Sivil toplum kuruluşlarının depremdeki rolü
Depremde devletin ulaşamadığı her ele uzanan, umudun ve dayanışmanın adı olan STK'lar, felaketin karanlığında nasıl bir ışık oluyor? Gönüllülerin fedakârlıkları, yıkımın ortasında insanlığın en güzel yüzünü nasıl sergiliyor?
24.04.2025 18:40:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil





Doğal afetler, özellikle de depremler, toplumları derinden sarsan, ani ve yıkıcı olaylardır. Böyle zamanlarda, devletin ve resmi kurumların çabalarının yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarının (STK'lar) ve gönüllülerin gösterdiği dayanışma ve özveri hayati bir rol oynar.
STK'lar, deprem öncesinden başlayarak, deprem anında ve sonrasında gerçekleştirdikleri çeşitli çalışmalarla afet yönetiminin vazgeçilmez bir parçası haline gelirler.
DEPREM ÖNCESİNDE STK'LARIN KATKILARI
Deprem öncesinde STK'lar, afet risk azaltma ve hazırlık çalışmalarında önemli görevler üstlenirler:
• Bilinçlendirme ve Eğitim: STK'lar, deprem tehlikesi, alınması gereken önlemler, acil durum planları ve ilk yardım konularında toplumu bilinçlendirme faaliyetleri yürütürler. Seminerler, atölye çalışmaları, broşürler ve sosyal medya aracılığıyla farkındalık oluştururlar.
• Savunuculuk ve Lobi Çalışmaları: Daha güvenli yapılaşma, etkin afet politikaları ve risk yönetimi konusunda kamuoyu oluşturarak karar alıcıları etkilemeye çalışırlar.
• Yerel Kapasite Geliştirme: Özellikle riskli bölgelerde yaşayan toplulukların afetlere karşı hazırlıklı olmaları için eğitimler düzenler, gönüllü ağları oluştururlar.
• Araştırma ve Veri Toplama: Deprem riski, yapısal güvenlik ve sosyoekonomik kırılganlık gibi konularda araştırmalar yaparak bilgi birikimine katkıda bulunurlar.

DEPREM ANINDA STK'LARIN HAYATİ MÜDAHALELERİ
Deprem anında, enkaz altında kalan canlara ulaşmak, yaralılara ilk müdahaleyi yapmak ve temel ihtiyaçları karşılamak için STK'lar hızla harekete geçerler:
• Arama ve Kurtarma Çalışmaları: Eğitimli gönüllüleri ve özel ekipmanları ile arama kurtarma faaliyetlerine katılarak hayatta kalanların kurtarılmasına önemli katkı sağlarlar.
• İlk Yardım ve Sağlık Hizmetleri: Sağlık personeli gönüllüleri aracılığıyla acil tıbbi müdahalede bulunurlar, sahra hastaneleri kurarlar ve ilaç/tıbbi malzeme desteği sağlarlar.
• Barınma ve Temel İhtiyaçların Karşılanması: Depremzedeler için geçici barınma alanları (çadır kentler, konteyner kentler) kurarlar, battaniye, giyecek, gıda ve hijyen malzemesi gibi temel ihtiyaçları ulaştırırlar.
• Psikososyal Destek: Travma yaşayan depremzedelere, özellikle çocuklara ve yaşlılara psikolojik ilk yardım ve destek sağlarlar. Oyun terapileri, grup çalışmaları ve bireysel görüşmelerle duygusal iyileşmeye yardımcı olurlar.
• Bilgi Koordinasyonu ve İletişim: Afet bölgesindeki ihtiyaçların belirlenmesi ve yardımın doğru yerlere ulaştırılması için diğer kuruluşlarla ve yetkililerle koordinasyon sağlarlar. Gönüllülerin yönlendirilmesi ve bilgi akışının sağlanmasında önemli rol oynarlar.
DEPREM SONRASINDA UZUN SOLUKLU DESTEK
Depremin etkileri uzun yıllar devam edebilir. STK'lar, deprem sonrasında da önemli çalışmalar yürütürler:
• Rehabilitasyon ve Yeniden İnşa: Kalıcı konutların inşası, hasarlı yapıların onarımı ve altyapının yeniden kurulması süreçlerine destek olurlar.
• Eğitim ve Geçim Kaynakları Desteği: Çocukların eğitimlerine devam edebilmeleri için burslar sağlarlar, mesleki eğitim programları düzenleyerek depremzedelerin yeniden ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına yardımcı olurlar.
• Psikolojik İyileşme ve Travma Sonrası Destek: Uzun süreli psikolojik danışmanlık hizmetleri sunarak travmanın etkilerini azaltmaya ve toplumsal iyileşmeye katkıda bulunurlar.
• Afet Risk Azaltma Çalışmalarına Devam: Gelecekteki afetlere karşı daha dirençli bir toplum oluşturmak için bilinçlendirme ve hazırlık çalışmalarını sürdürürler.
• Savunuculuk ve Hak Temelli Çalışmalar: Depremzedelerin haklarını savunur, adil ve kapsayıcı yeniden inşa süreçlerinin hayata geçirilmesi için çalışırlar.

GÖNÜLLÜLÜĞÜN ÖNEMİ
STK'ların depremdeki etkinliği büyük ölçüde gönüllülerin özverili çalışmaları sayesinde mümkün olur. Gönüllüler, zamanlarını, enerjilerini ve yeteneklerini hiçbir karşılık beklemeden afetzedelerin yardımına sunarlar. Arama kurtarmadan, yemek dağıtımına, psikolojik destekten, enkaz temizliğine kadar pek çok alanda aktif rol alırlar. Gönüllülük, sadece afetzedelere yardım etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı güçlendirir, empati duygusunu artırır ve bireylerin kendilerini değerli hissetmelerini sağlar.
STK'lar, deprem öncesinden başlayarak, deprem anında ve sonrasında gerçekleştirdikleri çeşitli çalışmalarla afet yönetiminin vazgeçilmez bir parçası haline gelirler.
DEPREM ÖNCESİNDE STK'LARIN KATKILARI
Deprem öncesinde STK'lar, afet risk azaltma ve hazırlık çalışmalarında önemli görevler üstlenirler:
• Bilinçlendirme ve Eğitim: STK'lar, deprem tehlikesi, alınması gereken önlemler, acil durum planları ve ilk yardım konularında toplumu bilinçlendirme faaliyetleri yürütürler. Seminerler, atölye çalışmaları, broşürler ve sosyal medya aracılığıyla farkındalık oluştururlar.
• Savunuculuk ve Lobi Çalışmaları: Daha güvenli yapılaşma, etkin afet politikaları ve risk yönetimi konusunda kamuoyu oluşturarak karar alıcıları etkilemeye çalışırlar.
• Yerel Kapasite Geliştirme: Özellikle riskli bölgelerde yaşayan toplulukların afetlere karşı hazırlıklı olmaları için eğitimler düzenler, gönüllü ağları oluştururlar.
• Araştırma ve Veri Toplama: Deprem riski, yapısal güvenlik ve sosyoekonomik kırılganlık gibi konularda araştırmalar yaparak bilgi birikimine katkıda bulunurlar.

DEPREM ANINDA STK'LARIN HAYATİ MÜDAHALELERİ
Deprem anında, enkaz altında kalan canlara ulaşmak, yaralılara ilk müdahaleyi yapmak ve temel ihtiyaçları karşılamak için STK'lar hızla harekete geçerler:
• Arama ve Kurtarma Çalışmaları: Eğitimli gönüllüleri ve özel ekipmanları ile arama kurtarma faaliyetlerine katılarak hayatta kalanların kurtarılmasına önemli katkı sağlarlar.
• İlk Yardım ve Sağlık Hizmetleri: Sağlık personeli gönüllüleri aracılığıyla acil tıbbi müdahalede bulunurlar, sahra hastaneleri kurarlar ve ilaç/tıbbi malzeme desteği sağlarlar.
• Barınma ve Temel İhtiyaçların Karşılanması: Depremzedeler için geçici barınma alanları (çadır kentler, konteyner kentler) kurarlar, battaniye, giyecek, gıda ve hijyen malzemesi gibi temel ihtiyaçları ulaştırırlar.
• Psikososyal Destek: Travma yaşayan depremzedelere, özellikle çocuklara ve yaşlılara psikolojik ilk yardım ve destek sağlarlar. Oyun terapileri, grup çalışmaları ve bireysel görüşmelerle duygusal iyileşmeye yardımcı olurlar.
• Bilgi Koordinasyonu ve İletişim: Afet bölgesindeki ihtiyaçların belirlenmesi ve yardımın doğru yerlere ulaştırılması için diğer kuruluşlarla ve yetkililerle koordinasyon sağlarlar. Gönüllülerin yönlendirilmesi ve bilgi akışının sağlanmasında önemli rol oynarlar.
DEPREM SONRASINDA UZUN SOLUKLU DESTEK
Depremin etkileri uzun yıllar devam edebilir. STK'lar, deprem sonrasında da önemli çalışmalar yürütürler:
• Rehabilitasyon ve Yeniden İnşa: Kalıcı konutların inşası, hasarlı yapıların onarımı ve altyapının yeniden kurulması süreçlerine destek olurlar.
• Eğitim ve Geçim Kaynakları Desteği: Çocukların eğitimlerine devam edebilmeleri için burslar sağlarlar, mesleki eğitim programları düzenleyerek depremzedelerin yeniden ekonomik bağımsızlıklarını kazanmalarına yardımcı olurlar.
• Psikolojik İyileşme ve Travma Sonrası Destek: Uzun süreli psikolojik danışmanlık hizmetleri sunarak travmanın etkilerini azaltmaya ve toplumsal iyileşmeye katkıda bulunurlar.
• Afet Risk Azaltma Çalışmalarına Devam: Gelecekteki afetlere karşı daha dirençli bir toplum oluşturmak için bilinçlendirme ve hazırlık çalışmalarını sürdürürler.
• Savunuculuk ve Hak Temelli Çalışmalar: Depremzedelerin haklarını savunur, adil ve kapsayıcı yeniden inşa süreçlerinin hayata geçirilmesi için çalışırlar.

GÖNÜLLÜLÜĞÜN ÖNEMİ
STK'ların depremdeki etkinliği büyük ölçüde gönüllülerin özverili çalışmaları sayesinde mümkün olur. Gönüllüler, zamanlarını, enerjilerini ve yeteneklerini hiçbir karşılık beklemeden afetzedelerin yardımına sunarlar. Arama kurtarmadan, yemek dağıtımına, psikolojik destekten, enkaz temizliğine kadar pek çok alanda aktif rol alırlar. Gönüllülük, sadece afetzedelere yardım etmekle kalmaz, aynı zamanda toplumsal dayanışmayı güçlendirir, empati duygusunu artırır ve bireylerin kendilerini değerli hissetmelerini sağlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.