaşa, "eh senin oğlunda işsiz kalsın kardeşim" diyerek cevap veren; Ürünü para etmediği için "anamız ağladı" diyen çiftçiye "hadi lan ananı da al git burdan" diyerek cevap veren; Şehit babası'nın "artık evlatlarımız şehit olmasın" diye feryadına "askerlik yan gelip yatma yeri değil" diyen sayın başbakanımız Karabük'te bir kadın iş isteyince ilgilenilmesini istedi hatta kartvizitini verdi. Eğer belediye başkanına ulaşamazsa beni arasın diye. Hafızalarımıza baktığımızda aynı ilde birkaç yıl evvel sayın başbakan iş istediği için genç delikanlıyı azarlamıştı.Şimdi samimiyet hangisi fırça atmak mı yoksa ilgilenmek mi? Bu ilgi seçim yaklaştığı için mi yoksa içten gelen bir merhamet duygusu mu? İmam hatip kökenli başbakanımız vicdansız olmadığına göre merhamet duygusu olsa gerek. O zaman dört yılı aşkın süredir ülkedeki işsiz sayısı 20 milyonlarla ifade edilirken, gasp, kapkaç, cinayet hırsızlık almış başını gidiyorken başbakanımız da uyuyamıyordur herhalde. En iyisi daha fazla uykusuz kalmamak çünkü ülkedeki sıkıntıların çaresi bellidir. Milli ekonomi modeli tek kurtuluş yoludur. Zaten diğer seçenekleri kullandık fakat fayda etmedi. O halde ya tabi ol ya da çekil de milletimiz rahat yüzü görsün.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- RESUL BALCI: Karlar düşerken / 22.02.2025
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012