Rusya ve Çin hedefte

 

YENİ MESAJ / ANALİZ

 

Myanmar'da 1 Şubat'ta gerçekleştirilen askeri darbe ve seçilmiş hükümet üyelerinin gözaltına alınmasına karşı 6 Şubat'ta başlayan protestolar devam ediyor. Göstericiler, Rusya ve Çin'in ülkenin en kalabalık şehri konumundaki Yangon'daki büyükelçilik binaları önünde toplanarak protesto düzenledi. Rusya ve Çin, askeri darbeyi kınamamakla eleştiriliyor. 

 

Çin sessizliğini koruyor

 

Dünya basınında yer alan bazı makalelerde darbenin Myanmar'daki ABD ve Çin rekabeti üzerinden değerlendirilmesi dikkat çekiyor. Bu darbeyle Çin'in 54.6 milyon nüfuslu Myanmar'daki ekonomik ve siyasi nüfuzunu teminata aldığı, bundan önce birçok ülkede uyguladığı gibi Myanmar'a da kendi usulleriyle 'demokrasi' getirmeye çalışan ABD'ye karşı bir güç gösterisinde bulunduğu şeklinde görüşler ileri sürülüyor. Darbenin ilk gününden bu yana Çin'in herhangi bir kınama açıklaması yapmaması ve 2 Şubat'ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) toplantısında darbeyi kınamayı öngören ortak açıklamayı Rusya ile beraber veto etmesi, darbede Çin'in doğrudan veya dolaylı bir tesiri olduğu şüphelerini artırıyor. Ancak somut gerçek ve olgular ekseninde değerlendirildiğinde ise Çin'in bu darbeyi herhangi bir şekilde desteklediğine dair elde bir kanıt bulunmuyor. Myanmar, Çin'in Hint Okyanusu'na ulaşmasını sağlayan en kestirme rotada yer alıyor. Ülkede Çin'e ait altyapı, inşaat ve yeraltı kaynaklarını çıkartma gibi milyar dolarlık yatırımlar bulunuyor. Buna karşılık dış politikada kendi ekonomik ve siyasi menfaatleri haricinde şimdiye kadar başka bir kriter benimsediği görülmeyen Çin'in Myanmar'daki darbeye tepkisizliği, yeni rejimle arayı bozup bölgedeki yatırımlarını riske atmama kaygısı olarak da görülüyor. Zira darbeyle görevden uzaklaştırılan ve 15 Şubat'ta gözaltına alınan eski Dışişleri Bakanı ve ülkenin fiili lideri Aung San Suu Çii de görevde kaldığı 2015'ten bu yana Çin ile ilişkilerini en üst düzeyde tutmaya özen gösterdi. Rusya da Çin ile birlikte hareket ediyor!