Asgari Ücret Tespit Komisyonu geçenlerde toplandı ve 2011 yılı için asgari ücreti belirleme çalışmalarına başladılar. Kim bu çalışmayı yapanlar? Bizim seçtiğimizi, halkın ve devletin sorunlarını çözmeleri için seçtiğimiz vekillerimiz.Sayın vekiller toplanacaklar, görüşecekler, hesaplayacaklar ve diyecekler ki, bu ülkede şu rakamdan aşağı hiçbir kimseyi çalıştıramazsınız. Çünkü bu rakamdan aşağı çalışmak insan hayatını riske sokar. Neden? Çünkü ülkemizde fakirlik sınırı (4 kişilik bir aile için) 2800 TL, açlık sınırı ise 860 TL. Nasıl yani? Yani sen 2800 TL'nin altında bir gelire sahipsen fakir sayılıyorsun devlete göre. Hele hele açlık sınırı altında yani 860 TL'nin altında bir gelire sahipsen hayatın risk altında. Çünkü açlık veya yoksulluk sınırı dediğimiz şey "kişinin yeme, içme, giyinme ve barınma gibi hayati ihtiyaçlarını karşılayamaması, durumuna deniliyor. Bu ihtiyaçları karşılamayan kimselerde hayati risk taşıyor.Tabi benim vekillerim bu kavramları biliyorlar, halkın durumunu da biliyorlar. Peki, bu sorunu çözüme ulaştırırlar mı? Yani asgari ücreti veya başka bir deyişle milleti en azından fakir insan düzeyine çıkartırlar mı
Bence hayır, sence?
Ülkemizde çalışanların 3 milyon 925 bin 698 kişisi asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücreti hatırlayalım 599 TL. Kaç lira olur tahminen? Bence en fazla 630 ya da 640 lira. Ama bu rakamlar yoksulluk sınırının altında. Eee yıllardır seçtiklerimiz ancak rakam belirler. Bu rakamlarla hayat mücadelesini ise seçenler yani bizler veririz.Hadi sekiz yıldır iktidarı elinde bulunduran hükümet, kendinden öncede var olan bu sorunu çözmek bir tarafa geçmişi arattıracak uygulamalara giriyor. Ya ülkede muhalefet, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, sosyologlar, psikologlar, doktorlar vs. yok mu kimse.Ne muhalefetten, ne de yukarıda saydığım kurumlardan bir Allah kulu çıkıp; "Ey iktidar! Belirlemek üzere toplandığınız asgari ücret en az 2800 TL olmadır. Sakın fakirliği bile bu millete çok görmeyin. İnsanlar geçim sıkıntıları yüzünden psikolojileri bozuluyor, sosyal davranışlarında sertleşmeler baş gösteriyor. İnsanlara kavga ve saldırganlığa yatkın hale geliyor. Milli birlik ve bütünlüğe inancı zayıflıyor. Şüphe ve tereddütler yaşıyor vb." yaşadığımız gerçekleri sıralamalarını bekledim ama kimseden çıt çıkmıyor.Büyük olmayı unuttuğumuz gibi büyük düşünmeyi de unuttuk. Tabi haklarımızı bile isteyemez olduk. Kimden isteyeceksin ki! Ha iktidar ha muhalefet. Ne planları var ne bir modelleri. Günü kurtarıyorlar kendi adlarına.Kabul etsek de etmesek de yaşadığımız hayat koşulları bu. Hadi iktidarlar fakirliği bile bize çok görüyorlar peki biz neden en azından fakirliği bile kendimize çok görüyoruz?İçimizden bir insan çıkmış. Yılların bilgi ve deneyimiyle bir model hazırlamış (Milli Ekonomi Modeli) ve bu modelin uygulanışını da Sosyal Devlet - Milli Devlet teziyle ortaya koymuş, dünya çapında düzenlenen kongrelerde "insanlığı kurtaracak tek model" diye tescil edilmiş modele ve bu modelin sahibine sahip çıkalım.3000 TL asgari ücret, parasız eğitim, parasız sağlık, maliyetine faizsiz konut kredisi. Kısaca herkese iş herkese aş. Yani Haydar Baş.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025