Bugüne kadar Barzani yönetiminin sürekli arkasında olan ABD, 25 Eylül'de referandum yapılacağı ilan edildiğinden bu yana "Referandum ertelenmeli" baskısı yapıyor. Her şeyini ABD'ye borçlu olan Barzani'nin ABD'ye rağmen referandum ilan edebilmesi ve de yapabilmesi mümkün mü? Elbette ki hayır? O halde nedir bu tiyatro, referandumun şifresi nedir? Dilerseniz yapılan açıklamalardan yola çıkarak bu sorunun cevabını bulmaya çalışalım.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, önceki gün yaptığı açıklamada, referandumla alakalı çok sert ifadeler kullandı. Nauert'in ifadeleri şöyle: "ABD sert bir şekilde bağımsızlık referandumuna karşı çıkmaktadır. Referandum Irak Kürt bölgesindeki ticari ilişkileri tehlikeye sokmaktadır ve Irak'ın uluslararası müttefikleri istemese dahi yapılan her türlü yardımı etkileyecektir. Bu ise böylesi zor bir durumun en basit gerçeğidir."
Bağdat ve Erbil yönetimleri arasında müzakere çağrısı yapan Nauert şöyle devam etti: "Bu referandum gerçekleşirse büyük olasılıkla Bağdat'la müzakere olmayacak ve bunun ötesinde uluslararası toplumun müzakereye vereceği desteğin önüne geçilmiş olacak."
Referandum kararında diretmenin Kürtler dahil bütün Iraklılara bedelinin olacağını vurgulayan Nauert, "Bizim Kürt liderlere alternatif olarak çağrısını yaptığımız gerçek bir müzakere, Iraklı Kürtlerin haklı dertlerine çözüm sözü barındırmaktadır ve bu bütün Irak halkının yararına olan Bağdat-Erbil arasında yeni ve yapıcı bir yol olacaktır. Referandum süreci Kürtleri bir araya getirdi, yaklaşık iki yıldır ilk defa Kürt parlamentosunu canlandırdı ve önemli konular uluslararası ortamlara taşındı. Referandumun kendisi ABD ve uluslararası toplumun desteklediği alternatif yol göz önünde bulundurulduğunda gereksizdir." Kısaca Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün ağzıyla ABD çok net bir şekilde şunu söylüyor: "Referandum ilanı, çalışmaları, süreci size faydalıydı ama buraya kadar, referandumun kendisi gereksiz."
Uluslar arası toplum adına açıklama yapan BM Güvenlik Konseyi de referandum uyarısı yaptı. BMGK'nın 15 üyesinin oy birliğiyle yayınladığı açıklamada, bağımsızlık referandumunun bölgede "istikrarsızlaştırmaya" yol açabileceği uyarısında bulunuldu. Açıklamada, referandumun, IŞİD'le mücadeleyi zayıflatabileceği, mültecilerin memleketlerine dönme çabalarını sekteye uğratabileceği belirtilerek, o da ABD gibi Bağdat'la Erbil'in aradaki fikir ayrılıklarını diyalog ve uzlaşı ile çözmesi gerektiği vurgulandı.
Peşmerge yönetiminden gelen açıklamalar da referandum fikrinde yumuşama olduğunu gösteriyor. Peşmerge yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani şunları söyledi:
"Eğer fiilen güçlü bir garanti olursa, o garantiyi reddedecek değiliz. Tabi ki üzerinde çalışarak ciddiye alacağız. Dün Sayın Başkan (Barzani'yi kastediyor) dedi ki, 'Önümüzde iki seçenek var; ya 25 Eylül'de referandumumuzu yapacağız ya da 25 Eylül'de bu süreçte birtakım kazanımlarla düğün yapacağız.' Bu iki seçeneğin dışına çıkılmıyor." Dikkat ederseniz Barzani, referandumdan ziyade, referandum bahanesiyle elde edilecek olan kazanımlardan dolayı düğün yapılacağından bahsediyor. Hesap ve beklenti bu yönde?
Peşmerge yönetiminin Meclis Başkanı Yusuf Muhammed ise Barzani yönetimine içeriden çok ağır eleştirilerde bulunmaya devam ediyor. İçeriden olması hasebiyle önemli buluyorum. Muhammed, referandum kararının meşru olmadığını, referandumun büyük sorunlara yol açacağını söylüyor. Dahası, 2013 yılında görev süresi dolan Mesut Barzani'nin süresinin iki yıl uzatıldığını, 2015 yılında da uzatmak istediğinde peşmerge meclisinden ciddi tepkilerin yaşandığını bunun üzerine Barzani'nin 2 yıl Meclis'i kapatarak başkanlık yaptığını belirtiyor. Yani Meclis Başkanı'na göre Barzani'nin başkanlığı da meşru değil?
Bağımsızlık referandumunun da sürekli gündem edilmesinin temel nedeninin sürekli ertelenen başkanlık seçimlerini gölgelemek olduğunu söylüyor, Meclis Başkanı Muhammed?
Meclis Başkanı'ndan başka önemli suçlamalar da var. Örneğin, petrol geliri konusunda şeffaf olunmaması, insan haklarının güvence altında olmaması, demokrasinin rafa kaldırılmış olması, yolsuzluklar, adaletin olmaması, vatadaşların maaşlarının ödenmemesi? Muhammed, bölgenin çok büyük bir ekonomik kriz içinde olduğunu belirtiyor. Bunları biz demiyoruz, yaptığı muhalefet sebebiyle Barzani tarafından Erbil'e girmesi yasaklanan Meclis Başkanı Yusuf Muhammed söylüyor.
Sadece kendi koltuğunu ve çıkarlarını düşünen Yahudi Barzani'nin sizce gerçekten Kürtlere bir şey kazandırabilmesi mümkün mü? Elbette ki hayır? Barzani'yi kullananlar da diğer liderlerde olduğu gibi Barzani'nin işte bu zaaflarını kullanıyorlar ama sınırlarını çizerek. Referandum konusunda ABD'nin tavrında görüldüğü gibi: Referandumu ilan et, referandum çalışmalarını yap ama referandumu yapma?
Biz Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarısını bir kez daha hatırlatalım: "Kürt kardeşlerimiz eğer oyuna gelirse, kaderleri Filistinlilerin kaderi olacaktır."
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert, önceki gün yaptığı açıklamada, referandumla alakalı çok sert ifadeler kullandı. Nauert'in ifadeleri şöyle: "ABD sert bir şekilde bağımsızlık referandumuna karşı çıkmaktadır. Referandum Irak Kürt bölgesindeki ticari ilişkileri tehlikeye sokmaktadır ve Irak'ın uluslararası müttefikleri istemese dahi yapılan her türlü yardımı etkileyecektir. Bu ise böylesi zor bir durumun en basit gerçeğidir."
Bağdat ve Erbil yönetimleri arasında müzakere çağrısı yapan Nauert şöyle devam etti: "Bu referandum gerçekleşirse büyük olasılıkla Bağdat'la müzakere olmayacak ve bunun ötesinde uluslararası toplumun müzakereye vereceği desteğin önüne geçilmiş olacak."
Referandum kararında diretmenin Kürtler dahil bütün Iraklılara bedelinin olacağını vurgulayan Nauert, "Bizim Kürt liderlere alternatif olarak çağrısını yaptığımız gerçek bir müzakere, Iraklı Kürtlerin haklı dertlerine çözüm sözü barındırmaktadır ve bu bütün Irak halkının yararına olan Bağdat-Erbil arasında yeni ve yapıcı bir yol olacaktır. Referandum süreci Kürtleri bir araya getirdi, yaklaşık iki yıldır ilk defa Kürt parlamentosunu canlandırdı ve önemli konular uluslararası ortamlara taşındı. Referandumun kendisi ABD ve uluslararası toplumun desteklediği alternatif yol göz önünde bulundurulduğunda gereksizdir." Kısaca Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün ağzıyla ABD çok net bir şekilde şunu söylüyor: "Referandum ilanı, çalışmaları, süreci size faydalıydı ama buraya kadar, referandumun kendisi gereksiz."
Uluslar arası toplum adına açıklama yapan BM Güvenlik Konseyi de referandum uyarısı yaptı. BMGK'nın 15 üyesinin oy birliğiyle yayınladığı açıklamada, bağımsızlık referandumunun bölgede "istikrarsızlaştırmaya" yol açabileceği uyarısında bulunuldu. Açıklamada, referandumun, IŞİD'le mücadeleyi zayıflatabileceği, mültecilerin memleketlerine dönme çabalarını sekteye uğratabileceği belirtilerek, o da ABD gibi Bağdat'la Erbil'in aradaki fikir ayrılıklarını diyalog ve uzlaşı ile çözmesi gerektiği vurgulandı.
Peşmerge yönetiminden gelen açıklamalar da referandum fikrinde yumuşama olduğunu gösteriyor. Peşmerge yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani şunları söyledi:
"Eğer fiilen güçlü bir garanti olursa, o garantiyi reddedecek değiliz. Tabi ki üzerinde çalışarak ciddiye alacağız. Dün Sayın Başkan (Barzani'yi kastediyor) dedi ki, 'Önümüzde iki seçenek var; ya 25 Eylül'de referandumumuzu yapacağız ya da 25 Eylül'de bu süreçte birtakım kazanımlarla düğün yapacağız.' Bu iki seçeneğin dışına çıkılmıyor." Dikkat ederseniz Barzani, referandumdan ziyade, referandum bahanesiyle elde edilecek olan kazanımlardan dolayı düğün yapılacağından bahsediyor. Hesap ve beklenti bu yönde?
Peşmerge yönetiminin Meclis Başkanı Yusuf Muhammed ise Barzani yönetimine içeriden çok ağır eleştirilerde bulunmaya devam ediyor. İçeriden olması hasebiyle önemli buluyorum. Muhammed, referandum kararının meşru olmadığını, referandumun büyük sorunlara yol açacağını söylüyor. Dahası, 2013 yılında görev süresi dolan Mesut Barzani'nin süresinin iki yıl uzatıldığını, 2015 yılında da uzatmak istediğinde peşmerge meclisinden ciddi tepkilerin yaşandığını bunun üzerine Barzani'nin 2 yıl Meclis'i kapatarak başkanlık yaptığını belirtiyor. Yani Meclis Başkanı'na göre Barzani'nin başkanlığı da meşru değil?
Bağımsızlık referandumunun da sürekli gündem edilmesinin temel nedeninin sürekli ertelenen başkanlık seçimlerini gölgelemek olduğunu söylüyor, Meclis Başkanı Muhammed?
Meclis Başkanı'ndan başka önemli suçlamalar da var. Örneğin, petrol geliri konusunda şeffaf olunmaması, insan haklarının güvence altında olmaması, demokrasinin rafa kaldırılmış olması, yolsuzluklar, adaletin olmaması, vatadaşların maaşlarının ödenmemesi? Muhammed, bölgenin çok büyük bir ekonomik kriz içinde olduğunu belirtiyor. Bunları biz demiyoruz, yaptığı muhalefet sebebiyle Barzani tarafından Erbil'e girmesi yasaklanan Meclis Başkanı Yusuf Muhammed söylüyor.
Sadece kendi koltuğunu ve çıkarlarını düşünen Yahudi Barzani'nin sizce gerçekten Kürtlere bir şey kazandırabilmesi mümkün mü? Elbette ki hayır? Barzani'yi kullananlar da diğer liderlerde olduğu gibi Barzani'nin işte bu zaaflarını kullanıyorlar ama sınırlarını çizerek. Referandum konusunda ABD'nin tavrında görüldüğü gibi: Referandumu ilan et, referandum çalışmalarını yap ama referandumu yapma?
Biz Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarısını bir kez daha hatırlatalım: "Kürt kardeşlerimiz eğer oyuna gelirse, kaderleri Filistinlilerin kaderi olacaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Don felaketi tarımı vurdu, peki şimdi ne olacak? / 17.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025