Her Cumartesi bir ilimizde ses veren Sayın Prof. Dr. Haydar Baş, geçtiğimiz Cumartesi Konya’da Mevlana atmosferi içinde, yine kahramanları andı. Atatürk ve Cumhuriyet dedi ve ülkenin bölünmez bütünlüğü için BTP başkanı olarak elinden gelen bütün deneyimleri yansıtarak yüzlerce Konyalının bulunduğu salonda alkışlar arasında Rusya Federasyonu’nun kendi ilkelerini anlatması için davetini açıkladı.
Bu ilkeler ülkenin kalkınmasında büyük rol oynayan projelerle dolu olduğu için, ben dedi; “beklerdim ki, beni ülkemizin Başbakanı çağırsın ve bu kalkınma projelerini dinleyerek hayata geçirsin. Ama ne yazık ki bu fırsatı Rusya devleti değerlendirdi. Ben ve arkadaşlarımı 27 Şubat 2013 tarihinde Rusya’ya davet ederek, Rusya parlamentosunda projelerime dikkat çekecekleri görüntüsünü yansıtmış oldular.”
Salonda alkışlar ve ayakta tezahürat devam ederken Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’a verilen Mevlana plaketi, cübbesi ve başlığı ona duygu dolu anlar yaşattı…
“Sevgili hemşerilerim” dedi. “Sizden tek şey bekliyorum, bu ülkenin refah seviyesinin şayet yükselmesini istiyorsanız, sandık başına giderken vicdanınızın sesini ve ülkenin geleceğini düşününüz. Ben Haydar Baş olarak, her güçlüğün üstesinden geleceğimin heyecanını yaşamaktayım. Sizler de bana söz veriniz ve bana inanınız.”
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş konuşma kürsüsünü terk ederken bütün salon onu ayakta alkışlıyor, o ise mütevazı ve ağır başlı görüntüsü içinde, ülkeye ışık veriyordu. Bu ışığı bütün ülke almalı ve Türkiye’nin her ilinde her hafta gündeme taşınan bu olay izlenmelidir.
Ne yazık ki, bu muhteşem görüntüler, MELTEM televizyonunun dışında hiçbir basın organında yer almıyor ve o güzel haftanın fotoğrafları sadece etrafına yansıyordu. Halbuki, ülkenin içinde bulunduğu tablo karanlıktı. Apo ve İmralı vardı. Şehitler ve gaziler artık planın arkasındaydı. Varsa da, yoksa da Apo ve PKK için çözüm üretmekti…
Elbette silahlar susmalı ama devlet taviz vermeden, özür dilemeden taşlar yerine oturtulmalıydı. Bu sürecin sonunda ülke refah seviyesini yakalamalı, işsizlik ve adalet duyguları kanunlar çerçevesinde işlemeliydi…
Tüm bunlar yapılmadan içinde bulunduğumuz ağır şartları bir Anayasa reformu içinde mutlaka Başkanlığa bağlarsak, Türklüğü ve demokrasiyi askıya alırsak elbette yarınki nesillere geldiğimiz noktayı anlatamayız.
İşte, bu düşüncelerden yola çıkarak sayın hemşerim Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi ile birlikte yol alan Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ı izliyor, şayet izlemeyenler varsa onlara da izlemelerini tavsiye ediyorum.
Bu ülke hepimizin olduğu için yarınların daha parlak, daha güneşli olacağına inanıyorum…
Bir başka Prof. Dr. Haydar Baş programında buluşmak üzere hoşça kalınız…
Bu ilkeler ülkenin kalkınmasında büyük rol oynayan projelerle dolu olduğu için, ben dedi; “beklerdim ki, beni ülkemizin Başbakanı çağırsın ve bu kalkınma projelerini dinleyerek hayata geçirsin. Ama ne yazık ki bu fırsatı Rusya devleti değerlendirdi. Ben ve arkadaşlarımı 27 Şubat 2013 tarihinde Rusya’ya davet ederek, Rusya parlamentosunda projelerime dikkat çekecekleri görüntüsünü yansıtmış oldular.”
Salonda alkışlar ve ayakta tezahürat devam ederken Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’a verilen Mevlana plaketi, cübbesi ve başlığı ona duygu dolu anlar yaşattı…
“Sevgili hemşerilerim” dedi. “Sizden tek şey bekliyorum, bu ülkenin refah seviyesinin şayet yükselmesini istiyorsanız, sandık başına giderken vicdanınızın sesini ve ülkenin geleceğini düşününüz. Ben Haydar Baş olarak, her güçlüğün üstesinden geleceğimin heyecanını yaşamaktayım. Sizler de bana söz veriniz ve bana inanınız.”
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş konuşma kürsüsünü terk ederken bütün salon onu ayakta alkışlıyor, o ise mütevazı ve ağır başlı görüntüsü içinde, ülkeye ışık veriyordu. Bu ışığı bütün ülke almalı ve Türkiye’nin her ilinde her hafta gündeme taşınan bu olay izlenmelidir.
Ne yazık ki, bu muhteşem görüntüler, MELTEM televizyonunun dışında hiçbir basın organında yer almıyor ve o güzel haftanın fotoğrafları sadece etrafına yansıyordu. Halbuki, ülkenin içinde bulunduğu tablo karanlıktı. Apo ve İmralı vardı. Şehitler ve gaziler artık planın arkasındaydı. Varsa da, yoksa da Apo ve PKK için çözüm üretmekti…
Elbette silahlar susmalı ama devlet taviz vermeden, özür dilemeden taşlar yerine oturtulmalıydı. Bu sürecin sonunda ülke refah seviyesini yakalamalı, işsizlik ve adalet duyguları kanunlar çerçevesinde işlemeliydi…
Tüm bunlar yapılmadan içinde bulunduğumuz ağır şartları bir Anayasa reformu içinde mutlaka Başkanlığa bağlarsak, Türklüğü ve demokrasiyi askıya alırsak elbette yarınki nesillere geldiğimiz noktayı anlatamayız.
İşte, bu düşüncelerden yola çıkarak sayın hemşerim Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi ile birlikte yol alan Sayın Prof. Dr. Haydar Baş’ı izliyor, şayet izlemeyenler varsa onlara da izlemelerini tavsiye ediyorum.
Bu ülke hepimizin olduğu için yarınların daha parlak, daha güneşli olacağına inanıyorum…
Bir başka Prof. Dr. Haydar Baş programında buluşmak üzere hoşça kalınız…
Nejat Taşkın / diğer yazıları
- Bursa'dan yükselen sese kulak verin / 02.01.2014
- Prof. Dr. Haydar Baş Kıbrıs'tan sesleniyor / 06.11.2013
- Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ı kutluyoruz / 01.06.2013
- Kayseri'den ses veren görüntüler... / 19.04.2013
- İzmir'in efeleri Prof. Dr. Haydar Baş dedi... / 13.04.2013
- Prof. Dr. Haydar Baş işte Ankara dedi ve ses verdi / 24.03.2013
- Samsun'da yeni bir güneş doğdu / 13.03.2013
- Milli Ekonomi Modeli ve Rusya'da Prof. Dr. Haydar Baş... / 07.03.2013
- Prof. Dr. Haydar Baş’ın Konya mesajları / 22.02.2013
- Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Gaziantep ilinden müjdeler verdi / 13.02.2013
- Prof. Dr. Haydar Baş Kıbrıs'tan sesleniyor / 06.11.2013
- Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ı kutluyoruz / 01.06.2013
- Kayseri'den ses veren görüntüler... / 19.04.2013
- İzmir'in efeleri Prof. Dr. Haydar Baş dedi... / 13.04.2013
- Prof. Dr. Haydar Baş işte Ankara dedi ve ses verdi / 24.03.2013
- Samsun'da yeni bir güneş doğdu / 13.03.2013
- Milli Ekonomi Modeli ve Rusya'da Prof. Dr. Haydar Baş... / 07.03.2013
- Prof. Dr. Haydar Baş’ın Konya mesajları / 22.02.2013
- Sayın Prof. Dr. Haydar Baş Gaziantep ilinden müjdeler verdi / 13.02.2013