AKP, 24 Haziran'daki sandığın önüne imar affından, ikramiyesine, iç politikada 16 yıldır yapmadıklarından dış politikada zirve adımlara kadar devlet imkânlarıyla neyi var, neyi yok koydu.
Başörtüsü, İmam Hatipler, camiler zaten patentli seçim malzemeleri. Bir de Filistin ve İsrail var patentli olan. Merak ettiğim seçimden önce İsrail kalkışması yaşayıp, yaşamayacağımızdır.
Evet, geçtiğimiz ay her yıl düzenlenen geleneksel İsrail'i kınama mitingi yapıldı ama o hava dağıldı. Yeni bir hava lazım?
Neden mi? Çünkü İsrail düşmanlığının sandık getirisi her zaman var. İsrail vahşeti de hiç ara vermeden devam ettiğine göre?
Evet, bu gerçeği Odatv'den Murat Ağırel, "Ne zaman seçim olsa İsrail'le kavga ediyoruz" başlıklı yazısında detaylarıyla anlatmış.
O tarih ve olayları baz alarak kendi yorumlarımı aktarayım. Mesela!
Tarih 2006 ve Türkiye seçim arifesindeydi. Başbakan Erdoğan, Artvin'den İsrail'e seslendi: "Soruyorum İsrail'in derdi nedir? Filistin'i tamamen işgal etmek mi? (?)"
2007 Seçimleri sonucunda AKP % 46,58 oy ile 341 milletvekili çıkardı.
Mart 2009'da yerel seçimler öncesi başbakan Erdoğan, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres'e "one munit" çekmiş ve "benim İçin Davos bitmiştir" diyerek, toplantıyı terk etmişti. (yarım saat sonra özür de dilenmişti)
O seçimlerde AKP, %38,80 oy alarak 1404 belediye başkanlığı kazandı.
12 Eylül 2010'da referandum vardı. Devlet sisteminde önemli değişiklikler oylanacaktı.
Referandumdan 3 ay önce "Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım" parolasıyla Mavi Marmara yola çıktı. İsrail katliam yaptı, 11 vatandaşımızı katletti.
AKP'nin meydanlardaki tek söylemi Mavi Marmara ve İsrail vahşeti oldu. Anayasa referandumu yapıldı. Sonuç; % 57,9 evet çıktı.
İsrail vahşeti bu kez 20 Mart-9 Nisan 2011 tarihleri arasında yaşanıyordu. Bu vahşette 35 Filistinli hayatını kaybetmiş, binlercesi yaralanmıştı.
Türkiye'de ise 12 Haziran 2011 genel seçimler vardı. Seçim meydanlarında İsrail'in kınanmasından gına gelmişti. Seçim sonuçları; AKP % 49,8 oy oranı ile 326 milletvekili çıkardı.
2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce ise İsrail, Gazze'ye saldırdı. Yüzlerce Müslüman'ı katletti. Binlerce insan yaralı?
Türkiye'de tablo daha doğrusu meydanlardaki tablo aynıydı. Kınıyorlardı. Sonuç; Erdoğan %51,79 ile Cumhurbaşkanı seçildi.
2015'te adeta iki turlu yapılan (7 Haziran ve 3 Kasım) seçimler öncesi İsrail askerleri Mescid-i Aksa'ya girdi. Namaza 40 yaş sınırlaması getirdi. Namaz kılan Müslümanlara saldırdı. Tepki gösterenlere mermi sıktı.
Meydanlarımız yine aynıydı. Lanetleme, kınama, BM'yi göreve çağırma vs. 7 Haziran'da alınamayan sonucu 3 Kasım'da % 49 ile aldılar.
Şimdi 24 Haziran seçimleri yaklaşıyor ve İsrail'in vahşeti aynen tekerrür ettiği gibi AKP'nin geleneksel kınama, lanetleme, beddua etme, dünyaya şikâyet etme söylem, Vatikan'dan yardım isteme, BM'yi göreve çağırma söylemleri devam ediyor.
Tablonun arkasını çevirdiğimizde ise bambaşka bir İsrail-AKP portresi var;
Medyada çıkan haberlere baktığımızda Yenikapı mitingden bir gün sonra Türkiye'den İsrail'e 1 milyon varil petrol satılmış.
Ekonomik, askeri ilişkiler ve anlaşmalar tam gaz yola devam ediyor. Olaylar yatışıncaya kadar elçimizi çağırmışız, elçilerini göndermişiz.
İzahsız gerçeklerden biri ise İsrail katliamları yaşandığı günlerde Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatını İstanbul'da toplantıya çağırdı.
İİT ambargo kararı aldı. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın hiç bir üyesi bu kararı uygulamaya sokmadı.
Türkiye mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İsrail'e yönelik boykot kararı için seçimden sonrasını' işaret etti.
İnşallah Filistin'den 24 Haziran'a yakın tarihte katliam haberleri duymayız. Böyle bir şey olursa meydanlarda yeni bir İsrail kalkışması başlar, meydanlarda İsrail'e lanet söylemleri kaçınılmaz olur. Bu kalkışmaların sandık getirisi ise zaten ispatlı?
Başörtüsü, İmam Hatipler, camiler zaten patentli seçim malzemeleri. Bir de Filistin ve İsrail var patentli olan. Merak ettiğim seçimden önce İsrail kalkışması yaşayıp, yaşamayacağımızdır.
Evet, geçtiğimiz ay her yıl düzenlenen geleneksel İsrail'i kınama mitingi yapıldı ama o hava dağıldı. Yeni bir hava lazım?
Neden mi? Çünkü İsrail düşmanlığının sandık getirisi her zaman var. İsrail vahşeti de hiç ara vermeden devam ettiğine göre?
Evet, bu gerçeği Odatv'den Murat Ağırel, "Ne zaman seçim olsa İsrail'le kavga ediyoruz" başlıklı yazısında detaylarıyla anlatmış.
O tarih ve olayları baz alarak kendi yorumlarımı aktarayım. Mesela!
Tarih 2006 ve Türkiye seçim arifesindeydi. Başbakan Erdoğan, Artvin'den İsrail'e seslendi: "Soruyorum İsrail'in derdi nedir? Filistin'i tamamen işgal etmek mi? (?)"
2007 Seçimleri sonucunda AKP % 46,58 oy ile 341 milletvekili çıkardı.
Mart 2009'da yerel seçimler öncesi başbakan Erdoğan, Davos'ta İsrail Cumhurbaşkanı Simon Peres'e "one munit" çekmiş ve "benim İçin Davos bitmiştir" diyerek, toplantıyı terk etmişti. (yarım saat sonra özür de dilenmişti)
O seçimlerde AKP, %38,80 oy alarak 1404 belediye başkanlığı kazandı.
12 Eylül 2010'da referandum vardı. Devlet sisteminde önemli değişiklikler oylanacaktı.
Referandumdan 3 ay önce "Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım" parolasıyla Mavi Marmara yola çıktı. İsrail katliam yaptı, 11 vatandaşımızı katletti.
AKP'nin meydanlardaki tek söylemi Mavi Marmara ve İsrail vahşeti oldu. Anayasa referandumu yapıldı. Sonuç; % 57,9 evet çıktı.
İsrail vahşeti bu kez 20 Mart-9 Nisan 2011 tarihleri arasında yaşanıyordu. Bu vahşette 35 Filistinli hayatını kaybetmiş, binlercesi yaralanmıştı.
Türkiye'de ise 12 Haziran 2011 genel seçimler vardı. Seçim meydanlarında İsrail'in kınanmasından gına gelmişti. Seçim sonuçları; AKP % 49,8 oy oranı ile 326 milletvekili çıkardı.
2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce ise İsrail, Gazze'ye saldırdı. Yüzlerce Müslüman'ı katletti. Binlerce insan yaralı?
Türkiye'de tablo daha doğrusu meydanlardaki tablo aynıydı. Kınıyorlardı. Sonuç; Erdoğan %51,79 ile Cumhurbaşkanı seçildi.
2015'te adeta iki turlu yapılan (7 Haziran ve 3 Kasım) seçimler öncesi İsrail askerleri Mescid-i Aksa'ya girdi. Namaza 40 yaş sınırlaması getirdi. Namaz kılan Müslümanlara saldırdı. Tepki gösterenlere mermi sıktı.
Meydanlarımız yine aynıydı. Lanetleme, kınama, BM'yi göreve çağırma vs. 7 Haziran'da alınamayan sonucu 3 Kasım'da % 49 ile aldılar.
Şimdi 24 Haziran seçimleri yaklaşıyor ve İsrail'in vahşeti aynen tekerrür ettiği gibi AKP'nin geleneksel kınama, lanetleme, beddua etme, dünyaya şikâyet etme söylem, Vatikan'dan yardım isteme, BM'yi göreve çağırma söylemleri devam ediyor.
Tablonun arkasını çevirdiğimizde ise bambaşka bir İsrail-AKP portresi var;
Medyada çıkan haberlere baktığımızda Yenikapı mitingden bir gün sonra Türkiye'den İsrail'e 1 milyon varil petrol satılmış.
Ekonomik, askeri ilişkiler ve anlaşmalar tam gaz yola devam ediyor. Olaylar yatışıncaya kadar elçimizi çağırmışız, elçilerini göndermişiz.
İzahsız gerçeklerden biri ise İsrail katliamları yaşandığı günlerde Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatını İstanbul'da toplantıya çağırdı.
İİT ambargo kararı aldı. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın hiç bir üyesi bu kararı uygulamaya sokmadı.
Türkiye mi? Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'İsrail'e yönelik boykot kararı için seçimden sonrasını' işaret etti.
İnşallah Filistin'den 24 Haziran'a yakın tarihte katliam haberleri duymayız. Böyle bir şey olursa meydanlarda yeni bir İsrail kalkışması başlar, meydanlarda İsrail'e lanet söylemleri kaçınılmaz olur. Bu kalkışmaların sandık getirisi ise zaten ispatlı?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025