Çin - Hong Kong
ve etraf ülkeler
Hızlı ulaşım sistemi ve hastalığın uzun kuluçka devri dünyayı korkutmaktadır. Hastalık bulaştıktan sonra 8-10 gün geçen sağlıklı görünümlü kuluçka deveresi sebebiyle, hastaların tecrit (izolasyon) edilmeleri de kolay olmamaktadır. Bu sebeple bir yerde bu hastalık görülünce "Acaba kimlere daha bulaşmış olabilir?" sorusuna halen tam cevap verilememektedir. Böylece hastalığa karşı alınan tedbirler, hastalığın yayılmasının çok gerisinde seyretmektedir.
Bu durumdan en çok korkan ve devamlı seyahat eden turistler ve acentalar ile hava personeli olmaktadır. Kısacası, dünya büyük tedirginlik içinde hastalığın gelişmelerini takip etmektedir. Bu korku öyle gelişti ki, şu anda Irak'taki hadiseler bile ikinci plana düşmüş durumdadır.
Şu anda uzakdoğudaki turizm neredeyse durmak üzeredir. Bazı yerlerde % 60, bazı yerlerde ise % 80 azalmalar görülmektedir. Çin'e, Hong Kong'a ve uzakdoğuya ticari delegasyonlar bile kolay kolay gidememektedir. Onlarda da büyük tedirginlikler izlenmektedir.
Sars (ağır solunum yetmezlik sendromu) belirtileri ile tanınan bu hastalığın turizme ve bütün topluluklara ağır zarar vereceği düşünülmektedir.
Hastalığın sağlık, sosyal, siyasi, ekonomik ve psikolojik olarak büyük zararlar verebileceği düşünülmektedir.
Daha şimdiden 6.500 hasta kadar görüldüğü düşünülmektedir. Üstelik hastalığın görüldüğü mahalleler, tedavi edildiği hastaneler, bütün personelleri ile birlikte 10 gün kadar tecrit edilmekte ve bütün tedbirlerin alınmasına çalışılmaktadır.
Bu uygulama ise, gerek hastane personeli, gerekse mahalle sakinleri tarafından büyük infiallere sebep olmaktadır. Çünkü bir taraftan hasta insanlar mevcut ve onlar tedavi olmakta, diğer taraftan ise etraf mahallelerdeki sağlıklı insanları da, adeta kurbanlar gibi o hastalara ayrılan bölgede kalmak zorunda olmaktadır. Onlar da adeta terkedilerek hastalarla birlikte tecrit sınırları içinde bırakılmaktadır. Onlar için bu durum ölüme terkedilmiş gibi bir hal olmaktadır. Çok aşırı tedbirlerin de bu tür sakıncaları olmaktadır.
ABD'deki durum
ABD'de bazı üniversite öğrencileri evlerine kapanıp derslere gitmemeyi tercih etmemektedirler. ABD'de yapılan araştırmalarda şu anda ABD halkının % 45'i bu hastalıktan dolayı ileri derecede tedirginlik göstermektedir. Hatta Çin restoranlarına gidenler ileri derecede azalmış durumdadır. Onun yanında, Çin yemeklerinden de hastalığın geçebileceği söylentisi hızla yayılmaktadır.
Şu andaki Sars'ın bu paniği AIDS hastalığının ilk çıktığı devrelerini hatırlatmaktadır.
Daha on gün öncesine kadar 27 ülkede bu hastalığa yakalananların sayısı 5.800 idi. Bunların arasından ise 450 kişi ölmüş durumdaydı. Hastalığın gelişmesiyle beraber dünyayı ölüm korkusu sarmaktadır. Bazı kimselerde çaresizlik sebebiyle psikolojik bunalımlar oluşmaktadır. Hatta korkudan Histeri tezahüratları bile görülmektedir. TV'lerde artık Irak haberleri daha az izlenmemektedir. Sars ilk sırayı almış durumdadır.
ve etraf ülkeler
Hızlı ulaşım sistemi ve hastalığın uzun kuluçka devri dünyayı korkutmaktadır. Hastalık bulaştıktan sonra 8-10 gün geçen sağlıklı görünümlü kuluçka deveresi sebebiyle, hastaların tecrit (izolasyon) edilmeleri de kolay olmamaktadır. Bu sebeple bir yerde bu hastalık görülünce "Acaba kimlere daha bulaşmış olabilir?" sorusuna halen tam cevap verilememektedir. Böylece hastalığa karşı alınan tedbirler, hastalığın yayılmasının çok gerisinde seyretmektedir.
Bu durumdan en çok korkan ve devamlı seyahat eden turistler ve acentalar ile hava personeli olmaktadır. Kısacası, dünya büyük tedirginlik içinde hastalığın gelişmelerini takip etmektedir. Bu korku öyle gelişti ki, şu anda Irak'taki hadiseler bile ikinci plana düşmüş durumdadır.
Şu anda uzakdoğudaki turizm neredeyse durmak üzeredir. Bazı yerlerde % 60, bazı yerlerde ise % 80 azalmalar görülmektedir. Çin'e, Hong Kong'a ve uzakdoğuya ticari delegasyonlar bile kolay kolay gidememektedir. Onlarda da büyük tedirginlikler izlenmektedir.
Sars (ağır solunum yetmezlik sendromu) belirtileri ile tanınan bu hastalığın turizme ve bütün topluluklara ağır zarar vereceği düşünülmektedir.
Hastalığın sağlık, sosyal, siyasi, ekonomik ve psikolojik olarak büyük zararlar verebileceği düşünülmektedir.
Daha şimdiden 6.500 hasta kadar görüldüğü düşünülmektedir. Üstelik hastalığın görüldüğü mahalleler, tedavi edildiği hastaneler, bütün personelleri ile birlikte 10 gün kadar tecrit edilmekte ve bütün tedbirlerin alınmasına çalışılmaktadır.
Bu uygulama ise, gerek hastane personeli, gerekse mahalle sakinleri tarafından büyük infiallere sebep olmaktadır. Çünkü bir taraftan hasta insanlar mevcut ve onlar tedavi olmakta, diğer taraftan ise etraf mahallelerdeki sağlıklı insanları da, adeta kurbanlar gibi o hastalara ayrılan bölgede kalmak zorunda olmaktadır. Onlar da adeta terkedilerek hastalarla birlikte tecrit sınırları içinde bırakılmaktadır. Onlar için bu durum ölüme terkedilmiş gibi bir hal olmaktadır. Çok aşırı tedbirlerin de bu tür sakıncaları olmaktadır.
ABD'deki durum
ABD'de bazı üniversite öğrencileri evlerine kapanıp derslere gitmemeyi tercih etmemektedirler. ABD'de yapılan araştırmalarda şu anda ABD halkının % 45'i bu hastalıktan dolayı ileri derecede tedirginlik göstermektedir. Hatta Çin restoranlarına gidenler ileri derecede azalmış durumdadır. Onun yanında, Çin yemeklerinden de hastalığın geçebileceği söylentisi hızla yayılmaktadır.
Şu andaki Sars'ın bu paniği AIDS hastalığının ilk çıktığı devrelerini hatırlatmaktadır.
Daha on gün öncesine kadar 27 ülkede bu hastalığa yakalananların sayısı 5.800 idi. Bunların arasından ise 450 kişi ölmüş durumdaydı. Hastalığın gelişmesiyle beraber dünyayı ölüm korkusu sarmaktadır. Bazı kimselerde çaresizlik sebebiyle psikolojik bunalımlar oluşmaktadır. Hatta korkudan Histeri tezahüratları bile görülmektedir. TV'lerde artık Irak haberleri daha az izlenmemektedir. Sars ilk sırayı almış durumdadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006