A'raf suresi 146 ve benzeri ayetleri okuduğumuzda hep yüz yıllar evvel yaşayıp bu hastalıklarla malul olan tipleri hatırlayıp geçiyoruz. Halbuki her ayetin, okuyanın ve dinleyenin yaşadığı çağa dönük bir ya da birden fazla mesajları vardır.Bugün bu ayetleri bizler okuyoruz, dolayısıyla bizlerin alacağı mesajlar vardır, üç asır, beş asır sonra okuyacak olanların da mutlaka alacakları mesajlar olacaktır."Yeryüzünde haksızlıkla büyüklük taslayanları, ayetlerimden uzak tutacağım. Çünkü onlar, gerçeklerin her türlü belirtisini görseler de ona inanmazlar. Ve yine onlar, doğruluğa götüren yolu pekala görüyor olsalar bile, onu izlenecek bir yol olarak kabul etmezler; ama tersine eğri yolu görseler, onu hemen kendilerine yol edinirler. Bu durum ayetlerimizi yalan saymalarından ve onlara karşı ilgisiz kalmalarındandır." (A'raf: 146).Şimdi bu ayeti öncelikle ve özellikle nefsimize okuyalım, burada sayılan hastalıklardan, akli ve kalbi arızalardan taşıyıp taşımadığımıza bir bakalım sonra da etrafımıza bir göz atalım.Hakkı ve hakikati dinlemeye tahammül edemeyen insanlar göreceğiz.Hakkın ve hakikatin konuşulmasından, dillendirilmesinden son derece rahatsız olan tiplere rastlayacağız.Yalanın ve yalancılığın, talanın ve talancılığın, faizin ve faizciliğin, zinanın ve zinakarlığın, yolsuzlukların ve yolsuzların, hırsızlığın ve hırsızların gündem edilmesinden acayip rahatsız olan kitleler göreceğiz.Rüşt yolunu, dosdoğru yolu, kendilerine nimet verilen Nebilerin, Sıddıkların, Şühedanın ve Salihlerin yolunu anlattığınızda hemen savunmaya geçen, hemen karşı tezler geliştiren ama azgınların yoluna kendiliğinden balıklama dalan insan guruplarına rastlayacağız.Yani, kibrin zirvelerinde dolaşan, Allah ve Resulünün seçimine karşı tavır alan, burun kıvıran ve bu tavırlarından dolayı da git gide basiret ve feraset melekelerinden uzaklaşan ve dolayısıyla rüşt yoluna sırt çevirip azgınlık yolunu tercih eden tipler, kitleler tarihte kalmış tipler ve kitleler değil, her devirde olduğu gibi kendi zamanımızda da mebzul miktarda var olan tipler ve kitlelerdir.Dosdoğru yola girmemek için kırk dereden su getirdiği halde eğri yola, sapıkların ve azgınların yoluna güle-oynaya dalanlar her devirde ne yazık ki çoğunluğu teşkil etmişlerdir."Rabbinin âyetleriyle nasihat edilip de onlardan yüz çeviren ve daha önce işlediği günahları unutandan daha zalim kim olabilir? Biz onların kalpleri üzerine (Kur'ân'ı) anlamalarına engel olan bir ağırlık, kulaklarına da sağırlık verdik. Ey Muhammed! Sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla hidayete ermezler." (Kehf: 57).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025