PKK’ya iç ve dış destekler tam gaz devam ediyor. AKP milletvekili dağdaki teröristleri “benim canım, ciğerim” diyerek sahipleniyor. CHP vekili, öldürülen teröristleri “şehit” olarak tanımlıyor. Sonrada şehit olan askerlerimiz için bu partilerin başkanları yan yana saf tutuyor, terörü bitireceğiz iddiasında bulunuyorlar.
Erdoğan, Leyla Zana ile görüşüyor. Oldukça tatmin olduğunu (görüşmenin) açıklıyor. CHP terörü bitirmek için 10 madde, Meclis Başkanı 11 madde hazırlıyor. Ama ne hikmetse (!) terör artarak devam ediyor. AKP hükümeti ise “akil adamlar” topluluğu oluşturuyor, aynen açılımı başlattıkları günlerde olduğu gibi. Yalnız bir şey dikkatimi çekti! Açılıma Bülent Ersoy ile başlayanlar, bu topluluğa Bülent Ersoy’u almamış. Demokrasinin ayıbı bence…
“Bu akil adamlar projesi içinde PKK’ya açık destek veren BDP’li Selahattin Demirtaş da var. Daha kimler var, kimler:
‘Silah Kürtlerin sigortasıdır’ diyen Leyla Zana akil adam olarak Kürt sorununu çözecek olan heyette!
“Türkler 1 milyon Ermeni’yi kesti” diyen Orhan Pamuk da akil adam olarak “Türkiye’nin birliğini sağlayacak” projeye dâhil.
“Gerillanın adını terörist koyduk” diyen Yaşar Kemal de heyette.
“Kürtler bu memlekette Cumhurbaşkanı bile olabilirler ama Kürt olamazlar” diyen Şerafettin Elçi, “Kürt sorununun çözümü için APO ile görüşmek şart” diyen Ahmet Türk, “Kürt sorununu çözmek isteyen hiç kimse DTP, PKK ve Öcalan’ı görmezden gelemez” diyen İhsan Arslan, gay olduğu söylenen yazar Murathan Mungan da akil adamlardan.” (Muharrem Bayraktar 5 Eylül 2012 Yeni Mesaj)
Bu kişilerle terörü bitirme mesajı veren AKP, Ortadoğu’daki barışı (!) sağlamak için de İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ve Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü işbirliğiyle, “Arap Uyanışı ve Ortadoğu’da Barış: Müslüman ve Hıristiyan Perspektifler” başlıklı bir uluslararası konferans düzenlendi. Kimler katıldı? Aynen “akil adamlar” listesi gibi ilginç isimler var bu katılımcılar arasında…
Kudüs Rum Ortodoks Patriği III. Theofilos, Evanjelik Lüteryen Kilisesi/Dünya Lüteryen Federasyonu Başkanı Piskopos Dr. Munib A. Younan, Asuri Doğu Kilisesi Patriği Mar Dinkha IV, Ermeni Ortodoks Patriği Vekili Nurhan Manougian, Asuri Kadim Doğu Kilisesi Patriği Mar Addai II, Lübnan Dağı Süryani Patriği Monsenyör Geoges Saliba, , İstanbul ve Ankara Süryani Kadim Cemaati Ruhani Reisi ve Patrik Vekili Yusuf Çetin, Türkiye Süryani Katolik Patrik Vekili Yusuf Sağ, Turabidin Metropoliti Samuel Aktaş, gibi artı Türkiye ve Ortadoğu’nun en önemli dini liderleri (!) ve kanaat önderleri ve de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yer alıyor.
Dışişleri Bakanlığı, yapılan konferansta şu sorulara yanıtlar aranacak diyor; Yeni Ortadoğu’da bölgenin kadim dini gelenekleri bu süreçte nerede durmaktadır? Yüzlerce yıllık bir arada yaşama kültürü ve dini çoğulculuk tecrübesi, bölgede adil ve barışçıl bir düzenin inşasına nasıl katkılar sunabilir? Müslüman ve Hıristiyan topluluklar ve onların ruhani liderleri, tehditleri fırsata çevirmek için nasıl bir liderlik rolü üstlenebilir? Yeni Ortadoğu’da dini ve sosyal barışın ve uyumun tesisi için üzerimize düşen görevler nelerdir?
Bu sorular ve katılımcılar Ortadoğu sorunlarını görebilir, çözebilir mi? Hayır. Neden? Birincisi Müslüman’ın, Müslüman’dan başka dostu yoktur, olmaz, olmazlar, olamaz da. Artı Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan terör ve vahşetin neden ve niçinlerinin tartışılacağı tek bir soru yok. Nedir o soru? Ortadoğu ve Türkiye’de yüzyıllardır kim ve ne için kan akıtıyor? Bu sorunun cevabını Kur’an, Sünnet ve Ehl-i Beyt perspektifinden bakanlar verebilir. Yahudi ve Hıristiyanları dost edinenler, hayata Hıristiyan perspektifinden bakanlar, dinleri birleştirmeye kalkanlar veremez.
Neler konuşuldu, sorusunu ise cevaplamaya bile gerek yok. Her gün ülkesinde kan akan bir başbakanın, başka bir ülkeyi ve yönetimini zalimlikle suçlaması, birlik beraberlik derken papazlara benim Şii kardeşlerimi şikayet etmesinin, ayrımcılığa gitmesini artı bu ayrımcılığı papazlar önünde yapmasının nesini yorumlayacağım ki! Bu tip toplantı ve hareketlerin milletimize etkisi ve katkısı ne oluyor biliyor musunuz? Bu papazlar toplantıdan önce arzuyla kiliseye dönüştürmeyi bekledikleri Ayasofya’yı ziyaret ettiler. Kudüs Rum Ortodoks Patriği III. Theofilos, çıkışta basın mensuplarına açıklama yaptı. Açıklama sonrası bir vatandaş Theofilos’un karşısına geçerek “Elini öpeyim hacı amca” diyerek el öptü. Theofilos ise bu durum karşısında şaşkınlığını gizleyemedi ve gülerek karşıladı. İşte vatandaşa etkisi!
Erdoğan, Leyla Zana ile görüşüyor. Oldukça tatmin olduğunu (görüşmenin) açıklıyor. CHP terörü bitirmek için 10 madde, Meclis Başkanı 11 madde hazırlıyor. Ama ne hikmetse (!) terör artarak devam ediyor. AKP hükümeti ise “akil adamlar” topluluğu oluşturuyor, aynen açılımı başlattıkları günlerde olduğu gibi. Yalnız bir şey dikkatimi çekti! Açılıma Bülent Ersoy ile başlayanlar, bu topluluğa Bülent Ersoy’u almamış. Demokrasinin ayıbı bence…
“Bu akil adamlar projesi içinde PKK’ya açık destek veren BDP’li Selahattin Demirtaş da var. Daha kimler var, kimler:
‘Silah Kürtlerin sigortasıdır’ diyen Leyla Zana akil adam olarak Kürt sorununu çözecek olan heyette!
“Türkler 1 milyon Ermeni’yi kesti” diyen Orhan Pamuk da akil adam olarak “Türkiye’nin birliğini sağlayacak” projeye dâhil.
“Gerillanın adını terörist koyduk” diyen Yaşar Kemal de heyette.
“Kürtler bu memlekette Cumhurbaşkanı bile olabilirler ama Kürt olamazlar” diyen Şerafettin Elçi, “Kürt sorununun çözümü için APO ile görüşmek şart” diyen Ahmet Türk, “Kürt sorununu çözmek isteyen hiç kimse DTP, PKK ve Öcalan’ı görmezden gelemez” diyen İhsan Arslan, gay olduğu söylenen yazar Murathan Mungan da akil adamlardan.” (Muharrem Bayraktar 5 Eylül 2012 Yeni Mesaj)
Bu kişilerle terörü bitirme mesajı veren AKP, Ortadoğu’daki barışı (!) sağlamak için de İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) ve Marmara Üniversitesi Ortadoğu Araştırmaları Enstitüsü işbirliğiyle, “Arap Uyanışı ve Ortadoğu’da Barış: Müslüman ve Hıristiyan Perspektifler” başlıklı bir uluslararası konferans düzenlendi. Kimler katıldı? Aynen “akil adamlar” listesi gibi ilginç isimler var bu katılımcılar arasında…
Kudüs Rum Ortodoks Patriği III. Theofilos, Evanjelik Lüteryen Kilisesi/Dünya Lüteryen Federasyonu Başkanı Piskopos Dr. Munib A. Younan, Asuri Doğu Kilisesi Patriği Mar Dinkha IV, Ermeni Ortodoks Patriği Vekili Nurhan Manougian, Asuri Kadim Doğu Kilisesi Patriği Mar Addai II, Lübnan Dağı Süryani Patriği Monsenyör Geoges Saliba, , İstanbul ve Ankara Süryani Kadim Cemaati Ruhani Reisi ve Patrik Vekili Yusuf Çetin, Türkiye Süryani Katolik Patrik Vekili Yusuf Sağ, Turabidin Metropoliti Samuel Aktaş, gibi artı Türkiye ve Ortadoğu’nun en önemli dini liderleri (!) ve kanaat önderleri ve de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yer alıyor.
Dışişleri Bakanlığı, yapılan konferansta şu sorulara yanıtlar aranacak diyor; Yeni Ortadoğu’da bölgenin kadim dini gelenekleri bu süreçte nerede durmaktadır? Yüzlerce yıllık bir arada yaşama kültürü ve dini çoğulculuk tecrübesi, bölgede adil ve barışçıl bir düzenin inşasına nasıl katkılar sunabilir? Müslüman ve Hıristiyan topluluklar ve onların ruhani liderleri, tehditleri fırsata çevirmek için nasıl bir liderlik rolü üstlenebilir? Yeni Ortadoğu’da dini ve sosyal barışın ve uyumun tesisi için üzerimize düşen görevler nelerdir?
Bu sorular ve katılımcılar Ortadoğu sorunlarını görebilir, çözebilir mi? Hayır. Neden? Birincisi Müslüman’ın, Müslüman’dan başka dostu yoktur, olmaz, olmazlar, olamaz da. Artı Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan terör ve vahşetin neden ve niçinlerinin tartışılacağı tek bir soru yok. Nedir o soru? Ortadoğu ve Türkiye’de yüzyıllardır kim ve ne için kan akıtıyor? Bu sorunun cevabını Kur’an, Sünnet ve Ehl-i Beyt perspektifinden bakanlar verebilir. Yahudi ve Hıristiyanları dost edinenler, hayata Hıristiyan perspektifinden bakanlar, dinleri birleştirmeye kalkanlar veremez.
Neler konuşuldu, sorusunu ise cevaplamaya bile gerek yok. Her gün ülkesinde kan akan bir başbakanın, başka bir ülkeyi ve yönetimini zalimlikle suçlaması, birlik beraberlik derken papazlara benim Şii kardeşlerimi şikayet etmesinin, ayrımcılığa gitmesini artı bu ayrımcılığı papazlar önünde yapmasının nesini yorumlayacağım ki! Bu tip toplantı ve hareketlerin milletimize etkisi ve katkısı ne oluyor biliyor musunuz? Bu papazlar toplantıdan önce arzuyla kiliseye dönüştürmeyi bekledikleri Ayasofya’yı ziyaret ettiler. Kudüs Rum Ortodoks Patriği III. Theofilos, çıkışta basın mensuplarına açıklama yaptı. Açıklama sonrası bir vatandaş Theofilos’un karşısına geçerek “Elini öpeyim hacı amca” diyerek el öptü. Theofilos ise bu durum karşısında şaşkınlığını gizleyemedi ve gülerek karşıladı. İşte vatandaşa etkisi!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025