10 Ağustos'ta vefat eden Bağımsız Türkiye Partisi MYK Üyesi ve İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Yüksel Beşer Hanımefendinin anısına... Çağın bilgesi değerli ilim ve devlet adamı çok muhterem Haydar Baş Hocama, Evvela saygılar sunar, sağlık dileklerimle Yüce Rabbimizden zevale düşmüş ülkemizin kurtarılması için, Zatıâlinizi 'baş'ımıza BAŞ olarak nasip etmesini niyaz ederim. Sayın Hocam; Zatıâlinizi ve ekibinizi tanıyalı ve Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) saflarına dâhil olalı yaklaşık 10 yıl oldu. Bu tarih benim için bir milattır. Evveli ve sonrası var. Evvelinde olaylara bakışım, değerlendirmem isabetsiz idi. Sonrasında ise, sayenizde öğrendiklerimle hakkın ve hakikatin ne tarafta olduğunu idrak ederek, gelişmeleri değerlendirmem isabet kazandı. Sizlere müteşekkirim. Dağarcığıma ne aktardı isem, bunları sizin eşsiz birer hazine olan eserlerinize, hiçbir eşi benzeri bulunmayan Ehl-i Beyt külliyatınıza ve bunlara ilaveten TV programlarınıza, İcmal Dergisi ile Yeni Mesaj Gazetesindeki makalelerinize, konferanslardaki sunumlarınıza, sempozyumlardaki tebliğlerinize borçluyum. Yine bu konferans ve sempozyumlara iştirak eden, İcmal ve Yeni Mesaj'daki yayınları ile TV programlarıyla halkı bilgilendiren her biri birer pırlanta değerinde olan kadronuza da borçluyum. Bugün Zatıâlinize bu satırları yazabiliyorsam, düşüncelerimi aktarabiliyorsam, sizlerden aldığım bilgi sayesindedir. İnşallah yakın bir gelecekte bütün Türk Milleti ve İslam âlemi bu eşsiz bilgileri gerek yazılı olarak gerekse tatbiki olarak icraatlarınızdan öğrenerek hak ile batılı ayırt edebilecekler, böylece hakikatleri görerek huzurlu ve mutlu olacaklardır. Bizler, nasipdar kulları imişiz ki sizi önceden tanıma, zaman zaman yakınınızda olabilme şerefi ve şanını Allah bize nasip etti. Buna vesile olan Fuat Şengül beyin babası Emekli Hâkim merhum Şefik Şengül beyi her zaman rahmetle anıyorum. Sayın Hocam, sizin şanssızlığınız; böyle devlet adamı vasfından uzak yöneticilerin zamanına rastlamış olmanız diye düşünüyorum. Ama bundan da belki bizim bilmediğimiz bir hikmet vardır. Sabredip bekleyip göreceğiz. Yalnız şu bir gerçektir ki, emanet er geç ehlinin eline geçecektir ve kurtuluş da er geç sağlanacaktır. Bu asırda aklın ve mantığın asla kabul etmeyeceği bir vakıa ile karşı karşıyayız ve bir Türk olarak bu olay bizi derinden yaralıyor: Yönetimdeki kişiler Prof. Dr. Haydar Baş beyin yazılı ve sözlü eserlerinden habersiz görünüyorlar ya da öyle davranmayı tercih ediyorlar. Müslüman bir Türk ilim adamı çıkıyor, dibe vurmuş dünya ekonomisini kaldıracak eşsiz bir ekonomi modelini, Milli Ekonomi Modeli'ni (MEM) 7 - 8 sene önceden başlayarak dünya çapında 7 kongre ile 500'e yakın dünya genelinde yetkinliği olan bilim adamlarına sunuyor. Otoritelerin tamamı, MEM'in dünyayı kurtaracak tek 'tüketim eksenli analiz' modeli olduğunu belirterek, oybirliği ile Nobel Ödülüne aday gösteriyorlar. 100'ü aşkın ülke, modeldeki bölümleri kendi ülkelerinde uyguluyorlar. Türk yetkililerinden ise maalesef bir ses çıkmıyor. Kongrelere muhakkak ki gizlice adamlarını gönderip izlettiriyorlar, TV kanallarından anında veya bilahare muhakkak izliyorlar, piyasaya çıkan kitapları ele geçirmek sorun değil yani her halükârda MEM'in de, projenin muhteşemliğinin de farkındalar. Buna rağmen en yetkilisinden, en aşağıdakine kadar bütün devlet erkânı, meclistekiler, akademisyenler, memleket hizmetindeki görevliler tamamen sessiz kalıyor. Sanki dünya çapındaki böyle bir olaydan adeta haberleri yok! Özellikle Meclisteki milletvekillerinin görevi, milletin menfaatini düşünmektir. Bunun için Mecliste bulunuyorlar, bunun için maaş alıyorlar. Memleketin menfaatini düşünmedikten sonra orada işiniz ne? Dünya otoriteleri, oybirliği ile Nobel ödülüne aday gösterdikleri için projeyi yeremiyorlar. Methetmek, alkışlamak, sahip çıkmak, uygulanması için çalışmak ve çaba göstermek gibi bir davranışları da yok. Çünkü bu tutum milletini seven, onun menfaatini düşünen vatanperver kişilerin tutumudur. Ey meclisteki iktidar ve muhalefet milletvekilleri, Sizlerin bu türlü tutumu, şahsi menfaatleriniz ve Türkiye'nin kalkınmasını istemeyen dış güçlerin talimatına uymanız sebebiyledir. Sizlerin icraatlarınızdan bu vatana, millete hayır gelmez.
Yüksel Beşer / diğer yazıları
- Prof. Dr. Haydar Baş'a mektup - IV / 15.08.2013
- Prof. Dr. Haydar Baş'a mektup - III / 14.08.2013
- Prof. Dr. Haydar Başa mektup - II / 13.08.2013
- Prof. Dr. Başa Mektup - I / 11.08.2013
- Prof. Dr. Baş’a mektup - 5 / 23.06.2012
- Prof. Dr. Baş’a mektup - IV / 22.06.2012
- Prof. Dr. Baş’a mektup - III / 21.06.2012
- Prof. Dr. Baş’a mektup - II / 20.06.2012
- Prof. Dr. Baş’a mektup - I / 19.06.2012
- Prof. Dr. Haydar Baş'a mektup - III / 14.08.2013
- Prof. Dr. Haydar Başa mektup - II / 13.08.2013
- Prof. Dr. Başa Mektup - I / 11.08.2013
- Prof. Dr. Baş’a mektup - 5 / 23.06.2012
- Prof. Dr. Baş’a mektup - IV / 22.06.2012
- Prof. Dr. Baş’a mektup - III / 21.06.2012
- Prof. Dr. Baş’a mektup - II / 20.06.2012
- Prof. Dr. Baş’a mektup - I / 19.06.2012