Beni bir arkadaşım 4 -5 yıl önce başka bir arkadaş grubuna tanıtırken, "Bu hocamız da Prof. Dr. Haydar Bey'in televizyonlarında program yapıyor onların siyasal bilimsel toplantılarına katılıyor" diye tanıtmıştı. Biraz hoşbeşten sonra Fethullah cemaatinden olduklarını öğrendiğim bu kişilerin benim ve hocam hakkında arkamızdan “bunlar solculardan daha tehlikeli insanlar” diye bahsetmiş. Arkadaşım da bana bunu iletmişti.
Ben de niçin böyle düşünüyorlar diye beyin fırtınası yaptım. Evet dedim onlar için daha tehlikeliyiz. Ancak niye diye sorarsam onların iç niyetlerini ve ne yaptıklarını kime hizmet ettiklerini diyalog programları ile çok iyi biliyor ve Türk milletini bunlara karşı uyarıyoruz da ondan demiştim.
Bu grubun dinlerarası diyalog yoluyla ülkemizdeki gençlerin akıllarını zihinlerini beyinlerini yıkayıp ‘ılımlı İslam’ anlayışıyla batılının ve ABD'nin istediği şeklen Müslüman ancak fikren ve zihnen haçlının ve Yahudi’nin uşağı olan bir gençlik yaratmak istediğinden bahsettim.
Bu gerçekleri Hocamız Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve O’na destek veren basın ve televizyonlarda bu gerçekleri anlattığını O’nun deyimi ile “insanımızı ve milletimizi ayıktırdığı” için sevmezler dedim. Ancak bu zamana kadar hocamız ve O’nu sevenlerine karşı daima saldırılar, iftiralar, baskılar, karalamaların devam ettiğini ve son zamanlarda çok arttığını görüyoruz. Bunun da dinlerarası diyalog ılımlı İslam modelini tavsiye eden F tipi cemaat dışında hapisten yeni çıkan sözde dindar gruplardan gelmesi manidardır.
Burada niçin hocamız hedef gösterilmiştir?
1- Hocamızın Milli Ekonomi Modeli ile milli duruşudur. Buna göre Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının yabancıların ve düşmanların eline geçmesini engelleyen tüm dünya milletlerine örnek olan projesidir. Bu durum iktidarlarını ve ikballerini ülkemizi satmak ve bölmek üzere kurmuş olanların en çok korktuğu şeydir.
2- Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür diyerek dinlerarası diyaloga karşı çıkmasıdır. Ülkemiz gençlerine Kuran’da yüce Allah'ın dediği gibi "Allah katında tek hak din İslam’dır" anlayışına hâkim olması için çalışması “Müminler ancak birbirlerinin kardeşidir” hadisine uygun olarak milli ve dini birlik ve beraberliği savunmasıdır.
3- Tüm İslam ülkelerini bölmeyi amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi’nin esasında büyük İsrail projesi olduğunu açıklayarak vatandaşımızı ve İslam âlemini uyarmasıdır. Bunun sonucu uygulanan ve bilerek Arap Baharı şeklinde ortaya konan isyanlar katliamlar ve yağmaların o ülkelerin işine değil, Haçlı-Siyonist ülkelerin işine geldiğini anlatmasıdır.
4- Ülkemizde oynanan Türk-Kürt çatışması ve ayrışmasının önlenmesi için Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık Maaşı projesi ile tüm vatandaşlarımızı bu ülkenin evladı olmaktan gurur duyması ve refah içinde yaşaması projesidir. Bu ayrışmaya en iyi panzehir olup bölücülerin işine gelmeyen bir durumdur.
5- Türk-Kürt ayrımı dışında tezgâhlanan 2. ayrıştırma projesi Türklerin Alevi-Sünni ayrışmasına götürmek isteyen tehlikeyi görüp 2-3 yıldır Ehl-i Beyt sevdası ve toplantılarıyla ortaya çıkması bu görüşler arasında imani ve itikadi olarak fark olmadığını ortaya koymasıdır.
6- Vatanın bağımsızlığı için kanını, canını ortaya koyan milli kahramanlara sahip çıkan ve bunları insanımıza hatırlatan toplantılar yaparak "Eğer uğrunda ölen varsa toprak vatandır" diyerek ülkenin satılmasına bölünmesine karşı çıkmasıdır.
7- Haçlı-Siyonist ittifakı ile başlatılan Büyük Ortadoğu Projesi’ne AKP hükümetinin Suriye'deki isyancılara verdiği desteğin yanlış olduğunu ortaya koymasıdır. Bunun sonucunda esasında isyancı Özgür Suriye Ordusu’nun Yezid, ülkesini milletini savunan Beşar Esad'ın ise Hz. Hüseyin’in rolünde olduğunu belirtmesidir.
Ben de niçin böyle düşünüyorlar diye beyin fırtınası yaptım. Evet dedim onlar için daha tehlikeliyiz. Ancak niye diye sorarsam onların iç niyetlerini ve ne yaptıklarını kime hizmet ettiklerini diyalog programları ile çok iyi biliyor ve Türk milletini bunlara karşı uyarıyoruz da ondan demiştim.
Bu grubun dinlerarası diyalog yoluyla ülkemizdeki gençlerin akıllarını zihinlerini beyinlerini yıkayıp ‘ılımlı İslam’ anlayışıyla batılının ve ABD'nin istediği şeklen Müslüman ancak fikren ve zihnen haçlının ve Yahudi’nin uşağı olan bir gençlik yaratmak istediğinden bahsettim.
Bu gerçekleri Hocamız Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve O’na destek veren basın ve televizyonlarda bu gerçekleri anlattığını O’nun deyimi ile “insanımızı ve milletimizi ayıktırdığı” için sevmezler dedim. Ancak bu zamana kadar hocamız ve O’nu sevenlerine karşı daima saldırılar, iftiralar, baskılar, karalamaların devam ettiğini ve son zamanlarda çok arttığını görüyoruz. Bunun da dinlerarası diyalog ılımlı İslam modelini tavsiye eden F tipi cemaat dışında hapisten yeni çıkan sözde dindar gruplardan gelmesi manidardır.
Burada niçin hocamız hedef gösterilmiştir?
1- Hocamızın Milli Ekonomi Modeli ile milli duruşudur. Buna göre Türkiye'nin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının yabancıların ve düşmanların eline geçmesini engelleyen tüm dünya milletlerine örnek olan projesidir. Bu durum iktidarlarını ve ikballerini ülkemizi satmak ve bölmek üzere kurmuş olanların en çok korktuğu şeydir.
2- Dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzdür diyerek dinlerarası diyaloga karşı çıkmasıdır. Ülkemiz gençlerine Kuran’da yüce Allah'ın dediği gibi "Allah katında tek hak din İslam’dır" anlayışına hâkim olması için çalışması “Müminler ancak birbirlerinin kardeşidir” hadisine uygun olarak milli ve dini birlik ve beraberliği savunmasıdır.
3- Tüm İslam ülkelerini bölmeyi amaçlayan Büyük Ortadoğu Projesi’nin esasında büyük İsrail projesi olduğunu açıklayarak vatandaşımızı ve İslam âlemini uyarmasıdır. Bunun sonucu uygulanan ve bilerek Arap Baharı şeklinde ortaya konan isyanlar katliamlar ve yağmaların o ülkelerin işine değil, Haçlı-Siyonist ülkelerin işine geldiğini anlatmasıdır.
4- Ülkemizde oynanan Türk-Kürt çatışması ve ayrışmasının önlenmesi için Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlık Maaşı projesi ile tüm vatandaşlarımızı bu ülkenin evladı olmaktan gurur duyması ve refah içinde yaşaması projesidir. Bu ayrışmaya en iyi panzehir olup bölücülerin işine gelmeyen bir durumdur.
5- Türk-Kürt ayrımı dışında tezgâhlanan 2. ayrıştırma projesi Türklerin Alevi-Sünni ayrışmasına götürmek isteyen tehlikeyi görüp 2-3 yıldır Ehl-i Beyt sevdası ve toplantılarıyla ortaya çıkması bu görüşler arasında imani ve itikadi olarak fark olmadığını ortaya koymasıdır.
6- Vatanın bağımsızlığı için kanını, canını ortaya koyan milli kahramanlara sahip çıkan ve bunları insanımıza hatırlatan toplantılar yaparak "Eğer uğrunda ölen varsa toprak vatandır" diyerek ülkenin satılmasına bölünmesine karşı çıkmasıdır.
7- Haçlı-Siyonist ittifakı ile başlatılan Büyük Ortadoğu Projesi’ne AKP hükümetinin Suriye'deki isyancılara verdiği desteğin yanlış olduğunu ortaya koymasıdır. Bunun sonucunda esasında isyancı Özgür Suriye Ordusu’nun Yezid, ülkesini milletini savunan Beşar Esad'ın ise Hz. Hüseyin’in rolünde olduğunu belirtmesidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Hidayet Sarı / diğer yazıları
- Türkiye’de hekime şiddetin nedenleri / 25.05.2021
- Türk toplumunda psikososyal sorunların nedenleri / 24.05.2021
- Tek kişilik akıl mı ortak akıl mı? / 22.05.2021
- Şımartılmış Hasta Sendromu ve sağlık çalışanlarına şiddet / 21.05.2021
- Covid-19 salgını ile artan sorun: Kadına şiddet, aile içi şiddet / 27.03.2021
- 8 Mart Kadınlar Günü’nde kadına şiddet! / 10.03.2021
- Sağlıkta dönüşümün bedeli - sağlık israfı - sağlık iflası / 07.03.2021
- Türk milleti neden mutsuz! / 05.03.2021
- 'İnandığın yolda yürü' / 02.03.2021
- Sağlık alanında kötü gidişat ve defansif tıp / 22.02.2021
- Türk toplumunda psikososyal sorunların nedenleri / 24.05.2021
- Tek kişilik akıl mı ortak akıl mı? / 22.05.2021
- Şımartılmış Hasta Sendromu ve sağlık çalışanlarına şiddet / 21.05.2021
- Covid-19 salgını ile artan sorun: Kadına şiddet, aile içi şiddet / 27.03.2021
- 8 Mart Kadınlar Günü’nde kadına şiddet! / 10.03.2021
- Sağlıkta dönüşümün bedeli - sağlık israfı - sağlık iflası / 07.03.2021
- Türk milleti neden mutsuz! / 05.03.2021
- 'İnandığın yolda yürü' / 02.03.2021
- Sağlık alanında kötü gidişat ve defansif tıp / 22.02.2021