Ülkemizin ender yetiştirdiği ilim adamlarından Prof. Dr. Süleyman Sarıtaş, elim bir trafik kazası sonucunda Hakk'ın Rahmetine kavuşmuştur. Onun vefatı, bütün sevenlerini olduğu gibi bendenizi de ziyadesiyle üzmüştür. Ama ne var ki; Yüce Allah'ın takdir ettiği ecel, bütün hesapların ve beklentilerin üstündedir. Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'de; "Allah'ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur O, süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim, dünyanın yararını (sevabını) isterse, ona ondan veririz kim ahiret sevabını isterse, ona da ondan veririz Biz, şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz" (ÂL-İ İMRÂN SÛRESİ-3/145) "Allah, kendi eceli gelmiş bulunan hiçbir kimseyi kesinlikle ertelemez Allah, yaptıklarınızdan haberdârdır" (MÜNÂFİKÛN SÛRESİ-63/11) buyurularak, ölüm gerçeği bizlere en açık bir şekilde haber verilmiştir. Rahmetli Süleyman Hocamız, İngiltere'deki doktora çalışmalarından döndüğünde bendeniz de O zaman ODTÜ Gaziantep Kampüsü Makine Mühendisliği Mekanik Atölyesinde eğitim teknisyenliği görevinde bulunuyordum. Rahmetli Süleyman Hoca, gayet sevecen tavırlarıyla gerek personel, gerekse de öğrenci, hemen herkesin hayranlık duyduğu bir kişiliğe sahipti. Ders dışında, mesai içindeki bütün zamanlarını atölyede geçirir, sürekli araştırmalar yapar, bıkmadan usanmadan herkese fikirlerini açıklamaktan zevk duyardı. Hiçbir davranışında ilim ve ahlak etiğinden taviz vermez, gerek öğrencilerin, gerekse de personelin eğitimine çok önem verirdi. Onun döneminde Makine Mühendisliği Bölümü "altın dönemini yaşamıştır" desek, abartmış olmayız. O sürekli yenilikler peşinde olmuş, her türlü olumsuzluklara rağmen yeni laboratuarlar, sanayici-üniversite yakınlaşması, ısıl işlem ve benzeri çalışmalarda başarılar sağlamıştır. Öğrenciler arasında asla ayrımcılık yapmaz, onların başarılı olmalarını sağlamak, azimlerini artırmak ve haksızlığa uğramamaları için ; "rakibini tuş eden pehlivan gibi olun, o zaman kimse sizin puanınızı kıramaz, kimse hakkınızı gasp edemez, çok çalışın, çok" tavsiyesinde bulunurdu.Onunla samimi duygular içerisinde dostluklarımız vardı. İnancı bütün bir insandı. Vatanını, dinini, canından aziz bilirdi. Gerek personelin, gerek öğrencilerin ibadet konusunda, çektikleri sıkıntıları azaltmak için elinden gelen gayreti esirgemezdi. O zamanları hatırlayan dostlar hatırlayacaktır. Namaz kılmak için merdiven altlarını kullanan öğrenciler engellenir, hususi çöplük haline getirilir, daha da ileri giderek, merdiven altları duvarlarla örülürdü. Bu durumları ancak kendisi ile konuşup çareler arardık. Kendisinin hamiliği ile kendi soyunma odamızı birkaç kişinin namaz kılmasına uygun hale getirdik. Adının önünde koca koca ünvanlar bulunan bazı inanç ve akıl fukaraları, soyunma odamıza dahi baskınlar düzenler, adeta öğrenci avına çıkarlardı. Bir gün durumu kendisine aktardım. Ne de olsa memur olduğumuzdan biraz çekiniyorduk. Bana söylediği şu ifadeyi asla unutamam; "Bana bak Uğurcuğum, siz madem kendi soyunma odanızı bu hale getirdiniz. Size engel olmak isteyen olursa gel bana, gerekeni yaparız" diyerek haklı olan mücadelelerin her zaman yanında olduğunu göstermiştir. Onun gayretleri sayesinde öncelikle bölümlerde kısmi mescitler, sonra elektrik bölümünde genel bir mescit tahsis edilmiş, üniversiteye cami yapılması fikri onun gayretleri sayesinde oluşmuştur. Onu Gaziantep'teki hizmet yıllarında anlayan olmuştur, olmamıştır..! Herkes kendi yaptığının karşılığını mutlaka huzur-u mahşerde bulacaktır. Onun hizmetleri anlatılmakla bitmez? Takdirini yüce Allah'a bırakıp, biz kendimize düşen görevi yerine getirelim. Rahmetli Hocamızı, Rabbim bizden sorunca, bizim cevabımız hazır; "Biz Onu iyi bilirdik" Mekanın cennet olsun Süleyman Hocam?. Sizler de Onu Fatihalar ve dualarla yad ediniz ki akıbetiniz hayrola?.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Zekât vermeyenleri bekleyen tehlikeler / 24.03.2025
- Zekat verenler kurtuluşa ermiştir / 23.03.2025