'Covid-19 salgını ile artan sorun: Kadına şiddet, aile içi şiddet' seslendirme dosyası:
Yaklaşık bir yıldır devam eden Covid-19 salgını tüm dünyayı ve özellikle ülkemizin insanını bedensel, ruhsal ve toplumsal olarak çok derinden etkiledi ve artan bir şekilde etkilemeye devam ediyor. Bu ve benzeri krizlere göre senaryo planı hazır olan milletler ve devletler halkına verdiği sağlık, ekonomik ve sosyal destekle problemi daha rahat atlatmaktadırlar. Bu krizleri düşünmeden, plan yapmadan ve hazırlık yapmadan şu anda olduğu gibi günü birlik yaşayan, tasarruf ve üretim yapmayan toplumlar ve ülkeler büyük sıkıntı çekmektedirler.
Ülkemizde ekonomi %9.5 gerilemiş, işyerleri kapanmış, istihdam oranı azalmış, başta umudumuz olan gençlerde en fazla olmak üzere gerçek işsizlik büyük oranda artmıştır. Açlık, yoksulluk, çaresizlik, gelecek ve yaşam kaygısı giderek artan sosyal sorun haline gelmiştir.
Covid-19 enfeksiyonu ile yaşadığımız bir diğer sorun ise özellikle 65 yaş üstü vatandaşlarımız başta olmak üzere her kesimin evden çıkamamasıdır. Bu durum başta sağlık olmak üzere ekonomik ve sosyal sorunu beraber getirmiştir. Evde kal, sağlıklı kal veya hayat eve sığar (HES) nereye kadar sürecektir?
Evde kalmak sadece tüketim demektir. Başta gıda ve su olmak üzere, elektrik, doğal gaz, telefon gibi pek çok etkene ihtiyacınız evde artarak devam etmektedir. Vatandaşın da söylediği gibi; Covid'den ölüm: %2-3, ancak açlıktan ölüm: %100'dür.
İşsizlik, açlık ve yoksulluk toplumsal ve sosyal huzuru bozan en büyük etkendir. Eve ekmek götürememek Türk erkeğinin en büyük korkusudur. Akşam eve geldiğinde "ne biçim erkeksin halen iş bulamadın mı? Eve ekmek getiremedin mi?" demek onu en çok çıldırtan sözlerdir. Covid salgını aile üyelerini ev içine kapatıp hapsederken, akrabalardan, dostlardan ve komşulardan uzaklaştırmıştır. Bu durumda aile üyeleri tabir yerinde ise 4 duvar arasında yakın temas, aile içi huzursuzluk ve şiddeti arttırmıştır. Nitekim bu salgın sırasında aile içi şiddet taciz hatta tecavüz olayları çok artmış, boşanmalar çok yükselmiştir. Çin'de pandemi süresinde aile içi şiddet öncesine göre 3 kat artarken, Avrupa'da ortalama %25-30 oranında, ABD'de %20, Kolombiya'da %91, Meksika'da %60 artmıştır.
Covid-19 sürecinde aile içi şiddetin arttığı saptanmıştır. Sosyo politika saha araştırmaları merkezinin 3-8 Nisan 2020 tarihinde 18 ilde 1873 kadında yaptığı anket çalışmasında karantina sürecinde kadına yönelik şiddetin %27.8 oranında olduğu belirlenmiştir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Mart 2020'de 29 kadın cinayeti olduğunu belirlemiştir. İstanbul'da 2019 Mart ayında bin 804 kadına şiddet vakası saptanırken 2020 Mart ayında 2 bin 493 kadına şiddet olayı gerçekleşmiştir. Bu gidişat yönünden %38.2'lik şiddet artışını göstermektedir.
Kadına yönelik şiddet hem insan hakları ihlali hem de fiziksel olarak erkeğe göre zayıf olan kadınlara yönelik cinsiyetle ilişkili bir negatif yaklaşımın sonucudur. Genellikle ekonomik, sosyal ve ruhsal sıkıntılı dönemlerde kadına yönelik şiddetin arttığı saptanmıştır. Bu durumlarda daha fazla ekonomik ve sosyal stresle karşılaşmada erkek eşin bu sorunları baş etmede yetersiz kalması durumunda kadın eşe şiddet uygulamak için bir risk yaratmaktadır.
Genellikle erkekler şiddet uygularken kadınlar şiddete maruz kalmaktadır. Sosyo ekonomik seviyesinin düşük olması, sosyal desteğin yetersiz olması, düşük eğitim seviyesi, psikolojik sorunlar, alkol bağımlılığı, işsizlik, ekonomik bağımsızlığın olmaması, çiftlerin genç olması gibi etkenler kadına şiddet riskini arttırmaktadır.
Covid-19 pandemisinde zorunlu olarak evden çıkamamak aile içi ilişkilerde gerginlik ve bozulmaya sebep olmaktadır. Ev içinde uzun süre kalmak ve sosyal izolasyon insanlarda korku, kaygı, baskı hisleri gelişimi sonucu alkol, ilaç kullanımı artışı, aile içi şiddet, travma sonrası stres bozukluğu ve hatta intihara meyil artmaktadır.
Pandemi sürecinde aile üyelerinin sürekli evde aynı ortamda kalmaları, ekonomik zorlanma, pandeminin stresi ve korkusu şiddette belirgin bir artışa neden olmaktadır. Zorunlu olarak tüm aile üyelerini evde kalması ev kadınlarının ev ortamını daraltmakta ve kadının yemek, temizlik gibi iş yükünü arttırmaktadır. Evde kalan erkeğe ise gerek otorite, gerekse kontrol etme isteği ile baskı ortamı yaratması imkanı ortaya çıkmıştır. Erkek eşin ev ekonomisini kontrol altına almak için katı maddi tutum içinde olması eşler arasında gerginliğe sebep olmaktadır.
Peki pandemi süresince aile ve toplum huzuru için ne yapılabilir?
1. Öncelikle sakin olmak serin kanlılıkla ailece bu salgın ve evde kalma sürecini nasıl hep birlikte ve yardımlaşarak atlatabiliriz diye düşünmek ve plan yapmak gerekir.
2. Aile üyelerinin bu zor zamanda görev dağılımı yaparak bunun aşılabileceği düşüncesi , duygusu ve davranışını daima akılda tutmak,zıtlaşma değil fedakarlık ve yardımlaşmayı prensip edinmesi gerekir.
3. Erkek eşlerin bu dönemde kadınlara ev işlerinde elinden geldiği oranda yardımcı olması uygundur. (Bilmediği işlere karışmasın tabi.)
4. Çocukların da ev işlerinde yardımcı olması hem yetişkinliğe hazırlık ve hem de yararlı meşguliyet yönünden çok faydalı olacaktır.
5. Ev içinde sanki okula veya işe gider gibi sabah erken kalkıp spor yapmak, müzik ve resim yapmak, kitap okumak, yazı, şiir yazmak gibi hobiler edinmek sıkıntı, kaygı ve korkuyu gidermede ilaçsız tedavi olarak kabul edilmelidir.
6. Pandemi süresince günleri, haftaları, ayları, hatta yılları nasıl geçireceğinizi, neler yapacağınızı ister ajanda defterine ister tablete yazarak planlamak ve bunları tam uygulamak için zorlamak sizi disipline edecektir.
7. Aile, akraba ve arkadaşlarla görüntülü konuşma ve sohbetlerde bulunulması sizi yalnız ve çaresiz hissetmekten kurtaracaktır.
8. Sanki işe gidiyor gibi zamanında kalkıp erken kahvaltı etmek, günü ev içinde iş yaparak, spor yaparak aktif geçirmek ve gece zamanında en geç 12.00'de yatıp sabah saat 7-8 gibi erken kalkmak vücut biyolojik saatinizin iyi çalışması için çok önemlidir.
9. Erkek ve kadın eşin hatta ailenin tüm üyelerinin birbirini nasıl sevdiğini, saydığını önemsediğini ve kendisine ihtiyacı olduğunun konuşulması ve anlatılması aile bağlarının kuvvetlenmesi ve kenetlenmesi için yararlı olacaktır
10. Pandemi süresince aile üyelerinin aile ekonomisine ne gibi katkıda ve tasarrufta bulunabileceğinin konuşulması tüm aile üyelerinin bu yükü paylaşıp erkek eş yani babanın omuzlarındaki yükün bir nebze hafiflemesine sebep olacağı gibi ailenin bütün fertlerinin yanında olması nedeni ruhsal rahatlamasına yol açacaktır.
Sonuç olarak sıkıntılara karşı ailece ve ülkece birbirimize kenetlenerek çalışarak, destek olarak mücadele edersek; biz şartlara değil, şartlar bize teslim olur, diyerek aile içi şiddet değil, aile içi dostluk kazanır.
Ülkemizde ekonomi %9.5 gerilemiş, işyerleri kapanmış, istihdam oranı azalmış, başta umudumuz olan gençlerde en fazla olmak üzere gerçek işsizlik büyük oranda artmıştır. Açlık, yoksulluk, çaresizlik, gelecek ve yaşam kaygısı giderek artan sosyal sorun haline gelmiştir.
Covid-19 enfeksiyonu ile yaşadığımız bir diğer sorun ise özellikle 65 yaş üstü vatandaşlarımız başta olmak üzere her kesimin evden çıkamamasıdır. Bu durum başta sağlık olmak üzere ekonomik ve sosyal sorunu beraber getirmiştir. Evde kal, sağlıklı kal veya hayat eve sığar (HES) nereye kadar sürecektir?
Evde kalmak sadece tüketim demektir. Başta gıda ve su olmak üzere, elektrik, doğal gaz, telefon gibi pek çok etkene ihtiyacınız evde artarak devam etmektedir. Vatandaşın da söylediği gibi; Covid'den ölüm: %2-3, ancak açlıktan ölüm: %100'dür.
İşsizlik, açlık ve yoksulluk toplumsal ve sosyal huzuru bozan en büyük etkendir. Eve ekmek götürememek Türk erkeğinin en büyük korkusudur. Akşam eve geldiğinde "ne biçim erkeksin halen iş bulamadın mı? Eve ekmek getiremedin mi?" demek onu en çok çıldırtan sözlerdir. Covid salgını aile üyelerini ev içine kapatıp hapsederken, akrabalardan, dostlardan ve komşulardan uzaklaştırmıştır. Bu durumda aile üyeleri tabir yerinde ise 4 duvar arasında yakın temas, aile içi huzursuzluk ve şiddeti arttırmıştır. Nitekim bu salgın sırasında aile içi şiddet taciz hatta tecavüz olayları çok artmış, boşanmalar çok yükselmiştir. Çin'de pandemi süresinde aile içi şiddet öncesine göre 3 kat artarken, Avrupa'da ortalama %25-30 oranında, ABD'de %20, Kolombiya'da %91, Meksika'da %60 artmıştır.
Covid-19 sürecinde aile içi şiddetin arttığı saptanmıştır. Sosyo politika saha araştırmaları merkezinin 3-8 Nisan 2020 tarihinde 18 ilde 1873 kadında yaptığı anket çalışmasında karantina sürecinde kadına yönelik şiddetin %27.8 oranında olduğu belirlenmiştir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Mart 2020'de 29 kadın cinayeti olduğunu belirlemiştir. İstanbul'da 2019 Mart ayında bin 804 kadına şiddet vakası saptanırken 2020 Mart ayında 2 bin 493 kadına şiddet olayı gerçekleşmiştir. Bu gidişat yönünden %38.2'lik şiddet artışını göstermektedir.
Kadına yönelik şiddet hem insan hakları ihlali hem de fiziksel olarak erkeğe göre zayıf olan kadınlara yönelik cinsiyetle ilişkili bir negatif yaklaşımın sonucudur. Genellikle ekonomik, sosyal ve ruhsal sıkıntılı dönemlerde kadına yönelik şiddetin arttığı saptanmıştır. Bu durumlarda daha fazla ekonomik ve sosyal stresle karşılaşmada erkek eşin bu sorunları baş etmede yetersiz kalması durumunda kadın eşe şiddet uygulamak için bir risk yaratmaktadır.
Genellikle erkekler şiddet uygularken kadınlar şiddete maruz kalmaktadır. Sosyo ekonomik seviyesinin düşük olması, sosyal desteğin yetersiz olması, düşük eğitim seviyesi, psikolojik sorunlar, alkol bağımlılığı, işsizlik, ekonomik bağımsızlığın olmaması, çiftlerin genç olması gibi etkenler kadına şiddet riskini arttırmaktadır.
Covid-19 pandemisinde zorunlu olarak evden çıkamamak aile içi ilişkilerde gerginlik ve bozulmaya sebep olmaktadır. Ev içinde uzun süre kalmak ve sosyal izolasyon insanlarda korku, kaygı, baskı hisleri gelişimi sonucu alkol, ilaç kullanımı artışı, aile içi şiddet, travma sonrası stres bozukluğu ve hatta intihara meyil artmaktadır.
Pandemi sürecinde aile üyelerinin sürekli evde aynı ortamda kalmaları, ekonomik zorlanma, pandeminin stresi ve korkusu şiddette belirgin bir artışa neden olmaktadır. Zorunlu olarak tüm aile üyelerini evde kalması ev kadınlarının ev ortamını daraltmakta ve kadının yemek, temizlik gibi iş yükünü arttırmaktadır. Evde kalan erkeğe ise gerek otorite, gerekse kontrol etme isteği ile baskı ortamı yaratması imkanı ortaya çıkmıştır. Erkek eşin ev ekonomisini kontrol altına almak için katı maddi tutum içinde olması eşler arasında gerginliğe sebep olmaktadır.
Peki pandemi süresince aile ve toplum huzuru için ne yapılabilir?
1. Öncelikle sakin olmak serin kanlılıkla ailece bu salgın ve evde kalma sürecini nasıl hep birlikte ve yardımlaşarak atlatabiliriz diye düşünmek ve plan yapmak gerekir.
2. Aile üyelerinin bu zor zamanda görev dağılımı yaparak bunun aşılabileceği düşüncesi , duygusu ve davranışını daima akılda tutmak,zıtlaşma değil fedakarlık ve yardımlaşmayı prensip edinmesi gerekir.
3. Erkek eşlerin bu dönemde kadınlara ev işlerinde elinden geldiği oranda yardımcı olması uygundur. (Bilmediği işlere karışmasın tabi.)
4. Çocukların da ev işlerinde yardımcı olması hem yetişkinliğe hazırlık ve hem de yararlı meşguliyet yönünden çok faydalı olacaktır.
5. Ev içinde sanki okula veya işe gider gibi sabah erken kalkıp spor yapmak, müzik ve resim yapmak, kitap okumak, yazı, şiir yazmak gibi hobiler edinmek sıkıntı, kaygı ve korkuyu gidermede ilaçsız tedavi olarak kabul edilmelidir.
6. Pandemi süresince günleri, haftaları, ayları, hatta yılları nasıl geçireceğinizi, neler yapacağınızı ister ajanda defterine ister tablete yazarak planlamak ve bunları tam uygulamak için zorlamak sizi disipline edecektir.
7. Aile, akraba ve arkadaşlarla görüntülü konuşma ve sohbetlerde bulunulması sizi yalnız ve çaresiz hissetmekten kurtaracaktır.
8. Sanki işe gidiyor gibi zamanında kalkıp erken kahvaltı etmek, günü ev içinde iş yaparak, spor yaparak aktif geçirmek ve gece zamanında en geç 12.00'de yatıp sabah saat 7-8 gibi erken kalkmak vücut biyolojik saatinizin iyi çalışması için çok önemlidir.
9. Erkek ve kadın eşin hatta ailenin tüm üyelerinin birbirini nasıl sevdiğini, saydığını önemsediğini ve kendisine ihtiyacı olduğunun konuşulması ve anlatılması aile bağlarının kuvvetlenmesi ve kenetlenmesi için yararlı olacaktır
10. Pandemi süresince aile üyelerinin aile ekonomisine ne gibi katkıda ve tasarrufta bulunabileceğinin konuşulması tüm aile üyelerinin bu yükü paylaşıp erkek eş yani babanın omuzlarındaki yükün bir nebze hafiflemesine sebep olacağı gibi ailenin bütün fertlerinin yanında olması nedeni ruhsal rahatlamasına yol açacaktır.
Sonuç olarak sıkıntılara karşı ailece ve ülkece birbirimize kenetlenerek çalışarak, destek olarak mücadele edersek; biz şartlara değil, şartlar bize teslim olur, diyerek aile içi şiddet değil, aile içi dostluk kazanır.
Prof. Dr. Hidayet Sarı / diğer yazıları
- Türkiye’de hekime şiddetin nedenleri / 25.05.2021
- Türk toplumunda psikososyal sorunların nedenleri / 24.05.2021
- Tek kişilik akıl mı ortak akıl mı? / 22.05.2021
- Şımartılmış Hasta Sendromu ve sağlık çalışanlarına şiddet / 21.05.2021
- Covid-19 salgını ile artan sorun: Kadına şiddet, aile içi şiddet / 27.03.2021
- 8 Mart Kadınlar Günü’nde kadına şiddet! / 10.03.2021
- Sağlıkta dönüşümün bedeli - sağlık israfı - sağlık iflası / 07.03.2021
- Türk milleti neden mutsuz! / 05.03.2021
- 'İnandığın yolda yürü' / 02.03.2021
- Sağlık alanında kötü gidişat ve defansif tıp / 22.02.2021
- Türk toplumunda psikososyal sorunların nedenleri / 24.05.2021
- Tek kişilik akıl mı ortak akıl mı? / 22.05.2021
- Şımartılmış Hasta Sendromu ve sağlık çalışanlarına şiddet / 21.05.2021
- Covid-19 salgını ile artan sorun: Kadına şiddet, aile içi şiddet / 27.03.2021
- 8 Mart Kadınlar Günü’nde kadına şiddet! / 10.03.2021
- Sağlıkta dönüşümün bedeli - sağlık israfı - sağlık iflası / 07.03.2021
- Türk milleti neden mutsuz! / 05.03.2021
- 'İnandığın yolda yürü' / 02.03.2021
- Sağlık alanında kötü gidişat ve defansif tıp / 22.02.2021