Onurlu insan hatasından tez dönen insandır. Anadolu’da “bir çuval inciri berbat etmeden” demek bu olsa gerek. Gel ayıkla pirincin taşını, çık işin içinden çıkabilirsen, ne mümkün bu mantıkla düşman üretmekten başka bir işe yaramıyor.
Kimden bahsediyoruz. Tabiî ki Sayın Başbakan’dan. Ülkenin yığınlarca sorunu varken bozuk plak gibi hep Suriye, illa Suriye diyor.
Hatta bazen dünya devletlerine, bazen Birleşmiş Miletler’e bazen de NATO’ya sinirlenerek Suriye’ye niye müdahale etmiyorsunuz, diyor.
Kısaca Sayın Başbakanı anlayan yok.
Dünya’da yalnızlığı oynuyor. İçeride işçi - memur anlamıyor, emekli anlamıyor, köylü, çiftçi anlamıyor şehit anneleri, şehit babaları anlamıyor öğrenci, öğretmen anlamıyor. Dışarıda ABD anlamıyor, AB anlamıyor, Birleşmiş Milletler anlamıyor. Ne kadar zor anlaşılan bir adam oldu. Giddikçe çıkmaza giriyor. Yeni bir numara yapması gerekir.
Sahi Davos Zirvesi Dünya Ekonomik Forum ne zaman yapılacak? Çünkü yeni bir “one minute” hikâyesi bir çıkış olabilir. Nasıl olsa bu millet yapılanları çabuk unutuyor. Bir hikâyeden öbür hikâyeye geçiyor, kamufle etmesini üstatları çok iyi öğrettiler. Bir gerçek var
Sayın Başbakan millet unutur ama Allah asla unutmaz.
Sayın Başbakan bunları siz bizden çok daha iyi bilirsiniz. Kısacık bir ömür için bunlara değmez. Hesap gününe inananlar bunların hiç birini yapmaz ve de kabul etmezler.
Evet, neyi kastediyoruz? Suriye, Libya, Mısır, Tunus, buna siz bahar! diyorsunuz, biz haçlılarla bir olup İslam dünyasını peşkeş çekmek diyoruz. Irak işgalinin ilk yıllarında herkes Irak’ın toprak bütünlüğünden yana idi. Ne zaman pasaportlarımıza Free Kürdistan damgasını yedik, o zaman yediğimiz nane ortaya çıktı. Irak bölündü, Iraklı açlığa mahkûm edildi.
Şimdi Peşmerge lideri, pardon free Kürdistan devlet başkanı Suriye’de oluşacak yavrusuna sahip çıkıyor. Bizim ufku geniş aklı kıt siyasilerimiz Suriye’nin bölünmesine kesinlikle karşıyız, diyorlar. Irak, Sudan, Libya’da olduğu gibi!
Siz geç kaldınız çünkü inandırıcılığınızı kaybettiniz. Saydığınız bu ülkeler ABD ve efendilerinin isteği doğrultusunda ikiye, üçe hatta dörde bölünmüş durumda. Suriye’nin de BOP kapsamında dörde bölüneceğini sağır sultanlar bile duydu. Peşmerge liderinin yaptıklarına kükreyerek cevap vermeniz gerekirken miyavlayamıyorsunuz bile. Çünkü kükremek için kükreyecek işler yapmalısınız. Oysaki siz hep miyavlayacak işler yapıyorsunuz.
Bu millete yapacağınız en büyük iyilik bırakıp gitmenizdir.
ABD planlarına alet olanların sonu hüsrandır.
Dünyevi menfaatler için bu oyuna alet olanlar aslında kendi sonunu hazırlamakta, geriye dönüşü olmayan bir yola girmektedir. Onların sonu, zamanında batının kışkırtmaları ile halkına karşı olanların yaşadığı son olacaktır. İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin sonu, Saddam’ın sonu, Mübarek’in sonu ne ise bunların sonu da aynı akıbet olacaktır. (Prof. Dr. Haydar Baş-Yeni Mesaj Gazetesi, 25.07.2012)
Milleti dinlemiyorsun.
Çeyrek asırdan fazla süreden beri hep birlik beraberlikten söz eden, dış tehlikeleri seminerleri ile konferansları ile yazıları ve yazdığı kitapları ile bir milim sapmadan ve usanmadan anlatan Prof. Dr. Haydar Başı dinlemelisin. Ama dinlemiyorsun.
Bari senin dilinden konuşan CIA’nin eski yöneticilerinden Graham Fuller’i dinle.
Graham Fuller, Ortadoğu’da Türkiye ile Amerikan çıkarlarının birbirleri ile uyuşmadığını, Türkiye’nin Washington yörüngesinden bir an önce çıkması gerektiğini söyledi.
Ne diyelim bozuk saat bile günde iki sefer doğruyu gösterir.
Kimden bahsediyoruz. Tabiî ki Sayın Başbakan’dan. Ülkenin yığınlarca sorunu varken bozuk plak gibi hep Suriye, illa Suriye diyor.
Hatta bazen dünya devletlerine, bazen Birleşmiş Miletler’e bazen de NATO’ya sinirlenerek Suriye’ye niye müdahale etmiyorsunuz, diyor.
Kısaca Sayın Başbakanı anlayan yok.
Dünya’da yalnızlığı oynuyor. İçeride işçi - memur anlamıyor, emekli anlamıyor, köylü, çiftçi anlamıyor şehit anneleri, şehit babaları anlamıyor öğrenci, öğretmen anlamıyor. Dışarıda ABD anlamıyor, AB anlamıyor, Birleşmiş Milletler anlamıyor. Ne kadar zor anlaşılan bir adam oldu. Giddikçe çıkmaza giriyor. Yeni bir numara yapması gerekir.
Sahi Davos Zirvesi Dünya Ekonomik Forum ne zaman yapılacak? Çünkü yeni bir “one minute” hikâyesi bir çıkış olabilir. Nasıl olsa bu millet yapılanları çabuk unutuyor. Bir hikâyeden öbür hikâyeye geçiyor, kamufle etmesini üstatları çok iyi öğrettiler. Bir gerçek var
Sayın Başbakan millet unutur ama Allah asla unutmaz.
Sayın Başbakan bunları siz bizden çok daha iyi bilirsiniz. Kısacık bir ömür için bunlara değmez. Hesap gününe inananlar bunların hiç birini yapmaz ve de kabul etmezler.
Evet, neyi kastediyoruz? Suriye, Libya, Mısır, Tunus, buna siz bahar! diyorsunuz, biz haçlılarla bir olup İslam dünyasını peşkeş çekmek diyoruz. Irak işgalinin ilk yıllarında herkes Irak’ın toprak bütünlüğünden yana idi. Ne zaman pasaportlarımıza Free Kürdistan damgasını yedik, o zaman yediğimiz nane ortaya çıktı. Irak bölündü, Iraklı açlığa mahkûm edildi.
Şimdi Peşmerge lideri, pardon free Kürdistan devlet başkanı Suriye’de oluşacak yavrusuna sahip çıkıyor. Bizim ufku geniş aklı kıt siyasilerimiz Suriye’nin bölünmesine kesinlikle karşıyız, diyorlar. Irak, Sudan, Libya’da olduğu gibi!
Siz geç kaldınız çünkü inandırıcılığınızı kaybettiniz. Saydığınız bu ülkeler ABD ve efendilerinin isteği doğrultusunda ikiye, üçe hatta dörde bölünmüş durumda. Suriye’nin de BOP kapsamında dörde bölüneceğini sağır sultanlar bile duydu. Peşmerge liderinin yaptıklarına kükreyerek cevap vermeniz gerekirken miyavlayamıyorsunuz bile. Çünkü kükremek için kükreyecek işler yapmalısınız. Oysaki siz hep miyavlayacak işler yapıyorsunuz.
Bu millete yapacağınız en büyük iyilik bırakıp gitmenizdir.
ABD planlarına alet olanların sonu hüsrandır.
Dünyevi menfaatler için bu oyuna alet olanlar aslında kendi sonunu hazırlamakta, geriye dönüşü olmayan bir yola girmektedir. Onların sonu, zamanında batının kışkırtmaları ile halkına karşı olanların yaşadığı son olacaktır. İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin sonu, Saddam’ın sonu, Mübarek’in sonu ne ise bunların sonu da aynı akıbet olacaktır. (Prof. Dr. Haydar Baş-Yeni Mesaj Gazetesi, 25.07.2012)
Milleti dinlemiyorsun.
Çeyrek asırdan fazla süreden beri hep birlik beraberlikten söz eden, dış tehlikeleri seminerleri ile konferansları ile yazıları ve yazdığı kitapları ile bir milim sapmadan ve usanmadan anlatan Prof. Dr. Haydar Başı dinlemelisin. Ama dinlemiyorsun.
Bari senin dilinden konuşan CIA’nin eski yöneticilerinden Graham Fuller’i dinle.
Graham Fuller, Ortadoğu’da Türkiye ile Amerikan çıkarlarının birbirleri ile uyuşmadığını, Türkiye’nin Washington yörüngesinden bir an önce çıkması gerektiğini söyledi.
Ne diyelim bozuk saat bile günde iki sefer doğruyu gösterir.
Mehmet Garaçoğlu / diğer yazıları
- Akil adamlar projesi ve Sevr / 08.04.2013
- Tarih şuuru ve milli kahramanlarımız / 17.03.2013
- Gerçeklerle yüzleşmek / 22.12.2012
- NATO, Rasmussen ve George Sabra / 01.12.2012
- Çözümün adresi AKP değildir / 07.10.2012
- ABD’nin aracıları / 15.08.2012
- Sayın Başbakan Graham Fuller’i dinle! / 29.07.2012
- ABD açısından AKP iktidarının önemi / 19.07.2012
- Akil ve akılsız adamlar / 26.06.2012
- Tarih şuuru ve milli kahramanlarımız / 17.03.2013
- Gerçeklerle yüzleşmek / 22.12.2012
- NATO, Rasmussen ve George Sabra / 01.12.2012
- Çözümün adresi AKP değildir / 07.10.2012
- ABD’nin aracıları / 15.08.2012
- Sayın Başbakan Graham Fuller’i dinle! / 29.07.2012
- ABD açısından AKP iktidarının önemi / 19.07.2012
- Akil ve akılsız adamlar / 26.06.2012